8

705 91 58
                                    

İyi okumalar💘


Bütün gözler sahne ortasında birbirlerinin kulaklarına fısıldaşan ikilideydi. Minho'nun sert konuşması, Jisung'un donukluğu...

Jisung'un her bir hücresine ulaşmış olan korku, tamamen gardını düşürmesine neden olmuştu. Her şeyin birbirine girdiğini Hyunjin'in ölümüyle farketmişti.

Şu an, emindi ki, Minho'nun baş şüphelisi kendisiydi. Hyunjin'le görüşürken karşılaşmaları, makyaj alanındaki profesyonelliği... Bu güne dek Lee Minho gibi zeki bir dedektife yakalanmaması bile büyük bir başarıydı. Bütün kelimeleri boğazına saplanmış, bulanıklaşan görüşüyle sadece karşı duvara odaklanmaya çalışarak duruyordu.

"Han Jisung, bizimle karakola kadar geliyorsunuz. Zorluk çıkarırsanız-" Jisung şu anki duruşuyla kendini baş şüpheli konumuna daha da yerleştirdiğinin farkına vardı. Derin bir nefes alıp Minho'dan uzaklaştı.

"Öncelikle seminerimi bitirmeme izin verin, bunu da iptal edemem. Size yardımcı olmak, incelemeler ve raporlar yazıp iletebilmek için bütün işlerimi erteleyip durdum. Bu kadarını bana borçlusunuz." nazik bir hareketle elini sahne merdivenlerine uzatıp devam etti, "Buyrun lütfen,"

Minho, Jisung'un bu ani değişimiyle şüphesi yoğunlaşsa da sorgulamadan başıyla onayladı ve salonu terketti.

"Beklettiğim için özür dilerim, nerede kalmıştık?"

***

Uzun seminerin ardından Jisung hemen kendisini odaya attı, başının çekilmez ağrısıyla kafasını masaya yatırıp gözlerini kapadı. Şu an Minho'yla karakola gitmesi gerekiyordu ancak kalkacak hâl bulamıyordu kendisinde.

Hwang Hyunjin, ölmüştü. Taklitçi tarafından.

Ama Minho nasıl anlayamadı? Önceki katilde taklitçi olduğunu anlayabilmişti.

Jisung kafayı yemek üzereydi. Hyunjin'i kim öldürmüştü? Taklitçi bu sefer nasıl bir makyaj yapmıştı da Jisung'un sanatıyla karıştırılabilecek kadar benzerdi?

Bu ne cüret? Hah!

Jisung'un merakı daha da artıyordu fakat makyajı ona göstermeyeceklerini düşünüyordu. Ne de olsa şu an bir şüpheliydi.

"Yaklaşık 17 dakika önce seminerinizi bitirdiniz," kolundaki saati inceledi Minho.

"Dalmışım, gidelim mi artık?"

Jisung koltuğunun üzerindeki ceketi alıp hızla kapıya doğru ilerledi. Mümkün olduğunca göz göze gelmemeye çalışıyordu. O kadar dengesizdi ki sorguya başlanıla kadar bir açık vermemek için duygularını kontrol etmek zorundaydı.

"Dur," Minho sertçe bileğini kavradı, "ifadeni burada almaya karar verdim."

Koltuğa oturup cebinden telefonunu çıkarıp bir numarayı tuşladı.

"Makyaj Artistimiz hazır, içeri gel başlıyoruz." telefonu masaya bırakıp hafif tebessümle hâlâ ayakta bekleyen Jisung'a döndü.

"Oturmaz mısınız, Bay Han? Yorgun olmalısınız," Jisung ceketini asıp karşısına oturdu. Beklediği zamanı kazanamaması onu fazlasıyla germişti.

Kapının hızla açılmasıyla Jisung'un görüş alanına girdi, Taehyun. Soluk soluğa kalmış, heyecandan parlayan gözlerle kendini Minho'nun yanına attı. Bir sorgu için fazla mutlu görünüyordu.

"Ee, hadi başlayalım."

Minho olduğu yerde doğrulup yüzüne kondurduğu ciddiyetle gözlerini dikti. Taehyun da ses kaydını açıp defterini eline aldı.

makeup | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin