Beren Gökmen.
Çağan Sağdan.
Elimi uzatırsam,yanacağını biliyordum. Yağan yağmur,altına girip doyasıya ıslanmak isteyeceğim kadar güzeldi ama yapamazdım. Çünkü altına girdiğim an yada tenime bir damla değdiği an cayır cayır yanacak,sızlayacaktı. Yağan yağmura elini uzatan insanlara özenerek bakıyordum. Çünkü ben yağmura elimi uzattığım an bir kaynar su gibi yakacak,sızlatacaktı. Bu yüzden ellerimi cebimden çıkarmıyordum. Üzerimdeki pantolon ve sweat sayesinde bedenimde yanmıyordu,sweat'in kapşonu sayesinde saç derimde yanmıyordu.
Neden böyle olduğunu bilmiyordum. Yıllardır bilmediğim bir sürü olay gibi. Kardeşimin katili olduğum gibi. Cevapsız sorularımın hep cevapsız kaldığı gibi...
Neden yağmur,tenimle buluştuğunda canım yanıyordu?
Neden Keşke dediğimde istediğim her şey oluyordu?
Neden başım ağrımaya başladığı zaman,kimin gözlerine bakarsam zihnini okuyabiliyordum?
Neden bazen çok uzakta konuşan bir insanı bile duyabiliyordum?
Neden istediğim gibi fiziksel özelliklerimi değiştirebiliyordum?
Neden istediğim hızda koşabiliyordum?
Neden karanlıkta görebiliyordum?
Neden...
Bilmiyorum.
Yıllar önce,18 yaşıma bastığım gün,kardeşimin dolaylı yoldan katili olduğum gün başladı bu lanet.
Evet lanet,çünkü istemiyorum.
Neden istediğim her şeyi kolayca elde edebileceksem yaşıyordum ki?
Hayat,sınanmak değilmiydi?
Ben neden sınanmıyor,her istediğimi yapabiliyordum?
Yada hayır. Ben zaten İstenmeyen Yeteneğim ile sınanıyordum. Çünkü bu yeteneği,yetenekleri istemiyordum.
Belki de daha keşfetmediğim binlerce yeteneğim var. Tek bildiğim zamanla çoğaldıkları ve can sıkıcı olmaya başladıkları.
Çünkü bu lanetin sadece bende olduğunu düşündüğüm için kimseye söyleyemiyorum.
Çoklu yeteneklerim,artık durdurulamaz bir hâl almaya başlıyor ve ben her an aklımdaki sorular ile kendimi tüketiyorum.
Ben 18 yaşımdan beri yaşayamıyorum.Tam olarak 3,5 yıldır.
"Yine daldın gittin." Aleyna'nın sesiyle irkildim. Ve ufak bir tebessüm ile ona doğru döndüm. Gideceğimiz yere yürürken birden bire durmuş,yine düşüncelere dalmıştım. Neyse ki Aleyna,benim yaptıklarımı hiçbir zaman sorgulamamıştı.
"Öyle oldu." Diye kısa bir cevap verdiğimde gözlerim karşı tarafa kaydı.
Dörtlü bir grup yağmurun altında tıpkı benim gibi tüm vucütlarını kapatacak kıyafetlerle ve hatta başlarına geçirdikleri kapşonlarla duruyorlardı. Onlarında benim gibi siyah pantolon ve sweat giymeleri,kapşonlarını kapatmaları dikkatimi çekmişti.
"Dikkatini çekti dimi? Bu sefer de saçını kızıl renge boyatmış. Anlamıyorum her gün saç rengi değiştirip saçlarını nasıl bu kadar sağlıklı uzatıyor? Daha dün gördüm derste saçları siyahtı! Çok kıskanıyorum ya."
Aleyna'ya doğru dönüp kaşlarımı çattım.
"Anlamadım?"Yüzünü buruşturup yürümeye başladı. Bende ardından onu takip etmeye başlarken yavaşca kampüse yürümeye başladık.
