Remember I was your hero, yeah
I'd wear your heart like a symbol
I couldn't save you from my darkest truth of all💮
Kendimi hissedemiyordum. Sanki tüm vücudum karıncalanmış gibiydi ve göz kapaklarım bile kontrolsüzce kapanıp açılıyordu. Sorun neydi veya noluyor bilmiyordum ama bir güne daha gözlerimi açmamak için şavaşırken uyanıyordum.
İstemiyordum işte uyanmak, uyanmazdımda ama
titriyordum sanırım
Ve biri kulağımın dibinde bağırıyordu."Bunlar ölmüş mü lan!"
Öyle bir tonda bağırmıştıki kim ölmüş diye, nasıl yaptım bilmiyorum ama üstümdeki ağır kolu iterek hızla doğruldum.
"Oha Seokjin ölmemiş lan!"
Kocaman açtığım gözlerimle ne olduğunu yeni yeni açılmaya başlayan beynimle anlamaya çalışıyorken dibimde bağıran Jaehyun panikle bize koşanlara el kol yaparak bağırıyordu.
Allak bullaktım. Üstüme aniden çökmeye başlayan bir buz kesmesi vardı ve titremeye başladım. Her bir uzuvum titrerken bacaklarımı dün yukarda bulduğum battaniyeye sardım. İçine mümkünmüş gibi dahada sokulurken yeni yeni anlıyordum ki,
Bahçedeydik. Dün Jungkookun kafasının altına girip güzelce uyuduğumu ve Jungkookunda beni iyice kürküne sarıp aynı şekilde uykuya daldığını hatırlıyordum dolayısıyla bahçede olmamız normaldi.
Ama ilerde gördüğüm bedenler. Oldukça ilerde gözüken kırmızı spor arabadan inen Ken, Taehyung ve bağırarak koşan Doyoungla şaşırdım.
Bizim yerimizi ben bile bilmezken nasıl bizi bulabilmişlerdi ki?Ben şaşkın şaşkın bakarken, Doyoung hızını yavaşlatmadan yanıma anında ulaştı ve bir anda yerde oturmamı umursamadan boynuma atladı. Ellerim histerikçe beline tutunurken beni sarsarak nefes almadan sövüyordu.
"Seni kocanla birbirinizle dilediğinizce oynaşın diye yalnız bırakıyoruz, bir bakmışım dağın başında ve hamilesin gerizekalı!
Ne kadar endişelendik haberin var mı senin!
Telefon diye bir şey icat edildi ya hani!! Arayamasanda mesaj diye bir şey var, bir kaç saniyede kolayca insanlarla haberleşmene falan yarıyor hani! ama sen biricik eşine aşkından o kadar salaklaştınki ah aptal arkadaşım benim...."Susmak bilmeden boynuma gömülmemişcesine bağırırken, şuan kızmaktan daha çok endişeli olduğunu biliyordum.Doyoung kızdığı zaman sessiz kalır ve tek kelime etmez,darılırdı çünkü. Endişelendiğinde ise böyle çenesiz oluyordu ve sakinleşmesi zaman alıyordu.
Elimle hafif hafif sırtını patpatlarken ayakta başımızda duran Ken, Jae ve Taeye bakıyordum. Onlarda hafif gülümseyerek bana bakıyor, Doyoungun bitirmesini bekliyorlardı. Onlara hafifçe gülümserken ne kadar mutlu olduğum eminim ki gözlerime yansıyordu. Onları gördüğüme çok mutlu ve rahatlamıştım çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölü Diken Çalısı ▪︎Kookjin
FanficBaşımı yerden kaldırdım ve onun bana tüm merhametiyle bakan dolu gözleriyle karşılaşır karşılaşmaz ağzımdan bir hıçkırık koptu. Acı çekmiştik. Canımızı parçalara ayırmıştım. Çünkü bizi, bizsiz bırakmaya canımdan can gide gide zorlamıştım. "Jinnie, y...