Aslan

44 6 5
                                    

"Ya amına koyayım iki elleşme ya!"

Wooyoung'un bağırması ile kısa olan gülerek geriye çekildi.

"Akımı yapalım sonra siktir olup gidicem hadi."

"Tamam sunbae."

"Sıra Yeosang ve Woo malında hadi."

Sarışın olan gülerek arkadaşının elini tuttu ve çıkacağı tümseğe çıktı.

Şuan ne mi yapıyorlardı? İkişer şekilde eşleşerek tiktok ta viral olan güven testini yapıyorlardı. Yeosang eğer Wooyoung'a güveniyorsa kendini çıktığı küçük tümsekten, yarım metreden yüksekti, bırakacaktı. Yeosang arkasını döndüğünde Wooyoung sinsice sırıttı. Otobüste olanların intikamını şimdi alacaktı. Etraftaki diğer dershanelerin öğrencileri ise merakla olacakları bekliyorlardı. Kısa olanın videoyu başlattığını demesi ile sarışın olan vücudunu geriye doğru bıraktı ama hesaba katmadığı tek şey Wooyoung'un geri çekilip kendi yerine Mingiyi koymasıydı. Kızıl saçlıyı tanıyan dilciler şaşkınlıkla Wooyoung'a bakarken Yeosang Wooyoung sandığı kişinin kucağına düşmüştü. Mingi saf ve masum bakışlarla aşağıdan ona bakan çocuk ile göz göze geldi. Yeosang hala olayı anlamamış ve şaşkın şaşkın bakmaya devam etmişti ta ki Wooyoung'un cadı kahkahası tüm sokakta yankılana dek. Yeosang'ın kaşları çatıldığında Mingi'nin kollarından kurtulmuştu bile. Koşar adımlarla diğerinin peşine verdiğinde kameraya alan Changbin kahkahalarla ikilinin koşuşturmasını çekiyordu. 

Wooyoung artık alıştığı için önüne bakmadan koşmaya başladı ama sert bir cisme çarptığında durmak zorunda kalmıştı. Poposu sert zeminle buluştuğunda acı ile inlemişti. Kafasını kaldırıp çarptığı şeye baktığında geçen tanıştığı sayısalcı San olduğunu gördü. Tatlı bir şekilde gülümsedi.

"Selam."

"Oh...Selam."

Ayakta duran genç ortamın garipliğiyle gülmüştü. Elini yerdeki çocuğa uzattı. Wooyung iki saniyeliğine kendisine uzatılan ele baktı hemen tuttu. Ayağa kalktıktan sonra ensesini kaşıyarak gülümsedi utanarak.

"Eyvallah aslan parçası."

Sonrasında ne dediğini fark ettiğinde yüzü kızarmıştı.

"Yani şey, alışkanlık olmuş pardon."

Karşısındaki çocuk güldüğünde daha çok utanmıştı.

"Ne olacak canım önemli değil."

Gülerek söylediği şey ile Wooyoung da gülmüştü.

"Bu ne amına kuğuların flört dönemi mi?"

Hiç tanınmayan birinin sesini duyduklarında herkes o tarafa baktı.

"+8 şuan yani. Kankam iğrenç bir şekilde flört edio, kustum."

Herkes Yeosang'ın dediğine gülmüştü. 

"Sus Yeo sus ben sınıfa gidiom amına."

Herkes tekrar güldüğünde iki yan apartmanın oradaki özel okulun zili çaldığında kalabalık tamamen dağılmıştı. 

"Ben gidiom amk."

Jackson konuştuktan sonra diğerleri de onu onayladı.

"Biz de Chan ile geleceğiz. Bizi avm ye bırakırsın sunbae olur mu?"

"Olur olur gidip çantaları alak hadi."

"Ben de mi assam dersi?"

"Saçmalama Ji."

Felix konuştuktan sonra Minho güldü.

"Felix ve Minho yan yana yürüyerek önden ilerledi. Dilciler gülerek dershaneye çıktıktan sonra geride Yeosang, San ve Mingi kalmıştı. Sarışın olan San'a gülümsedi ve küçük bir baş selamı verdi.

"Görüşürüz San-a. Ve teşekkürler Mingi-ah."

İkisine de gülümsedikten sonra dershanenin girişine koştu ve gözden kayboldu.

San uzun olana dönüp göz kırptı.

"Sen var ya şeytansın."

"Asıl sana ne demeli, çocuk hoşuna gitti diye ne dese gülüp duruyorsun."

"Yok öyle bir şey nezaket içindi hem de kendini kötü hissetsin istemedim."

"He tımam inandım bak şuan."

"Mingi kaşınma."

"Kaşınırsam ne olur?"

"Kaşırım."

"Kaşısana aslanım."

Mingi dediklerinden sonra gülerek dershanesinin kapısından içeriye girdi. San ise elinde poşet ile peşinden girmişti.

















Hızlı hızlı yayınlayıp taslaktaki tüm kitapları bitirmek istiom

Enemy 》 MinSangWhere stories live. Discover now