2-Orklara Fısıldayan Çocuk

6.2K 740 270
                                    

· · ─────── ·⚜︎· ─────── · ·

Akşama doğru kalacakları yere kamp kurmuşlardı. Yirmiyi geçik askerden on tanesi nöbete başlarken diğer on tanesi dinleniyordu. Dinlenenler arasında Elio da vardı çünkü gece vakti canavarlar daha fazla oluyordu bu yüzden Elio ve daha hünerli olan şövalyeler şimdi dinlenecek, akşam nöbet tutacaklardı.

Deniz ise içinde bulunduğu durumu anlamya çalışırken çadırın içinde oturmuş, çıplak bacaklarını el işlemesi yorganla örtmüştü.

Tam olarak hangi yıldaydılar veya şu an hangi bölgedeydiler bilmiyordu. Oyun hiç belli bir zaman dilimi vermemişti ama eşyaların ve kıyafetlerin şekilleri düşünürse Ortaçağ'da oldukları kesindi ama nerede olduklarını bilemiyodu Deniz. Sadece ağaç görmüştü eğer bölgeye özel bir ağaç, işaret, hayvan türü götürse o zaman anlayabilirdi.

Dağınık saçlarını daha çok dağıtarak ağrıyan gözlerini ovaladı.

Rüyada olmadığına emindi.Rüyalar bu kadar gerçek hissettirmezdi ya da yorgunluktan ölmezdi, bir yerden bir yere ışınlanılır, çabuk geçerdi zaman ama şu an öyle değildi.

Bir şekilde oyunun dünyasına ışınlanmıştı. Ya tam olarak oyunun içindeydi ve her şey bildiği kronolojiye göre geçecek ya da oyun bir fragmandı ve gerçeğini olayları değiştirerek yaşayacaktı.

Ne olacaktı hiç bilmiyordu.Geldiği dünyada kayıp mıydı yoksa ondan bir tane daha vardı da hayatına devam mı ediyordu?

Saçlarını elleriyle dağıtarak bağırdığı zaman içeriye dalan Elio kılıcını çekmeye hazır bir şekilde "Ne oldu!? " diye bağırdı.

"Yok ,yok bir şey olmadı... " Deniz utangaç bir şekilde mırıldandı.

"Neden bağırdın o zaman? Bir yerin mı acıyor, böcek falan mı saldırdı? " Elio çadıra girerek kapıyı örttü sonra minik bedenin yanına gelerek çökmüş göz altlarına, yorgun bakan mavilere ,düşmüş omuzlara ve dağınık kahve saçlara baktı.

Çok yorgun duruyodu minik beden.. Oysa Elio ve şövalyeler onca canavarla savaşmasına, dere tepe düz gitmelerine rağmen hala dinçti.

"Hayır ,hayır her şey yolunda.. Bağırdığım için kusra bakma. " diye mırıldandı Deniz tombik parmakları ile oynayarak.

Yandaki yorganların üzerine oturarak deri eldivenlerini çıkarttı Elio "Çok yorgun gözüküyorsun, biraz dinlen yanında olacağım. "

Deniz gülümseyerek yatağa uzandı kalın yorganı üzerine çekerek gözlerini kapatacaktı ki göz altlarına nazikçe değen parmaklarla gözlerini ,sarılarla buluşturdu. "Ne zamandır uyumadın? "

"Şey.. Ara ara uyudum aslında ama bilirsin ya yalnız başına gezgin olunca, tetikte olmak gerekiyor! " diyerek gereğince güldü mavi gözlü. Elio elini geriye çekerek "Neden yalnızsın? " diye sordu. "Biz güçlü şövalyeler bile en az on kişiyle geziyoruz. "

"Ben.. Bir anda yanlız kaldım. " diye fısıldadı Deniz. "Annem, babam, ablam bir anda bıraktı gitti beni. Hiç arkadaşım olmadı da zaten. "

Elio mavi gözlerin dolmasıyla beraber afallarken oturduğu yerden yatar hale geçti. O hiç yanlız kalmamıştı.Hep arkadşları, şövalyeleri, anne ve babası, kraliyet mensupları falan hep yanındaydı.

Deniz ,Elio'ya yaklaşarak üzerindeki yorganı adamın üzerini örtmek için kullandı. Elio mavi gözünün bu hareketiyle gülümserken "Benimle kal. Krallığa gidene kadar en azından..Yanlız kalmazsın, askerlerim ve bizzat ben seni koruruz. " dedi kendisinden emin bir ses tonuyla.

NİGAR (BxNONBINARY) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin