Eğer bakmayı bilirseniz tüm dünya bir bahçedir..
Şımarık ve bencil Lee Felix, eniştesi ile yaşamak için Japonya'ya gönderilir... Fakat işler sandığı gibi değildir...
Nasıl devam ettiricemaemina neyse bişiler yapmaya çalışayım. Yorum yapıp oylayın conlerim <3 ______________________ "Ne kimden izin alıyorsunuz?!" "Felix kimseden izin almama gerek yok! Artık senin yerine kararı ben vereceğim, artık beni baban olarak say!" "Benim bir babam var!" "Yok!" "Ben Lee Felix'im!" "Lee Felix ha? Güldürme beni Felix! Sen Lee Felix falan değilsin sen Kim Felix olarak doğdun!' "Baba-" "Bana babandan bahsetme! Şeytan görsün onun yüzünü!" Felix iyice sinirlenmişti "Ki bu saatten sonra Bang Felixsin" "Hayır istemiyorum!" "Senin istemenle olmuyor!" Felix'in gözleri dolmuştu "Çekilebilirsiniz" Chan sadece izlemekle kalmıştı o da ne diyeceğini bilmiyordu. Felix yavaşça kapıya doğru ilerledi. Başına keskin bir ağrı girmişti. Kapıyı açtığında bütün hizmetçiler ve diğerleri ile göz göze gelmişti. "Aaaa. Naber Felix?" Dedi Minho "Hava ne güzel demi?" Diye ekledi Jackson. Jackson sözünü bitirdiğinde Minho Jackson'ın ensesine yapıştırdı "Fırtına var dışarıda gerizekalı" "Of bi susun beyinsiz virüsler. Gel Felix odana kadar eşlik edeyim" dedi Momo. Momo ile beraber yürümeye başladı Felix. İkili merdivenden inerken Chan da çıkmıştı odadan. O da Felix ve Momo'nun peşinden geldi. Felix'in aklına yine tavandaki o kız gelmişti. Düşündükçe tüyleri diken diken oluyordu. "Sen uyu Felix yarın yoğun olacak" "İyide Momo burası benim odam değil mi?" Dedi Chan "Aa..Ee.. aslında size söylemedik demi? Haha.. diğer odalar.. umm.. anahtarları kaybolmuş haha.. olaya bak ya.." diyip ikisini de odaya yitip aşağıya doğru koştu "Bu neydi şimdi?" Diyip göz devirdi Felix "İyi geç yatağa" "Ne?!" "Ben koltukta yatarım" "Ha tamam" Felix arkasını döndüğünde kendine tonca küfür etti. Yandaki odaya geçip üstünü değiştirdi. Üstüne beyaz kollarında uzun tüller olan bir gömlek giydi
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Böyle bişey ama kollarında uzun tüller var) Altına da siyah eşofman tarzı bir şey giydi İçeri girdiğinde Chan çoktan uyumuştu. Kenarda bir battaniye vardı Felix o battaniyeyi şöminenin önünde pembe kadife koltukta uyuyan Chan'ın üstüne örttü. İçinde farklı bir duygu vardı. Daha önce böyle bir şey yapmazdı. Felix yatağa geçip uyumaya çalıştı. ************ Şiddetli bir baş ağrısı ile uyandı. Yataktan kalkıp bir bardak su ve yanındaki ağrı kesici haptan içti. Chan'a doğru bir baktı. Uyuyordu. Çok güzel uyuyordu. İlk kez Felix'in dudaklarında mutluluk belirmişti. Felix Chan'a yaklaşmış ve baş ucuna oturmuştu yüzünü incelerken bir ses duydu. Bir ağlama sesi.. Felix korkmuştu.. Ardından bir çığlık duyuldu. Güçlü bir çığlık. Ardından ayak sesleri duydu ordan oraya koşuşturan ayak sesleri. Kapıyı açtığında Momo ile karşılaştı "Ah Felix uyumadın mı?" "O ses de neydi?" "Ne sesi?" "Biri ağlıyordu" "Hayır kimse ağlamıyordu ve çığlık atmıyordu" "Çığlıktan bahsetmedim?" "Ahaha. Hadi sen uyu Felix" deyip kapıyı Felix'in yüzüne kapattı. Felix hiç korkmadığı kadar korkmuştu. Korkudan aklına bir fikir gelmişti. Belki sabah uyandığında çok pişman olacaktı ama.. Chan'ın yanına doğru adımladı ve yanına yerleşti. Ki ne olabilirdi ki? Sonuçta şu saatten sonra eşi olarak sayılıyordu. _____________________________ Eveeetttt yine bişiler denedim inş olmuştur Yorum yapıp oylamayı unutmayınnnnnnnn<💗💞3