"Şu Selinay varya hani,az önce baktığın dörtlü grupta ki kızıl kız,ondan bahsediyorum."
Dudaklarımı birbirine bastırıp başımı salladım. Gözlerim tekrar o dörtlü grubu bulduğunda adımlarım olduğu yere mıhlandı. Birbirine bastırdığım dudaklarım,çözüldü. Ve aralık kaldı.
Dörtlü grupta sadece yüzünü ve boyunu gördüğüm çocuğa kaskatı kesilip bakmaya başladım. Gözlerim yüzünde dolanırken dolgun dudaklarını,uzaktan koyu kahverengi gibi gözüken gözlerini,belirgin çene hattını süzdüm.
Kim olduğunu bilmediğim bu çocuk,az önce elini cebinden çıkarıp yağmura doğru uzattı. Yağmur damlası eline düştüğü an benim ilk zaman yaşadığım gibi irkilip,canının acıdığını belli eden bir ifadeyle tepki verip elini yağmurdan çekti. Yüzünü buruşturup elini tekrar cebine soktu.
Yağmur,elini yakmıştı.
Kalbimde bir umut yeşermeye başlarken,bu umudun beni nelere götüreceğinden haberdar değildim.
Bu zamana kadar kendim gibi birine rastlamamıştım. Eğer gerçekten onlar da benim gibi insanlarsa,bir umut varmıydı?
Genç kız gözlerini ayırmadan,yüzüne odaklandığı çocuğa kaskatı kesilmiş bir şekilde bakıyordu. Onun bakışlarını hisseden çocuk,gözlerini gözleriyle buluşturduğunda,kızın cebine giren ellerine baktığını farketti.
Kızın dikkatli bakışları sebebiyle anladığını düşünmeye başlarken bir küfür homurdanıp yanındakilere bakmaya başladı. Fakat yanındaki arkadaşlarının ona ettiği hakaretleri umursamıyordu çünkü az önce elinin yandığını sanırım karşıda ona bakan kız farketmişti.
Beren,içinde yeşeren umutla birlikte gözleri parlayarak Çağan'a bakıyordu.
Çağan'ın yanında Songül onu dürttüğünde,gözlerini Berenden çekip Songül'e döndü."Sanırım sana aşık." Songül'ün bu sözlerine sadece tebessüm ederken,içinden kendine sövüyordu. Eğer o kız bir şeylerden şüphelenmişse,başları büyük belaya girerdi.
"Oğlum tam bir salaksın lan. Tamam başkası görmedi diyelim,elin yandı lan." Baatın kahkaha atıp elini Çağan'ın omzuna attığında Çağan'ın gerildiğini farketti.
"Sıkıyorsa aç götünü tut yağmura,elini yağmura tutup artistlik yapma lan kıro." Songül ve Selinay gülmeye başlarken Baatın hala Çağan'ın gergin olduğunu farketti. Gözleri Çağan'ın baktığı yere döndüğünde gördüğü kızla birlikte sırıttı.
"İyi seçim." Diyerek Çağan'ın omzuna iki kez vurduğunda Çağan küfür ederek Baatın'ın ellerini üzerinden çekti.
Beren,hala gözlerinde ve kalbinde yeşeren umutlarla dörtlü gruba bakıyordu. Bundan bir kaç ay öncede bazı insanlardan şüphelenip kendi gibi sanmıştı ama hiçbiri değildi.
Peki,her umut yine yeşerirmiydi?
Sadece tanıtım bölümüyle biraz kısa bir süre burada kalacak. Biraz zor bir kurgu....
Tanıtım nasıl?
Ne anladınız?
Nasıl bir kurgu sizce?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstenmeyen Yetenek.
FantasyTüm hakları saklıdır. Yetişkin içerik kapsamaktadır. Fantastik bir kurgudur! Diğer kitaplarımdan biri bittiğinde bölümler gelecektir❤️ 18 yaşına bastığı gün bir KEŞKE ile hayatı değişen Beren,istemeden de olsa ikizi Seren'i öldürür. Yaşadığı olayla...