Belki bedenim değil ama ruhum çok yorulmuştu

70 8 14
                                    

10dk filan diye derken sabah 9da kalktım yüzümü yıkadım ve kahvaltı yapmaya indim.
Kendime yumurta ve sandviç yapıp yedim. yedikten sonra kendime papatya çayı yaptım onuda içip odamın yolunu tuttum. Masama geçtim günlük programımda olduğu gibi ders çalışmaya başladım saat öğlen 1 gibi ders çalışmayı bıraktım. Genelde odamdan hiç çıkmam bu yüzden her şeyim de odamda olur. Çekmecemi açtım genelde kendimi kötü hissettiğim zamanlarda yaptığım gibi çikolata yiyecektim. Çekmeceden çikolatayı alıp yatağımın üstüne çıkıp köşede sessizce çikolatayı yedim. Kafamdaki sorular beni deli edercesine bir hal almıştı o sorulardan kurtulmak için çabalıyordum ve çabaladıkça batmış gibi hissediyordum... çikolatam bittikten sonra yatağıma uzandım tableti elime aldım ve kafamı boşaltmak için bir şarkı açtım. Leaving tonight diye bir şarkıydı. yavaş gelen sesin verdiği huzurla yorganı üzerime çektim. Biraz yorganın içinde öyle durduktan sonra tabletimi alıp beğendim şarkılardan yeni bir playlist oluşturdum. İçine şu ana kadar tüm playlistlerimdeki şarkıların karışımını koydum. İsim bulmaya çalışırken aklıma odamdan hiç çıkmayışım ve playlistlerimin karışımı geldi ve ismine "odanın playlistleri" yazdım. Şarkıların kimi eğlenceli ritim olsada hepsinin anlamları benzerdi ve ne kadar güzel bir ritme sahip olsada kafamda çevirdiğim şarkı sözleriyle içten içe üzülüyordum çünkü bu şarkılar birini anlatıyordu hem dinleyeni hem şarkıyı yazanı.. kendimi başka dünyaya sürükleyen kitap ve şarkı ile zaman geçirmeyi sevdiğim için kitabımı elime aldım ve her zamanki gibi bir yandan şarkı ile okumaya başladım. Kitap bitmek üzere olduğu için kitabımı bitirme kararı aldım ve kitabımı bitirip kitabı kitaplığıma koydum. Biz okurların hep hissettiği gibi yeni bir kitaba başlıyasıya kadar boşlukta olacagımı biliyordum kendime aktivite bulmam gerekiyordu. Ayağa kalktım çekmecemden bir bebek yağını alıp banyoya gittim. Banyoda doktorun verdiği gözüm için olan bi kaç ilaç daha doğrusu damla vardı. Onları gözüme uyguladım biraz yaktığı için bekledim. Sonra yüzüme bebek yağını sürdüm. Bebek yağının kokusu hep hoşuma gitmiştir. sürüp tekrar yatagıma yattım. Sosyal medya hesaplarım arasında geçiş yapıp duruyordum. En fazla takipçili olan hesabıma girip bir kaç story paylaştım. Sanaldan çok arkadaşım olduğu için onlarla konuşmak güzel oluyordu. Biraz onlarla konuştuktan sonra annem geldi. Bi anda "hadi giyin gidiyoruz" demesiyle duraksadım. Nereye gidecektik? Dışarı çıkmak istemiyordum ki? Annem biliyor dışarıyı sevmediğimi? Anneme merakla "nereye?" Diye sordum. Babamın yengesimiymiş neymiş ben insanlardan oldum olası nefret ederim özellikle akrabalarımı hiç sevmem. Bana davranışları, hareketleri, tavırları ve sözleri hep kırıcı ve igrenc olur o yüzdende akrabalarımla ilişkim de iletişimim de pek olmaz. Annem her ne kadar beni zorlasada hadi artık gidelim lütfen desede gitmek istemedim. Zorla gittiğim yerlerdede hoşnut durmam zaten genelde. annemde zaten belli bir ısrardan sonra vazgeçti. Annemgil çıktıktan sonra karmakarışık olan odama baktım, cidden dağınıktı. Bir toka alıp saçımı rastgele bir ev topuzu yaptım. Odam her ne kadar dağınık olsada masamın dağınık olması pek hoşuma gitmezdi. hani ruhumuz her ne kadar dağınık, parçalanmış olsada bazen o dağınıklığı, parçalanmışlığı düzeltmek isteriz ve çabalarız ya bu gerçek hayatıma da yansıyordu benim. Masamdaki test kitaplarını, kalemleri alıp güzelce kaldırdım sonra masama oturup dışarıyı izledim. Masam pencerenin hemen yanındaydı. Yüzüme vuran hafif güneşle dışarıda eğlenen, karla oynayan insanları izledim. Mutlu görünüyorlardı yada o anlık öylelerdi...
Dışarıyı izlerken güneşi bulutun saklamasıyla benim kafamı kurcalayan o sorular yine geldi. Etrafımdakilerle ve gördüklerimle, yaşadıklarımla ilgili sorulardı. Bu sefer cidden zordu sorular. Her ne kadar cevap arasamda bir türlü bulamadığım soruları soruyordu bana beynim daha doğrusu kendim. Sorulara cevap veremedikçe hareketlerime yansıyordu. Dışardan görülseydim beni psikolojik hasta sanabilecekleri hareketler.
-kopya ister misin ******?
-benim bulamadıklarımı sen nasıl bulacaksın iç ses?
