5. BÖLÜM - SICAKLIK

46 14 9
                                    

BU BÖLÜMÜ Meyusumsu 'ya ithaf ediyorum. Elvin'e sırdaşlık ettiği için, Lavin'e teşekkür ederiz...

Hayatın ne zaman, ne getireceğini asla bilemeyiz. Bugüne kadar aynı monotonlukta bir hayat sürüyordum. Hayatımda sadece ne istediğimi bile bilmeden ders çalışmak vardı, şimdi ise... Şimdi ise bir kızın günlüğü sayesinde küçük heyecanlar yeşeriyordu kalbimde, uzun zamandır unuttuğum bir şey tekrar hatırıma yerleşiyordu. Hayal kurmak...

Bugün kuzenlerimle buluşacaktık. Ayda bir toplanıp, masa kurar hem eğlenirdik hem de dertleşirdik. Bugün toplanma yeri bizdeydi. Yemeklerle mezeyi hazırlayacak daha sonra da kış balkonunu güzelce hazırlayacaktım. Böyle günlerde biz gençler toplanınca ailelerimizde dışarıda buluşuyorlardı. Hem onlar için değişiklik oluyordu hem de bizim için.

''Oğluşum yardıma ihtiyacın var mı bir tanem?'' annem ne kadar büyüsemde şu minnoş kalıplardan asla vazgeçemiyordu.

''Valla ne yalan söyleyeyim sultanım, benim mezelerim seninkiler kadar lezzetli olmuyor. Eğer yardım edersen mükemmel olur'' deyip yanağından öptüm. Yanağımı okşayıp ''e başlayalım madem'' dedi. Ben etleri hazırlarken o da mezeleri yapmaya başladı.

ELVİN'DEN

Bugün geleneksel aile toplanma günleriydi, bir ailesinin olmasına ve ailesiyle kurduğu o sıcak bağa hayrandım. Çok samimilerdi.

''Cennet çiçeğim, bugün ki tartışma konumuz sence ne olmalı?'' Biricik'in arkamdan sarılarak sorduğu bu soruya karşı burukça gülümsedim. ''Aile...'' diye fısıldadım. Aslında fısıldamak istememiştim ama konu aile olunca kilitleniyordum, sesim soluğum azalıyordu. Oysa ne çok istemiştim sıcak bir yuva... Biricik önüme geçip yanaklarıma ellerini koydu, ''Biliyorsun güzelim, biz anne-babanın yerini tutmayız belki ama en az onlar kadar belki de çok daha fazla seviyoruz seni'' deyip yanağımı okşadı. İster istemez gözümden bir damla yaş süzüldü. Hemen silip toparladım kendimi, ''hadi o zaman gidip konumuzu yazalım'' dedim ve elinden tuttuğum gibi onu kafenin ortasındaki masaya doğru sürükledim. Kahramanımız tam da orada bekliyordu bizi, kollarını açtı ve ona sarılmamızı bekledi. Hızla gidip, sarıldık ona. Etrafımızdaki herkes gülümseyerek bakıyordu bize, ''söyleyin bakalım fındıklarım, bugün ki konumuz ne?''

Biricik ile birbirimize baktık ve aynı anda ''aile'' dedik. ''Madem öyle başlayalım o halde'' dedi kurtarıcım ve saçlarımı karıştırdı. Biricik mutfağa giderken ben de kasanın arkasına geçtim. Bilgisayardan Engin Demir - Bırak Kalbini'yi açtım. Sonra kasanın önüne geçip kahramanımı dinlemeye koyuldum.

''Peki, değerli arkadaşlarım. Bana bir soru sormanızı isteyeceğim. Öyle etkileyici bir soru sorun ki bana, benim bile cevap vermem imkânsız olsun. Sorumuzun konusu 'aile'olsun'' dedi. Kimseden ses çıkmadı, herkes yanındakiyle fısıldaşıyordu. İstemsizce gözüm daldı, tam cevap verecekken bir kızdan soru geldi.

''Aile neydi? Anne, baba ve çocuklardan mı oluşurdu sadece?'' 'HAYIR' dedi beynim. Kız uzun bir soluk aldıktan sonra devam etti, ''Yeni tanıdığınız ama kalbinizde büyük bir çığ etkisi yaratan insanlar da aileniz olabilir miydi?'' bu sefer heyecanla 'EVET' dedi iç sesim. Gözüm kurtarıcıma kaydı, şaşkın gibi bakıyordu ama aklına direk ben geldiğime yemin edebilirdim. Ardından ona baktığımı hisseder gibi, beni buldu gözleri. Bana tatlı bir tebessüm bahşettikten sonra kıza geri döndü. Kız utançla etrafa bakmaya başladı, o da benim gibi göz kontağı olmak istemiyordu muhtemelen. Ona doğru adımlamaya başladım. Oturduğu yerden kalkıyordu ki beni fark etti. Kahramanım ona benim cevap vereceğimi anladığında, başka soru soranlara döndü. ''Aile, sana sıcaklığı hissettirendir. Benim ailem bu kafe mesela'' deyip tebessüm ettim. Sonra devam ettim, ''Lütfen otur. Sana bugünün özel tatlısından ikram etmek isterim. Her gün özel bir yiyecek çıkar bu kafede. Bugün ki tatlımızın adını ben koydum.'' Gülümsedi.

CENNET ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin