episode 10

392 29 33
                                    

Final:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Final:




2 YIL SONRA

Minho bunları söyledikten sonra asla geri dönmedi, ne annesine ne kendisine ulaşabildim. Telefonunu her aradığımda "bu numara kullanılmamaktadır"
Sözünü duymamla kapatmam bir oluyordu ama herşey bir yana hayat devam ediyordu.
Jisung Minho bir daha gelmediği için başlarda kendini sürekli suçluyordu, haklıydı çünkü suçluydu.
Ama onu teselli etmem gerekirdi çünkü gerçekten dağılmış haldeydi.

Şuan ise istediğim üniversiteyi kazanmış haldeydim, annemin hapisten çıkmasına 1 aydan az süre kalmıştı. Hapiste olduğu süre boyunca hiçbir zaman ziyaretine gitmedim, çünkü umrumda olmadı. Ama şimdilerde çıkacağı için tedirgin oluyordum.

Reşit olduğum için jisung beni sakinleştirse de o kadının yüzünü dahi görmek istemiyordum.
Minho benim için hayatımın en farklı deneyimi olmuştu, hep merak ediyordum acaba birlikte olsaydık nasıl olurdu diye.
Ama o cevaba ulaşamıyordum, tıpkı Minho' ya ulaşamadığım gibi.

Ta ki o ana kadar...

23 Aralık Günü:

Hava dehşet gibi soğuktu ve Jisung'u dinlemeyip ellerime eldiven almadığım için kendime sövüyordum.
Ellerim o kadar soğuktu ki canımı yakıyordu.
Tek tesellim sıcak kıyafetlerimdi derken yağmur atıştırmaya başladı.

Çevreme bakındım, yağmurdan korunabileceğim bir yer aradım dar görüş açımla.

Kulağımdaki kulaklık yere düştüğünde küfür ettim, sırılsıklam ve beni ağırlaştıran montumla yere düşen kulaklığı almak kabus gibiydi.

Eğilmek üzereyken birinin benim yerime eğildiğini gördüm.

"Kulaklığını düşürdün velet"

Gözlerimin dolduğunu, yanaklarımın kızardığını anlayabiliyordum.

Bana döndü ve kulaklığı uzattı ardından ise elindeki büyük siyah şemsiyeyi.

Heyecandan dilim tutulmuş gibiydi, o gerçekten karşımdaydı ve bana gülümsüyordu.

Uzattıklarını aldım ve adını fısıldayabildim.
Duyabileceği tondaydi ama duymamış gibi yoluna devam etmeye başladı. Beni tanımadı mı diye düşündüm ve ona dönerek adını haykırdım.

Gülümseyerek geri döndü:

"Ne oldu velet?"

Bu defa kaçmayacaktı, bu defa onu sevdiğimi bilmeden bir yere gidemeyecekti.

"Minho seni seviyorum."

Gülümsemesi büyüdü.

"Bende seni seviyorum velet."

Ve sonra sanki birbirimize selam vermişiz gibi yoluna devam etmeye başladı.
Anlam veremedim ve peşinden koşmaya başladım, gitmesine izin vermek istemiyordum.
Fakat ona kavuşmama korna sesleri ve yoğun ışıklar engel oldu.

Ama yinede onu bekliyorum, illaki bir gün kavuşacağız.
Sen benim en büyük şansımdın Minho.

...







Son

ᴜɴʟᴜᴄᴋʏ ⚘ ᴍɪɴʜᴏ 不運Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin