"Doksan yedi?"
Tüm gözler kapıdaki kıza döndüğünde, Seokjin bir Jungkook'a bir de kapıdaki kıza bakıyordu.
"Küçük doksan yedi mi?"
Kapıdaki kız Jungkook'a doğru yaklaştı ve aralarındaki mesafeyi kapattı. Bedenler birleştiğinde kızın göz yaşları Jungkook'un tişörtüne aktı. Jungkook'un da gözleri dolarken kıza sıkıca sarıldı.
O sırada onları izleyen Yoongi'nin içinde kıskançlık duygusu filizlendi.
"Nayeon nuna..."
Seokjin o sırada ayağa kalkmak için can atıyordu. Ama eşi buna izin vermiyor ve onu yatağında tutuyordu.
"Ne yani ben kaçtığım sırada sekiz yaşında olan, yedinci tavşan deneyi ve doksan yedinci hayvan melez deneyi olan, ayrıca Nayeon'la çok yakın olan Jeon Jungkook musun? Ah bir de Yoo Youngnam denen p*çin favorilerinden biri olan zavallı tavşan Jungkook musun? Çok büyümüşsün..."
Sarılan ikili ayrıldı ve Seokjin'in yüzüne baktı.
"E-evet. Hyung sen bunu nasıl biliyorsun?"
"Benim denek numaram yediydi. İlklerdendim. Benden önce başarılı olan olmadı ve benden sonra da onlarcası öldü. Doksan yedinci denksin ama o labaratuvarda yirmiden fazla denek olduğunu sanmıyorum... En azından yaşayan." Seokjin derince bir nefes aldı. "Oradan kurtulamayan ve orada ölenlere çok üzülüyorum."
Seokjin'in de gözleri dodugu zaman, Mina çoktan Chaeyoung'a sarılmış ağlıyordu. Chaeyoung ise Mina'nın kafasını usulca okşadı.
Nayeon Jungkook'tan ayrıldı ve birkaç adım mesafede olan sevgilisine ilerledi.
"Jeongyeon-ah seni çok özledim."
Jeongyeon kollarını açtığında, Nayeon çoktan soluğu orada almıştı.
"Beni nasıl özleyebilirsin? Altı gün olsa da sadece uyuyorsun."
Nayeon rahatlamanın da etkisiyle sesizce ağlıyordu. Sesli bir şekilde ağlamak gelmedi içinden.
"Rüyalarımda sürekli seni görüyorum. Ama sana hiç dokunamıyorum, bu seni daha da özlememi sağlıyor Jeongyeon-ah." Sonrasında sesini sadece Jeongyeon'un duyacağı kadar alçalttı. "Altımda inlemeni duymak istiyorum unnie."
Jeongyeon bir domates kıvamına geldiğinde, Nayeon sırıtarak geri çekilip sevgilisinin yüzüne baktı. "O-olmaz Nayeon. Hâlâ çok genciz." Sesi Nayeon kadar sesiz çıkarırken konuştu.
Odadaki diğer üç melez bu konuşulanları çok net duymuştu ve hepsi kıkırdıyordu.
Jungkook yine taklit ederek konuştu. Yoongi'ye iyice yaklaştı ve kulağına doğru fısıldadı. "Altımda inlemeni duymak istiyorum hyung."
Yoongi taklit ettiğini anlamış olacak ki bozuntuya vermeden devam etti. "Benim altımda inleyecek olan sensin Kookie." Bunu sanki kulağına üfler gibi söylemişti Yoongi ve bu Jungkook'un tüylerini diken diken yapmıştı.
Jungkook ve Yoongi kırmızı yüzlerle ayrıldıklarında, bu sefer daha kırmızı olan taraf jungkook'du.
nayeon onlara bakıp burukça gülümsedi. bu sırada kucağında bulunduğu sevgilisi konuşmaya başladı.
"jungkook, yoongi; hadi test sonuçları hakkında konuşalım. biraz ayak üstü olacak ama artık zaman kaybedemeyiz."
yoongi onaylarcasına kafasını salladı. "devam et lütfen seonbae."
"zor bir durumun içindeyiz. ilk önce bunu kabullenmelisiniz. pisikolojik rahatsızlığı olan bir çift olduğunu düşünüyoruz. bunu açıklamak için nayeon'un uyanmasını bekliyordum." derin bir nefes aldı jeongyeon. çok mu hızlı konuya girmişti ki? "ilk önce test sonuçları ile başlayacağız. tahmin ettiğim gibi dişi bir yabani tavşan melezisin. nayeon gibi. nayeon'un ilk uyandığındaki halini gördün ve buna benzer davranışlar göstermen çok zaman almayacak gibi görünüyor." jungkook bir şey soracak gibi ağazını açtı. "dur nayeon sen erkek yabani tavşandın değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Little Bunny [Yoonkook] ✓
FanficNeredeyse doğduğundan beri üzerinde deneyler yapılan Jungkook tutulduğu labaratuvardan kaçar ve normal bir hayat sürmeye çalışır. Fakat bu ne kadar mümkün olacaktır ki? ~~~ Sumut için son bölümlere kadar okumanız gerekmektedir ve ilk defa yazıyorum...