2- gölgede solup gitmeye mahkumdu

8.5K 551 65
                                    

"Hay ben böyle işin..." Ali elindeki dosyayı sinirle masanın üzerine atarak arkasına yaslandı.

"Ne o yok mu bir gelişme?"

"Yok abi. Zaten ne biçim insansa bunlar hangisini elimize alsak bir yerinden yamuluyor resmen."

İbrahim komiser siyah ceketini çıkarıp cam kenarındaki boş masanın üzerine gelişi güzel attıktan sonra yerine yerleşti: "Ne var? Ne oldu?"

Ali elindeki dosyayı açarak "Kadın o gece ilk başta kocasının metresiyle konuşuyor, tanıklara göre aralarında bir tatsızlık olmamış" diye yanıtladı: "sonra kuzeniyle konuşuyor davetlilerden biri kuzeninin 'dikkat et ateşle oynuyorsun' dediğini duymuş ama adam bunu söyler söylemez arkasını dönüp gitmiş. Kâhya birkaç saat sonra kadınla kocasının kavgasına hemen ardından da kocasının sevgilisinin annesiyle konuşmasına tanık olmuş." Ellerini çaresizce saçlarının arasına daldırıp kafasını geriye atarak sordu: "kadınla Jeyan'ın annesi arasında ne geçmiş olabilir ki?"

İbrahim önündeki dosyayı incelerken kafasını salladı, biraz da yardımcısının sesli düşünmesine katkıda bulunmak için "Belki de Peride kocasıyla Jeyan arasındakileri kadına anlatıyordu." diye akıl yürüttü.

Ali ayağa kalkarak odada dolanmaya başladı, odanın içinde gelişigüzel birkaç seyrek adım attıktan sonra içini çekti. "Tamam da Jeyan annesiyle babasının bilmediğini söylüyor. Hatta eğer bunu tek bir kişi bile öğrenirse dava açmakla tehdit etti." Jeyan'ın fotoğrafına bakıp kısa bir aradan sonra mırıldandı: "Sonra kardeşi kadının peşinden dışarı çıkmış." İbrahim, sessiz kalıp sözü Ali'ye bıraktı. Tez canlı, feveran yardımcısı konuşarak ve dolaşarak akıl yürütenlerdendi. "Diren'in anlattığına göre Jeyan ve Doruk hakkında konuşmuşlar, kocasını kardeşinden uzak tutmasını söylemiş ve beş dakika sonra da anne ve babasıyla oradan ayrılmış."

Ali'nin kaşları çatık bir halde Peride'nin fotoğrafına baktığını gören İbrahim önündeki dosyayı ileri itip yardımcısını bir kez daha teşvik etti. "Jeyan neredeymiş?"

"Jeyan'ın dediğine göre o ailesinden önce ayrılmış. Arka bahçeye açılan salon kapısından çıkıp, bahçeyi geçmiş arabasına binip gitmiş." Ali yanaklarını şişirerek içine çektiği havayı üfleyip devam etti. "Kâhya kapıdan çıktığını görmüş ama o kadar. Arabaya binerken kimse görmemiş, bahçenin o tarafındaki kameranın kör noktası var. Çıktığına dair bir görüntü yok yani."

İbrahim önündeki çayı karıştırırken, başka bir fikir öne sürmeyi denedi. "Diğer davetlilerden birinin kadınla husumeti olabilir." diye sorduğunda Ali kafasını olumsuz anlamda salladı

"Yok baş komiserim. Hepsi zaten inceleniyor ama kadın sessiz, sakin, kendi halinde biriymiş. Bana kalırsa zaten şüpheliler dört kişi kocası, kocasının metresi, onun abisi, bir de kadının kuzeni" İbrahim'in bakışlarını görünce ekledi "Bu Emir Evrensel. Bunların başka anaları, danaları, çolukları çocukları yok. Peride'nin babasının serveti bu herife kalacak adamın tek çocuğu öldüğü için."

İbrahim, Ali'nin dikkat çektiği noktayı bir süre kaşlarını çatıp düşündü. "İyi de bu adamın kendi malı mülkü yok mu?" Bir yandan da gözünün önüne kadının kuzenini getirmeye çalıştı. Tüm küstah duruşuna rağmen ilk ifadesi alınırken adamın kederi ve üzgünlüğü belli oluyordu.

"Var" diye onayladı Ali "Burada iki tane oteli var, Kıbrıs'ta da bir kumarhanesi. Tabii bu bilinen."

"Eee? Para için neden öldürsün ki kadını, kendisi zaten zengin."

"Fazla para göz çıkarmaz abi, kan çıkarır." İçini çekip aldığı derin nefesi geri saldıktan sonra ekledi: "Silah sesini kimse nasıl duymamış akıl alır gibi değil."

SIR'ÇA - KİTAP OLDUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin