Enemy 》 MinSang

Ilk öpücük

O günün üzerinden üç gün geçmişti. Sayısalcılar ve dilciler artık daha iyi anlaşıyorlardı. Yani en azından artık kavga etmiyor, birbirlerine laf atmıyorlardı. Yine bir ders arasında arka tarafta toplanmıştı iki farklı dershanenin öğrencileri.

"Off donuyorum ben!"

"Napim."

"Domal Woo."

"Kesin çocuk gibi atışmayı."

Sarışın olan elindeki kahveye üfledikten sonra konuşmuştu. Mingi gülümseyerek yanındaki sarışını izliyordu. Changbin ve Wooyoung laf dalaşına daha sessiz bir şekilde devam ederken San Wooyounga; Jisungda Changbine gaz veriyor ve gülüyorlardı. Felix ise Chanin kucağında Chanin montuna sarılmış bir şekilde kahvesini yudumluyordu, Chan de kollarını sevgilisinin etrafına sarmış onu ısıtmaya çalışıyordu. Minho ve Jackson sigara içmek için oradan uzaklaşmışlardı. Hongjoong ve Seungmin dışarıya çıkmayıp ders çalışacağını söylemişlerdi. Jongho, Ni-ki ve Jay oturmuş telefondan oyun oynuyordu. Hyunjin, Kai, Jeongin, Seonghwa ve Yunho ise tatlı bir sohbete girmişlerdi.

"Hadi avm ye gidelim. Hem yemek yeriz hem de orası sıcak."

"Sunbae çok kalabalığız... savaşa gider gibi."

"Ben sınıfa çıkacağım."

"Artı sekiz."

"Kaç kişi gelmek ister avm ye, el kaldırın da sayayım."

"Yeosang, Mingi, Minho, Jisung, Cbin, Chan, Lix, Woo, San ve ben. Tamamdır hadi gidelim."

Diğerleri dershanelerine çekilirlerken geriye kalanlar ise avm ye doğru ilerlemişlerdi.

Avm ye girdikten sonra yemek katına çıktılar.
Yeosang, Wooyoung, Changbin ve Mingi bir yere geri kalanlar ise pizza yemek için farklı bir yere gitmişlerdi. Yeosang tavuk sipariş verirken diğer üçü hamburger sipariş etmişti. Herkes kendi tepsisini alıp masaya oturdu. Yeosang ve Mingi yan yana otururken Yeosang'ın karşısında Wooyoung oturuyordu.
Herkes yemeklerini yemeye başlamış, sohbet etmeyi ertelemişlerdi.

"Şuan, acıktığımı fark ettim. Sunbae eğer söylemeseydi büyük ihtimal açlıktan ölürdüm."

Wooyoung'un dediği ile herkes gülmüştü.

Yemekler yendikten sonra Yeosang ayağa kalktı. Bakışlar ona dönerken gülümsedi.

"Elimi yıkamak için lavaboya gideceğim de."

"Bekle ben de geleyim."

Mingi de ayağa kalktı ve beraber wc ye ilerledirler. Arkada kalanlar sohbetlerine devam etmişlerdi.

Sonunda tuvalete girdiklerinde Yeosang elini yıkamaya başladı. Mingi de yanındaki yerde yıkadı. Wc de ikisi dışında kimse kalmadığında Mingi Yeosang'ın arkasına geçti ve belinden tutarak kendine çevirdi.

Neredeyse burun buruna geldiklerinde Yeosang masumca gözlerini kırpıştırdı. Olayı anlaması biraz uzun sürecekti belli ki.

Uzun olan tezgaha oturttuğu bedenin bacak arasından girerek yüzlerini daha da yakınlaştırdı ve belindeki bir eli yanağına yerleştirdi. Parmak uçları sarı tutamların diplerine değiyordu ense kısmında.

"Yeosang şuan yapacağım şey için özür dilerim."

Yavaş ve ağır bir biçimde pembe et parçaları birleştiğinde ikisinin de gözleri kapanmıştı. Bu öpücük o kadar saftı ki... Yeosang ise bu öpücüğe karşılık vererek cevabını vermişti Mingiye.