-bazen insan kendini tanıyamadığını sanır ama biraz çabalasa derinliklerindeki kendini keşfeder ******.
-git başımdan.
Sinirliydim. Kendi kendime konuşan, aptalca hareketleri olan iğrenç biriydim. Sinirim kendimeydi ve kendimi keşfedesiye kadar gitmeyecek bir sinirle duruyordum.
Lavaboya gittim defalarca yüzüme su çarptım. Yüzümdeki o acı sinirimi bastırmama yardım ediyordu. ben genelde her anımda yemek yemeyi sevdiğim için yemek yeme ihtiyacı duymuştum. Aşağı indim noodle kalmamıştı bu yüzden makarna yapmaya karar verdim. Suyu ısıttıktan sonra makarnayı hazırladım yanına da sos. makarna piştikten sonra üstüne sosu döküp güzelce yedim. Balkona çıktım ve sokak lambalarının yandığını gördüm saate baktım saat 6 olmuştu sadece kafayı yiyerek saatlerimi geçirmiştim. Zil çaldı. Kapıdan baktığımda annemi gördüm kapıyı açtım annem bana garip bir bakış atıp içeri girdi. Annem içeri girince bende tekrar odama çıktım. İnsanlardan nefret ediyorum derken şaka yapmıyordum Evde başka bir insanın olması bile tedirgin ediyordu beni! Yatağıma uzandım her ne kadar evde dursam yatakta yatmaktan başka bir şey yapmasamda yorulmuştum. Belki bedenim değil ama ruhum çok yorulmuştu. Yemeğin verdiği ağırlıklada uyuyakalmışım. Kalktığımda saat gece 1 olmuştu şaşırdım çünkü yedi gibi yatmıştım yani çok fazla uyumuştum. Uykudan yeni kalktığım için bedenim felç gibi bir haldeydi saatlerce uyusamda bedenim güçlü değildi, enerjik değildi. Kolumu bile kaldıramıyordum. Çok susamıştım babama seslendim bana bir bardak su getirdi suyu içtikten sonra anca kendime gelebildim. Ayağa kalktım aşağı indim kendime bir kahve yapmak için su kaynattım. Kahve bağımlısı gibi bir şeydim günde illa ki bir tane kahve içiyordum ama içmeden duramıyordum. Su kaynarken abime baktım genelde benim gibiydi geceleri uyanık olurdu ve abim evde iyi anlaşabildiğim tek bireydi. "Abi ben çok mu uyudum?" Diye sordum bir yandan LoL oynayan abim bana "çok fazla uyudun ******  eğer şimdi uykun varken tekrar yatmazsan sabaha kadar uyuyamazsın" dedi ama ben zaten sabaha kadar uyumuyordum. Biraz abimi izledikten sonra mutfağa geri döndüm. En sevdiğim kupayı alıp içine kahve ve süt ekledim sonrada kaynayan suyu üzerine ekledim ve abime iyi uykular dileyip yukarıya çıktım. Kahvemle birlikte direk terasa yöneldim her gece yaptığım gibi orada oturdum ve dışarıyı izledim. Havanın soğukluğu bedenime işlerken bir yandan kahvenin sıcaklığı ile içim ısınıyordu. İçeri soğumasın diye terasın kapısını kapatıp terasın camlarından birini açtım ve karşısına oturdum. Karın havayla karışmış kokusu parfüm gibi geliyordu. Bir yandan esen rüzgarla çatıdaki karlar havaya süzülüyorken, bir yandan da esen rüzgar tenime hafif dokunuşlar atıyordu. Bu benim kafamı dağıtmama yardımcı oluyordu. Kafamda düşünce  kalmıyordu, kendimi buluyordum. Gözlerimi kapattım ve yüzüme vuran rüzgarla havaya karışan kar kokusunu hissetmek istedim. Hissettiğim his hayatımda en sevdiğim ve geçici olmayan hislerdendi. Yaklaşık bir iki saat orada öylece durduktan sonra içeri odamın yolunu tuttum. Yatağıma uzanıp kulaklığımı taktım. Yeni yaptığım "odanın playlistleri" adlı playlistimi açtım ve internetten bi kaç dizi önerisine baktım. Her gece olduğu gibi bir şeyler izleyecektim. Beğendiğim bir kdrama bulup izlemeye başladım. Kdramada 4-5 bölüm izledikten sonra saate baktım saat 5 olmuştu. Youtube girip bir kaç video izledim. İzlediğim videoların kimi hüzünlü kimi ise eğlenceliydi. Aynı benim kişiliğim gibiydi çok çabuk mood  değişimleri yaşardım. Ağlarken kahkaha atabilirdim yada mutluluktan havalara uçacakken bir anda depresifleşebilirdim. Video izlemekten sıkıldıktan sonra tekrar şarkı dinlemeye başladım. Şarkılar benim kaçış yolumdu, benim hayat bulduğum noktaydı, benim kendimi tamamlamamı sağlayan şarkılardı. Şarkılar, dinlediğim zamanlara göre ve ruh hallerime göre değişirdi ve açıkcası şu an şarkı dinleme nedenim kafamdaki karmaşıklıkları çözmek, kafamdaki sorulardan kaçmak içindi. Şarkı dinlerken bir anda alarmım çaldı. Farketmemiştim ama sabah olmuştu alarmımı kapattım ve şarkı dinlemeye devam ettim. Şarkı dinlerken yavaş yavaş gözlerim kapandı ve uykuya daldım..

Odanın playlistleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin