Pamuk şeker[F]

52 7 10
                                    

"Evet arkadaşlar bu dersi burada bitiriyoruz Pazartesi görüşürüz. 11 ve 12. ünitenin kelimelerini ezberleyip gelmeyi unutmayın."

"Hocam Pazartesine iki gün var hani..."

"Eee?"

"Hocam bizim o kadar beynimiz yok ki?"

Changbin'in dedikleri üzerine sınıfla beraber hoca da kahkaha atmıştı.

"Merak etme Changbin. Senin olmasa da olan arkadaşlarımız var."

Siyah gömleğini düzelterek sınıftan çıktı Ingilizce öğretmeni.

"Offf yetişmez ki amına koyayım. Daha matematik kitabı bitecek ve türkçeden de ödev var. 80 parağraf..."

"Parasıyla yapabilirim haberin olsun."

"Dızcı mısın olum?"

"Yoo ekmeğimin peşindeyim aslanım."

"Biz markete gidiyoruz gelecek olan var mı?"

"Yoo sevgililerle yürümem ben."

"Ayrımcılık yapma Hanji adam."

"Sane koçum?"

"Ayyy! San mesaj atmış arkada buluşalım diye. Gidiyorum yanına ben."

Wooyoung ayağa kalktığında Yeosang merakla  arkasındaki cama döndü ve dışarıya baktı. Telefonuna bakan San'ı gördüğünde gülümsedi. Etrafa bakarken gördüğü yüz ile duraksadı. Camı açıp kafasını dışarıya çıkardı.

"Aşağıya gelsene!"

"Bekle geliyorum."

Yeosang montunu giydi ve telefonunu cebine atarak aşağıya indi. Woo ile beraber arka tarafa geçtiklerinde siyah saçlı olan diğerinin yanına gitmişti, Yeosang da uzun olanın yanına gitti.

"Biraz yürüyelim mi?"

"Olur."

Ikili öylesine ara sokaklarda yürürken bir kaç saniye sessizleştiler ama sonrasında Mingi sıkılmış olacak ki öylesine bir soru sordu.

"Geçen ki olay..."

"Biz neyiz diye sormayacaksındır umarım?"

Mingi bir süre sustuğunda Yeosang gülmüştü.

"Gerçekten biz neyiz mi diye soracaktın?"

"Evet de yani şey, öylesine bir şey mi senin için?"

Uzun olanın kısık sesle sorduğu şeyi sarışın genç duymuştu bile. Bacakları yürümeyi bıraktığında yüzündeki gülümsemeyi bırakıp ona baktı.

"Bak Mingi, senden rahatsız olmadım beni öptüğünde ve de asla geçici bir şey olmayacak aramızdaki ilişki. Çünkü ilk öpücüğümü çaldın it. Sence ben benden ayrılmana izin verir miyim?"

Yeosang'ın en sonda dedikleri üzerine Mingi gülmüştü. Yavaş yavaş morali yerine gelirken tenhada olmaları işine gelmişti. Kollarını Yeosang'a doladı ve saçlarını kokladı.

"Pamuk şeker gibi kokuyorsun..."

Sarışın olan diğerinin boyunun uzunluğundan kaynaklı olarak kollarını Mingi'nin beline doladı.

"Pamuk şeker nasıl kokar ki?"

"Tatlı işte şekerli filan." 

Yeosang gülerek kafasını yukarıya kaldırdı ve uzun olana baktı.

"E yani Mingi bey?"

"Ha şey. Her canın sıkıldığında beni ingilizce çalıştırır mısın, sevgilim olur musun Kang Yeosang?"

Sarışın olan aldığı teklif ile güldü.

"Bu neydi?"

"Hani genelde sevgililer bakım makım yaparlar sıkılınca, sen de bana ingilizce anlatırsın."

"Sevdim bu fikri ve evet sevgilin olurum."

Uzun olan heyecanla bağırmış ve küçük olanı belinden tutarak havaya kaldırdı ve etrafında döndürdü. 

"MİNGİ!"

Yeosang kahkaha atarak ellerini Mingi'nin omuzuna koydu.

İkili tatlı bir şekilde bu anı kutlarken en yakın iki arkadaşları kenardan onları izliyordu mutlulukla.












BU BOLÜMU YAZARKEN RADYODAN ENEMY CALDI JASNANSKANSKAJA ZIRLIYCAM COK IYI!

Enemy 》 MinSangWhere stories live. Discover now