stray kids reactions

Bang chan (soft)

bang chan işten uzun bir günün ardından sonunda eve geldi. Sabahın üçü olduğu için seni ayakta gördüğüne şaşırdı. Dürüst olmak gerekirse, bu kadar geç saate kadar kalmanıza çok üzüldü, ama o da aynısını yaptığı için bundan pek bahsetmedi. yine de sessizce seni azarlardı. ama gözlerinin altındaki yorgun torbalar, sizin kucaklamanıza gömülürken onu yıpratıyor.

tembelce seni kanepeye bastırır, üstüne çöker. sonra, ikinizin de her gün yaptığı bir "hey, iş nasıl gidiyor" konuşmasıyla başlarsınız. ve size olan her şeyi ve onu bu kadar üzen şeyin ne olduğunu anlatacak. endişelerini teselli edeceksiniz, belki birkaç nokta veya çözüm ortaya koyacaksınız. Söylediklerinin işe yarayabileceğini anladığında parlaklığın gözlerini kamaştırdığını fark edeceksin.

uykulu gözleri göğsünüzde kapalı olarak çırpınmaya başlar, burnunu teninizin kumaşına sokar. küçük bir kıkırdama ile kolunu dürterek ağırlaşan gözlerini çabucak uyandırırsın. Ona hala duş alması gerektiğini hatırlattın. Kucağınızdan ayrılmak istemese de, uyurken tamamen kirli hissetmek istemiyor.

vücudunuzdan uzaklaşmaya başlar ama çabucak onu durdurursunuz, bunun yerine onun için bir banyoya başlamanızı önerirsiniz. sessizce sıcak bir gülümsemeyle başını salladı. erkek arkadaşını suya davet etmeden önce yeterince sıcak olduğundan emin olarak hızlı bir şekilde banyoyu çalıştırmaya başladın. Çok az enerjiyle ya da hiç enerji olmadan, yol boyunca ona rehberlik etmek için elinizle koluna sarılı olarak banyoya doğru yürüyor. gözlerini küvetten sana çevirirken ruhu bedeninden ayrılır. hafif bir gülümseme dudaklarını boyar, o kadar az ki dikkatlice analiz edilmezse onu gözden kaçırırsın.

gülümsemesine karşılık verirsin. gözleri takip ederken ellerin gömleğini açmak için hareket ediyor. parmaklarınız üstteki ilk düğmeyi çözmeye başladı. derisinin daha fazlası açıldıkça, nefes alma şeklini titizlikle incelersiniz. Gülüşün büyüyor, yardım edemedin. Sonunda kollu gömleğini çıkarıp omuzlarından düşüşünü izliyorsun. sonra kemerine geçiyorsunuz, metal toka dokunulamayacak kadar soğuk, pantolonunu belinin etrafında gevşetiyorsunuz.

chan pantolonunu çıkarıp kenara fırlattı. küvete doğru ilerlemeden önce dudaklarınıza küçük bir öpücük kondurur, suya batmadan önce parmaklarını batırır. derin bir iç çekerken göğsü kalkıyor. sana ona katılman için işaret ediyor, ışıltılı gözleriyle sana yalvarıyor - ve senden başka bir hak edilmiş gülümseme.

Ondan çaldığın süveteri çıkarıyorsun, hırsızlığının üzerinden sadece birkaç gün geçtiği için hala onun gibi kokuyorsun. eşofmanlarınız bacaklarınızdan kayıyor ve chan'a katılmadan önce süveterinizin üzerine koyuyor.

Dudakları bir gülümsemeyle hafifçe aralanmış, kucağında size yer açıyor, siz ona yerleşirken belinizi tutuyor. gözleri vücudunda dolaşıyor, baş parmağı karnını okşuyor, göbek deliğinin hemen altında.

"Gerçekten harikasın." dedi sonunda, "sana bakmaktan asla sıkılmayacağım."

eğilip sırtını küvetin duvarlarından ayırıyor. köprücük kemiğine nazik öpücükler bırakır. nefesi teninizi gıdıklıyor ve sizden küçük kıkırdamalara neden oluyor. omuzlarında duran elleriniz, baş ve işaret parmağınızla çenesini kavrayarak yüzünü yukarı kaldırır. gözlerin onunkiyle birleşiyor.

alnına küçük bir öpücük kondurursun, "şimdi gel, seni yıkayalım."

Sen özür diler gibi gülerken şampuan yüzüne akıyor. bir zamanlar düzleştirilmiş saçları saniyeler içinde karmakarışık oluyor. burnu kırışıyor, bu işte ne kadar berbatsın diye mırıldanıyor ama asla bitmeyen bir sırıtışla.

Onun yerine kendini eğlendirmeye başladığında onun şikayetlerini görmezden geldin. saçını küçük bir piramit şeklinde toplayarak kendine küçük bir tek boynuzlu at yaptın ve "efsanevi türleri keşfetme" konusundaki başarını gururla sergiledin. Açıkçası, gözleri kapalıyken saçınızı kötü bir şekilde şekillendirmeden önce saçınızı da çabucak karıştıran tek, tek boynuzlu at olmak istemezdi. sonunda onu duruladınız ve aslında kendinizi doğru dürüst yıkamaya başladınız.

"Hadi çıkalım yoksa hiç ayrılmayacağız" dedin iki elin de kurumuş gibi. kendi havlusunu teslim etmeden önce havlunu vücuduna sarıyorsun.

duştan sonra kesinlikle daha iyi görünüyor. Pekala, daha önce daha kötü olmadığından değil, daha rahat, gerçek benliği gibi daha özgün göründüğünden. kıvırcık saçları düz saçların arasından sızacak. dolgun kaşları günün sonunda doğal kaşlarını ortaya çıkaracaktır. onun dik kafalı liderliği sonunda sevgi ve incelik için can atacaktır. nihayet son on bir yılda öğrendiği her şeyin zırhını indirebilir. tüm yükü ve zorlukları eninde sonunda ortadan kalkacaktır.

bang chan başını yana yatırırken kaşını kaldırdı, "yüzümde bir şey mi var? neredeyse bir dakikadır bakıyorsun."

"Evet, eminim bir şeyler çalmışsındır. belki erkek arkadaşımın yüzü ya da her neyse," kendini beğenmiş bir sırıtışla oynadın.

Senin topal skeçini alaya alıyor ama yine de devam etti, "oh hayır, öğrendin mi? ne zamandan beri? evet, ben insanların yüzlerini kesen ve sonra hayatlarına müdahale etmek için onları cosplaye sokan bir parazitim" diyor havadan alıntılarla.

uzun zamandır bölüm atmadığım için yine 2 bölüm attım :>