Oy ve yorum yapmayı unutmayın!
Keyifli okumalar:)1. Bölüm: KUYRUĞUNU ÖLDÜREN
Ölmek için güzel bir gün mü yoksa ben mi fazla abarttım bilmiyorum ama ben bugün ölmüştüm.
Mecaz anlamda değil.
Ben bugün öldüm.
3 Saat önce
Güneş büyük bir inatla kavurucu sıcağını Dünya'ya yaymaya devam ediyordu. Birkaç dakika dışarıya çıksanız dahi yeni fırına sürülmüş bir tavuk gibi kızarmanız işten bile değildi. Ve ben hayatımdaki en büyük hatalardan birini yaparak bugün dışarı çıkmıştım.
Garsonun getirdiği kim bilir kaçıncı soğuk kahvemden büyük bir yudum alarak önümdeki bilgisayarda açık olan kitabı okumaya devam ettim. Buzlar daha kahve masama konmadan eriyor, bilgisayardaki harfleri bazen sıcaktan dolayı dalgalanıyor gibi görüyordum. Az önce bir karakterin ölümünün serap mı olduğu hakkında uzun bir düşünce seline kapılmıştım. Maalesef serap değildi.
Pandora'nın Otelinde olan yeni bir kaosla daha fazla dayanamayarak sonra okumak için sekmeyi kapattım. Masadaki peçetelerden birini yüzüme doğru sallıyor, serinlemeye çalışıyordum. Bu senenin en sıcak günlerinden biriydi. Ve ben denize ya da havuza gitmek yerine seçim hakkımı bir kafede soğuk kahve eşliğinde kitap okumaktan yana kullanmıştım. Kullanmaz olaydım.
Bilgisayarda biraz Mynet'de dolaştıktan sonra Onedio'yu açtım. Buradaki testler her zaman çok hoşuma gitmişti. İnsanların çoğu kendi hakkında bir şeyler okumayı veya dinlemeyi severdi. Bir insana gidip onun nasıl biri olduğunu anlatsanız sizi saatlerce hiç bölmeden dinleyebilirdi. Lakin konu kendinizi anlatmaya geldiğinde çoğunun az önceki kadar hevesli olacağını sanmıyordum.
Bu yüzden sevilirdi böyle testler. Hangi film karakterisin, fantastik bir evrende olsaydın kim olurdun, Harry Potter binan ne, hangi burç ile iyi anlaşırsın... Ve daha nicesi. Küçükken böyle testlere kıyasla daha çok seçim videoları izlediğimi hatırlıyordum. Çocukluğumda ünlü bir dedektif olacağımı düşündüğüm ve düşünmekten çok buna gönülden inandığım için bu tür videolar çok hoşuma gider, bana kendimi eğittiğimi hissettirirdi.
Genelde üç kapı verirlerdi ve hangisini seçmemiz gerektiğini sorarlardı. Eğlenceli günlerdi. Çamurdan ev yapan siyahi adam fanlığım hakkında ise konuşmak dahi istemiyorum.
Mouse yardımı ile sayfayı biraz kaydırıp göz gezdirdim. Gördüğüm test ile kaşlarım havalanmıştı. Testin ismi sadece 'sen' di. Merakımı cezbetmişti açıkçası. Üzerine tıkladığımda bu sıcaktan kurtulmak için kahvemden büyük bir yudum aldım, karşımdaki masadaki kadının önümdeki boş kahve bardaklarına attığı yargılayıcı bakışı görmezden geldim ve büyük camların arasından gözüken güneşe ajitasyon yaparcasına bir bakış attım.
Önümdeki test birkaç sorudan oluşuyordu. İlk başta klasik Onedio girişiyle cinsiyet ve yaş sormuştu. Aşağı kaydırdığımda saç rengi soruyordu. Gözlerim sarı tutamlarıma kaydı. Olan saç rengimi işaretlemek istemiyordum. Ve siyah saç yerine koydukları fotoğraftaki kadın daha güzeldi.
Siyah saça tıklayıp aşağı kaydırdım. Telefonumdan gelen sesle dikkatim dağıldığında monitörde oyalanan gözlerim telefonuma kaymıştı.
Naz: Bu gece bir şeyler yapalım mı?
Bugün onu kafeye çağırdığımda gelmemişti. Düşündüğümüzde oldukça mantıklı bir karardı ama yine de gelmesi gerekiyordu. Mesajı üstten okuduğum için görüldü bildirimi gitmeyeceğine güvenerek cevap vermeden önüme döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZODYAK
FantasyÖlümden sonraki hayata inanır mısınız? Ölümden sonra başka bir dünyada dirilmeye? Peki bambaşka bir kadının bedeninde yaşadığınızdan daha farklı bir Dünyada uyandığınızı hayal edin. Size bir akademiye gitmeniz gerektiğini söylüyorlar. Siz bile değiş...