3. BÖLÜM

269 42 24
                                    

Alexander

Alec büyük at arabası onu götürürken etrafı dikkatlice inceliyordu ve midesinden gelen gurultuluları görmezden gelmeye çalışıyordu. Bir patikayla ayrılan yemyeşil ormandan geçerken havanın geldiği zamandan çok daha temiz ve ferah olması dikkatini çekmişti. Güneş batmıştı. Saat en az 20.00 olmalıydı ve boğazındaki deri tasma onun bu güzel havayı solumasını neredeyse imkansız kılıyordu.




Uyuyup dinlenmek isterdi ama uykumda çantamı alırlar korkusuna gözlerini tabak gibi açık tutmaktan kendini alamıyordu. Hava soğuyordu ve etrafında ondan daha soğuk olan demir parmaklıklar ve at kokulu saman dışında hiçbir şey yoktu. En kötüsü , uyuyup da uyanamama korkusu vardı. Ama kendisiyle ne kadar savaş versede gözlerinin kapanmasına engel olamıyordu. Etraf karardı ve karnı son bir kez guruldadı.


Magnus

Magnus hava karardığında gece olacak kutlama  için hazırlanmıştı bile. Güzelce kendine özel hamamda Jace'in verdiği vücut bakım merhemlerini sürmüş , ipek ve pamuktan yapılmış üzeri renkli taşlarla ve altın işlemelerle süslenmiş bordo kıyafetini giyinmiş ve yanına kılıcını alıp üzerine omega kokusunu bastırmayacak güzel bir koku sürmüştü.


Muhafızlardan biri kapıyı tıklattı ve gir komutundan sonra içeri girip saygıyla eğildi.

" Prensim, sevgili prensesimiz müsait olup olmadığızı merak ediyorlar."

" Müsaitim . Gelebilir."

Büyük kapı sonuna kadar açıldı . İçeriye kızıl saçlı ve yeşil gözlü güzeller güzeli kız kardeşi portakal çiçeği feromonlarıyla giriş yaptı. Magnus'u görür görmez tatlı bir şekilde gülümsedi ve abisine sıkıca sarıldı.

" Abi çok çekici ve yakışıklı görünüyorsun."

" Evet öyle görünüyorum ama keşke kız kardeşimi bu konuda geçebilseydim."

Bu iltifatla birlikte Clary'nin yüzündeki gülümseme genişlerken Magnus iyice kız kardeşini süzdü. Üzeri parlak taşlarla süslenmiş küçük beyaz çiçekleri olan gül pembesi bir elbise giyinmiş ve saçlarının dalgaları düzene sokularak arkadan çiçekli bir tokayla sabitlenmişti. Clary'nin evlilik çağı kendisininkinin aksine yeni gelmişti. Büyük ihtimalle ona evlilik teklif eden bir sürü kişi olmuştu (yokluğundan cesaret alarak).

"Artık iltifatlarımı alınca kızarmıyorsun. Yoksa bu sözleri söyleyenler varda o yüzden alıştın mı ?"

Clary'nin eli ayağına dolaşmıştı. Abisi her zamanki gibi çok zeki ve dikkatliydi. Bu konuyu sonraya ertelemeye karar verdi. Abisinden sır saklamak istemiyordu.


" Abi sonra konuşsak olur mu ?"

Magnus kaşları çatık ve tripli bir şekilde


" Tamam . Öyle olsun . Kız kardeşimin aşığı olsun , ilişkisi ilerlesin ve abisiyle babasına hiçbir şey söylemesin . Uzakta olmamı bahane etme . Mektup gönderebilirdin."



Clary'nin yüz ifadesi küçükken tarihi vazoyu kırdığı ifadeye dönüşünce Magnus ' un kalbi bu sefer çok kırılmıştı.



"Babam biliyor değil mi ?"




" Evet ama bana hiç öyle bakma abi.Küçüklüğümden beri çok korumacısın bana karşı. O yüzden fetih sırasında dikkatin dağılmasın diye babam bunu gelince öğrenmeni istedi . Yemin ederim senden saklamayı düşünmedik." Dedi küçüklüğünden beri Magnus'un üzerinde ağır yumuşatma etkisi olan yavru kedi gözleriyle.




The Prince and The Doctor (omegaverse)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin