Hayata dair fazla beklentim yoktu artık. İnsanların ne dediği bana ne gözle baktığı umrumda değildi.
Bir kişi hariç...
Bana ne dediği, ne gözle baktığını umursadığım tek biri vardı.
Kuzenim Jisung.
O benim için en sevdiğim şarkı, en sevdiğim kitap gibiydi.
Sürekli onu dinler, sürekli onu okur ve asla sıkılmazdım.
Tek sorun onun beni kuzeni olarak görüyor olmasıydı.
...Annem bağırdığında elimdeki günlüğü kapatıp yerine kaldırdım birden odama girdi.
"Sabahtan beri bağırıyorum duymuyor musun?"
"Üst kattan seni duymamı nasıl bekliyorsun?"
"Cevap verme bana, sigara almaya git."
"Neden kendin gitmiyorsun?"
"Çünkü ben öyle istiyorum, yürü"
Kolumdan sertçe çekiştirdi ve kapıya doğru itti.
"Çabuk dön iki saat seni bekleyemem."
Oflayarak ceketimi üzerime geçirdim ve dışarı çıktım. Tüm günümün böyle geçiyor olması acınasıydı.
Kapşonümü kafama geçirip bakışlarımı yere çevirdim, böylece insanların saçma bakışlarını görmek zorunda kalmazdım....
Lanet sigara paketini ceketimin cebine sinirle koydum. Bu lanet şeyden nefret ediyordum. Yine aynı şekilde yere bakarak yürürken koca bir silüete çarptım. Kafamı kaldırıp baktığımda bir çocuğun elinde ki poşetin yere düştüğünü ve bana sinirle baktığını gördüm:
"İnsan gibi yürümek çok mu zor?! Biraz dikkat etsene."
"Bu kadar abartmana ne gerek var altı üstü çarpıştık."
"Senin yüzünden poşettiklerin hepsi kırıldı. Aptal gibi yere bakarak yürümeseydin bunlar olmayacaktı."
"Benimle doğru konuş, nasıl yürümem gerektiğini sana mı soracağım?"
"Gerekirse soracaksın."
"Aish seninle uğraşamam."
"Hey bunların fiyatını ödemelisin."
"Hiçbirşeyi ödemeyeceğim sende biraz çevrene baksaydin da bana çarpmasaydın. Umrumda değil."
Tam gitmek için adım atacakken ceketimden tutulmasıyla durdum.
"Sen çok oluyorsun artık ufaklık."
Birden yükselmeye başladım.
"Napıyorsun aptal bırak beni! Dayak istiyors-"
Birden beni çöp konteynırına attı:
"İşte hakkettiğin yerdesin."
Diyip gülerek gitti.
"NE YAPTIĞINI SANIYORSUN BURAYA GEL VE ÇIKAR BENİ PİSLİK HERİF!"
Bağırsam da gitmişti ve bağırmamın gereği kalmamıştı. Sinirle çöp kutusundan çıkıp eve doğru yürümeye başladım ve giderken o çocuğa sövmeyi ihmal etmedim.
...
Kapıda Jisung'u görmemle yüzüm gülmüştü. Annem ile kapıda konuşuyorlardı.
Bu halimle ikisi de beni görmemeliydi, Jisung'a rezil olurdum artı annemde kızardı ve daha da rezil olurdum.
O sırada Jisung bana doğru bağırdı:"Aaa Min Seo gelsene!"
Gitmekten başka çarem yoktu. Yanlarına yaklaşır yaklaşmaz annem yüzünü buruşturup beni aşağılamaya başladı:
"Bu halin ne senin? İğrenç görünüyorsun yine ne bok yedin acaba?!"
Offlayarak cevap verdim:
"İyiyim teşekkürler sorduğun için."
"Boş yapmayı kes, sigaram nerde?"
Cebimde yoktu, çöp kutusunda düşmüş olmalıydı.
"Imm ben kaybettim."
Saçımdan tutup kendine sertçe çekti ve bağırmaya başladı:
"Ne demek kaybettim, bir şey bile alamaz mısın sen? Bir işe yaradığın yok, bıktım senden!"
Jisung olaya el atıp beni kendine çekerek kurtarmıştı:
"Teyze ne yapıyorsun sokağın ortasında, hem insanlık hali kaybetmiş ya da unutmuş olabilir."
"Bu insan değil ki!"
"Off bugün en iyisi Min Seo bende kalsın. Sende sakinleş."
"Al götür onu bir daha da getirme."
"Yürü Seo"
Kolumdan tutup beni çekiştirmişti nazikçe.
Onun evinde kalacağıma inanamıyordum.
Kapşonümün altından onu izliyordum ve birden konuşmaya başladı:"Ne oldu? Nasıl bu hâle geldin anlat bakalım."
"Ben... Marketten eve doğru yürürken bir aptala çarptım sonra çarpıştığımız için kavga etmeye başladık ve ben tam giderken beni tutup çöp kutusuna attı."
"Ne? O kimdi?"
"Tanımıyorum."
"Aish cidden çok gereksiz insanlar var bu dünyada. Sen iyi misin?"
"İyiyim teşekkür ederim."
"Bu arada ev arkadaşımda var umarım sorun etmezsin."
"Oh sorun değil teşekkür ederim."
"Ne demek aptal biz kuzeniz, hem ev arkadaşım iyi biridir eminim iyi anlaşırsınız."
Biz kuzeniz, bu iki kelimeden nefret ediyordum.
Kuzen olduğumuz için lanet okuyordum.
Benim için asla kuzen olmadığını bilse bana karşı aynı olur muydu acaba?"Geldik"
Birden konuşmasıyla düşüncelerim bölündü. Karşımdaki eve baktım, onun zevkine bayılıyordum.
Kapıyı açıp bana gülümsedi ve içeri geçmen için işaret yaptı.İçeri geçtiğimde şaşkınlıktan dilimi yutmuş gibiydim. Jisung'da içeri gelince karşımda ki kişiyi göstererek konuştum:
"Bu o"
"Ne?"
"Bu beni çöp kutusuna atan çocuk."
...
Umarım beğenmişsinizdir bebekler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴜɴʟᴜᴄᴋʏ ⚘ ᴍɪɴʜᴏ 不運
Fanfiction"Seninle karşılaşmam şans mıydı yoksa şanssızlık mi?" ... MİNİFİC 𝑫𝒂𝒓𝒌𝒔𝒖𝒏