25. Bölüm

163 16 25
                                    

İki gün önce

Genç çocuk telaşla koşuyordu. İnat gibi kuyruğu ortaya çıkmıştı ve onu takip etmelerini kolaylaştırıyordu. Karanlık sokaklarda hızla ilerliyordu. Sonunda bir çıkmaz sokağa girdi ve diğerlerinin atlayamayacagi bir duvarı atlayarak onlardan kurtuldu.

Son duyduğu şey şuydu: "Yalnızca üç tane kaldı."

Adamlardan biri aynen bu cümleyi kurudu.

Bir süre daha kostuktan sonra sonunda takip edilmedigine emindi.

Nefes nefese yere çöktü ve sırtını duvara yasladı. Daha fazla koşacak hâli kalmamıştı, çok yorulmuştu.

Orada biraz dinlenip tekrar ayağa kalkmaliydi. İlerlemeliydi onu bulamayacaklarindan emin olmalıydı. Birkaç dakika dinlendi, kuyruğunu ve küçük kulaklarini gizleyip ayağa kalktı. Yürüdü ve ana yola çıktı. Herkes birden ona bakmaya başlamıştı. Bazı insanlar telefonlarindan birilerini aramaya başlamış, bazıları  ise fotoğraf çekiyordu, geriye kalanlarsa ona tuhaf bakışlar atıyordu. Ta ki bir çocuk çıkıp kolunu tutana kadar.

"Buradan gitmezsen bir ambulans gelecek ve seni alıp bir hastaneye götürecek. Genlerinin durumu anlandığında seni asla bırakmazlar."

Genç adama öylece baktı. "Bunları nereden biliyorsun?"

"Yüz dokuz."

"Bang Chan? Onu nasıl tanıyorsunuz?"

"Şu an bizim yanimizda kalıyor."

Genç oğlan inanıp inanmamakta kararsızdı. Öte yandan bu dünyada güvenebilecegi bir kisi bile yoktu ve o en iyi arkadaşının adını ve numarasını bilen biriydi.

"Tamam geliyorum."

"Arabam şu tarafta." Genç adam gözleriyle beyaz renkteki arabayı işaret etti.

Birlikte arabaya bindiler ve adam arabayı çalıştırdı.

"Bu arad ben Lee Minho. Sen?"

"Han Jisung."

Minho samimiyetle gülümsedi. "Tanistigimiza memnun oldum Jisung-ssh."

"Umarım ben de memnun olurum Minho-ssh."

Minho arabayı çalıştırdı ve evine sürdü. Kısa süre sonra evin içinde iki arkadar birbirine sarılıyordu.

"Buna inanamıyorum Minho! Onu bulmayı başardın!"

"Bu gün kacacagini söylemiştin ben de senin verdiğin konumda dolandım. Yani çok büyük bir şey değil Chan-ah." Minho etrafa göz attı. "Felix ve Hyunjin nerede?"

"Okuldalar. Sanırım tekrar Yoongi sunbaeye labaratuvar konusunda soru soracaklar."

"Bu labaratuvar neden bu kadar önemli?" Diye sordu Jisung.

"Oradaki biyokimya uzmanı olan profesörlerin bize yardım edebileceğine inanıyoruz." Diye bir açıklama yaptı Minho.

"Ama ya onlar da diğerleri gibi olursa?" Jisung korkuyla konuştuğunda Chan elini Jisung'un omzuna koydu.

"Merak etme böyle bir şey olsa bile bizi bulmamalari için her şeyi yapacağını söyledi. Ona güveniyorum Jisung."

Jisung gülümsedi. Chan ona güveniyorsa o da güvenirdi. Çünkü Chan'a sonsuz güveni vardı.

354 kelime

Canım sıkılıyor ya

Bu gün telefon yasağı geldi okulda. Canım sıkkın.

Neyse umarım bölümü beğenmişsinizdir!

Sonraki bölümde görüşmek üzere 👋💜🍭

My Little Bunny [Yoonkook] ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin