Bugün bir bölüm daha yayınladım, önceki bölümü geçmeyin lütfen.-
9 gün önce
Üç hafta geçmişti o tartışmanın ardından. Şimdi sarayda bir telaş vardı geri dönecekleri için. Yoonji'nin hasta olduğunu duymuştum. Artık bunun için bile endişeli olamamam içimde çığlıklara neden oluyordu. Belki de bir canavara dönüşmüştüm. Hem kardeşimi hem de sevdiğim adamı kaybetmiştim.
"Efendim, prenses ve Bay Jung geldiler." Aşağıdan gelen kutlama sesleriyle kaşlarım çatıldı.
"Yoonji hastayken ne kutlaması bu?" Görevli gülümsedi ve iyi bir haber verecekmiş gibi omuzlarını dikleştirdi.
"Efendim, prenses muayene yaptırıp gelmiş. Aşağıda hamile olduğu için kutlama yapılıyor." Olduğum yerde kaldım. Ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum. O kadar yalnız hissettim ki dünyadan yok olmak istedim hemen. Kapıdaki genç çalışan gülümseyerek bir şeyler daha söyledi ve ardından kapıyı kapadı bir işaretimle.
Gözlerimi kapadım, sonsuz bir karanlıkta tüm hislerden uzak olmak istiyordum. Şu şatafatlı, asil hayatımda tüm ümitlerimin, sevgimin ve dokunuşlarımın boşa gittiğini bağırıyordu sanki duvarlar.
Hoseok'un sözleri geldi aklıma. O güzel, eşsiz hissettiren sözleri... Sonra da üç hafta öncesi geldi. Bu kadar kısa sürede mi unutmuştu yani?
Bir an her şey yalanmış gibi hissettim. Aslında etrafımdaki her şeyin bir çeşit işkence olduğunu düşündüm. Bunlara dayandıktan sonra belki sonunda bir ödül vardır diye düşündüm. Ve yine anladım ki içi boş umutlara tutunmaya çalışmaktan başka bir şey yapmıyordum.
O an gözümün önüne ölü bedenim geldi. Ardından Hoseok, Yoonji, annem ve babam. Düşündüm bensiz nasıl olacaklarını. Bensiz olan yaşamlarında hepsinin çok mutlu olabileceğini anladığım an daha da sıktım gözlerimi belki hiç açılmazlar diye.
Bensiz daha iyi olurdu her şey. Buna emindim artık.
-
finale doğru
ŞİMDİ OKUDUĞUN
a story from the old days | sope
Fiksi PenggemarAsla birlikte mutlu bir sona sahip olamayacakken nasıl bu kadar mutlu edebildin beni? ~Sope~ 23.01.22/06.02.22