9. BÖLÜM

541 22 9
                                    

Tekrardan merhaba her zaman ki gibi teşekkür etmek istiyorum ve kısa tutarak bölüme geçmek tabii ki

Oy ve yorum atmayı unutmayın sizi çok seviyorum...❤️‍🩹

İyi okumalar...

🛼🛹

————————————————————————————————————————————————

Arda'nın ağzından

Selin'e iki buçuk haftadır ulaşamıyordum ve bu beni kafayı yeme aşamasına getirmişti. Ara sıra sohbet esnasında ona sorduğum ve onun ise o saf ve temiz aklından bana kendisinin anonim olarak yazdığını unutup nerelerde takıldığını söylerdi, bu iki buçuk hafta da onu hep oralarda aramıştım ama asla onu görememiştim.

Benim anlamadığım tek şey ben neden kendisi hakkında sadece ismini, yaşını ve gündelik hayatında takıldığı mekanları bilen birisine karşı böyle hissediyordum. Artık gerçekten çıldıracaktım, kafamdaki bütün soruları bir kenara bırakıp anatomi çalışmak için açtığım kitabı kapatıp ayağa kalktım. Üzerime deri ceketimi geçirip kendimi dışarıya attım, eğer biraz daha Selin ile konuşmazsam neler olacaktı hayal bile edemiyordum. Beynim bana 'salak daha tanımıyorsun bile kızı' diye isyan bayraklarını çekmişken salakça çırpınıp göğüs kafesimi zorlayan kalp organı o kadar farklı şeyler söylüyordu ki. Adımlarım benden bağımsız sahile doğru gidiyordu sanki her şey geçecekmiş de, Selin'e tekrar kavuşacakmışım gibi..

Sahil de yürürken birinin bana seslendiğini duydum, "ARDA!" Arkamı dönüp baktığım da Kerem ile Yiğit'i gördüm ellerinde bira şişeleriyle denize bakan bir bankta oturuyorlardı. "Gelsene kardeşim," diye seslendi Kerem. Adımlarımı oraya yönlendirip onların karşısına geçmek için kayalıklardan birine oturdum. Saat geç olduğu için bir kaç tane arkadaş grubu dışında başka kimse yoktu. "Selam" dedim yerden bir bira kaparken. "Selam kardeşim" dedi ikisi de. "Bir haber var mı" diye sordu Yiğit, ona ve Kerem'e anlatmıştım Selin'i çünkü eğer birine anlatmazsam sanki o an delirmiş gibi hissedecektim. Kafamı hayır anlamında salladım "Sanki yer yarıldı da içine girdi amına koyayım," diye konuştum hiddetle. "Ben anlamıyorum Yiğit neden bir insan konuştuğu birine haber vermeden bir anda bütün her şeyi keser?" Yiğit ve Kerem birbirlerine baktılar. "Arda, bir şey söyleyeceğim ama lütfen beni yanlış anlama ve hemen celallenme," dedi Kerem ben anlamsız gözlerle ona bakarken o devam etti "Abiciğim ya sevgi-" konuşmasını devam ettirmesine izin vermeden "Saçmalama!" diye bağırdım. İkisi de bana şaşkınlık içinde bakıyorlardı çünkü böyle birisi değildim her önüne gelene bağırmıyordum ama son zamanlarda hep böyleydim. "Abicim tamam sakin ol," dedi Yiğit. "Olamıyorum anasını satıyım," ayağa kalkıp giydiğim sweatshirtin yakasını çekiştirdim. "Ne kadar süredir tanıyorsun onu diyorum kendime daha sadece bir ay oldu ama ben niye böyleyim Yiğit, anlamıyorum amına koyayım anlamıyorum!" denize doğru dönüp, kafamı gökyüzüne kaldırdım ve bira şişesini kafama diktim yine gözlerimde ki o saçma sıvı dolmaya başlamıştı, birde bu çıkmıştı başıma onu düşününce ve ona zarar gelebilecek bütün senaryolar gözümün önüne geldikçe böyle oluyordum.

O an aklıma nasıl geldi bilmiyorum ama abimin yanına gidip telefon numarasından onun yerini bulmasını isteyecektim. "Abimin yanına gidiyorum," dedim kafamı onlara çevirirken.

🛹

Bir saat sonra karakola gelmiştik, Yiğit ve Kerem her zamanki gibi yanımdaydılar. Abim karakolda çalışıyordu, kendisi amirdi şu anda da onun odasında Selin'in son sinyallerine bakıyorduk ve o sinyal ise benimle konuşmamasına rağmen hep aktifti. Bu beni niye yıkmış gibi hissettirdi bilmiyorum ama içimde tarif edemeyeceğim bir duygu oluştu. "Son sinyal Beyoğlu'nda gözüküyor," dedi abim. Selin'in orda oturduğunu biliyordum. Deri ceketimi astığım yerden aldım ve hızlı bir şekilde odadan dışarıya çıktım. Arkamdan sesleniyorlardı ama şu an onlara verecek cevap zaman kaybıymış gibi hissediyordum. Yoldan geçen bir taksiyi durdurup içerisine geçtim.

GİZLİLİK ESASTIR +18 (Yarı Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin