Final

393 34 22
                                    

İki yıl sonra

"Hey, hey! Hyun, buraya bak."

El sallayıp bana odaklanmasını salladım ve kameraya yaklaştım. Kamerayı odaklayıp ve sayaçı kurup hızla Hyunjin'in yanına geçmiştim. Elleri direkt belimi bulduğunda en içten gülümsemeyle gözlerine baktım. "Seni seviyorum."

Fotoğraf makinesinin sesi duyulduğunda Hyunjin geri çekilmeden beni kendisine çevirerek dudaklarıma kapandı. Mutluydum. Belki de dünyanın en mutlu insanı gibi hissediyordum. Hatta gibisi fazla. En mutlu insanıydım.

Sonunda hayatımın merkezi haline gelmiş bu adamla evleniyordum. En mutlu anımdı.

"Ay! Evlendikten sonra evinizde devam edersiniz. Her yerde öpüşüp durmayın."

Lisa'nın sitem dolu sesiyle birbirimizden ayrılıp bakışlarımızı abim ve Lisa'ya çevirdik. Yeji de peşlerinden gelirken Hyunjin beni kolları arasında daha da sıkıştırarak sarıldı.

"Kıskandığını biliyorum, abla."

Lisa göz devirmekle yetindi.

"Felix, abimin damatlığını nasıl buldun? Son anda işe el attım." diye Yeji gülerek yanıma geldiğinde Hyunjin'in elinden kurtulmuş ve Yeji'ye odaklanmıştım.

"Senin elinin değdiği bir şeyin kötü olma gibi bir ihtimali mi var?"

Gülümseyerek teşekkür etti ve tam sarılacakken aniden Hyunjin'in beni geriye çekmesiyle elleri havada kalmıştı. Kaşlarım çatılmıştı. Kafamı iki yana sallayıp sessizce konuştum. "Bir sorun mu var, hayatım?"

"Evet." dedi aynı ses tonuyla.

"Nedir?"

"Annen, Felix. Üzgünüm ama bunu söylemek zorundayım. Bugün onun ölüm yıl dönümü. On-"

"Saçmalama." dedim sert bir şekilde. "O kadının adını bile ağzına alma, Hyun. O öldü. Hem benim için, hem de tüm dünya için. Onu ziyarete gitmeyeceğim. Umarım ısrar etmezsin."

Kafa sallayıp sakince konuştu. "Peki ya Yeonjun?"

Bakışlarım şekil değiştirdiğinde kafamı iki yana salladım. "İntihar ettiği günden bu yana neredeyse her ay gidiyorsun. Bugün de ayın 13'ü. Gidecek misin? Götürmemi ister misin? Daha törene iki saat var. Götürebilirim." (olm evleniyorsunuz niye cenazeleri ortaya atıyorsun?)

"Hyunjin, bunun senin de için zor olduğunu biliyorum. Farkındayım ama artık Yeonjun'u hayatımdan tamamen çıkarmaya karar verdim. Artık mutlu olmak istiyorum. Lütfen artık bizim hakkımızda konuşalım. Yeter artık çok yıprandık ikimiz de."

Saçlarımı okşayıp dudaklarıma kapandı.

Hyunjin bir melekti ve bu meleğin üzülmesi isteyeceğim son şey bile değildi. Bu yüzden bu konuları kapatmaya ve mecbur kalmadıkça açmamaya çalışacaktım. Tek düşündüğüm şeyin sadece Hyunjin ve bir kaç saat içinde gerçekleşecek mutlu evliliğimiz olmasını istiyordum.

Dudaklarımızı sesli şekilde ayırıp alnını alnıma yasladı. "İyi ki yanımdasın. Sana çok aşığım."

Gülümseyerek yanağını okşadım. "Ben de sana."

"Hadi fotoğraf çekimine."

Lisa'nın sesiyle birbirimizden ayrılıp onun yanına ilerledik. Yaklaşık yarım saatlik çekimin ardından soluklanmak için oturmuştuk ama Lisa yine de peşimi bırakmıyordu.

"Gel buraya, Felix. Makyajını tazeleyelim. Hyunjin sürekli öpüp makyajını bozuyor."

"Eşim çok güzel. Öpmeden duramıyorum ne yapayım?"

Lisa oflarken abla kardeş ilişkilerine gülümsemeden edemedim. Çok tatlılardı.

Bir saatlik sohbetin ardından Jackson ayağa kalkıp Lisa'yı da kaldırdı. "Biz gidelim, hayatım. Son yarım saatleri zaten. Biz misafirleri karşılayalım. Baş başa kalsınlar biraz."

Lisa anlayışla kafa sallayıp önden yürümeye başladı. Yeji de peşlerine takılıp yanımızdan ayrılırken bakışlarım direkt Hyunjin'i buldu. Gerginlikle bacağını sallıyordu. Elimi bacağına koyup okşadım. Bakışları beni bulduğunda içtenlikle gülümseyerek ayağa kalkıp boynuna sarıldım.

"Gerginsin. Görebiliyorum. Rahat olmalısın, sevgilim. Bugün en mutlu günümüz. Gülümse."

Elini belime sardı ayağa kalkarken. Kollarım hala boynundayken bana sıkıca sarılıp dudaklarını boynuma bastırdı. Küçük öpücükler konduruyordu, ben de saçlarını okşamaya başladım.

Bir kaç dakikanın ardından birbirimizden ayrılıp göz göze geldik. Gülümsüyordu.

"O güzel gülüşünü asla saklama."

Güldüğümde gülüşümden öpüp geri çekilerek koluna girmemi sağladı. Vakit gelmişti.

"Gitme zamanı."

"Evet. Ah! Seni seviyorum, Hyunjin."

"Seni seviyorum, Felix."

)(

"Ciddi ciddi evliyiz artık öyle değil mi?"

"Evliyiz, evet, evet."

Büyük bir heyecanla ellerimi birbirine çırptım.

Saat gecenin biriydi ve biz eve daha yeni giriyorduk. Hyunjin kapıyı açar açmaz arkasındaki beni direkt kucağına aldı. "Hey, ne yapıyorsun?"

Kapıyı ayağıyla kapatıp odaya doğru ilerlerken mırıldandı. "Evliliğimizin tadını çıkarıyorum işte."

Odaya vardığımızda beni yavaşça yatağa bırakıp üstümdeki yerini aldı. Vücudum kasılmaya başlamıştı. Elini boynumdan göğsüme kadar sürerek getirirken dudaklarını yaladı.

"Sırf bugün için iki aydır sana dokunmuyorum. Eşim olan Felix'le birlikte olmak için nişanlım olan Felix'e dokunmamak için çabalıyordum. Sonunda istediğim oluyor. Müstakbel eşim Felix, bu geceyi unutulmaz kılmaya var mısın?"

Kalbim deli gibi atarken hızla kafamı aşağı yukarı salladım. "Varım. Seninle her şeye varım."

Dudaklarımız birleşmeden önce ikimizin de ağzından çıkan sadece iki sözcüktü.

"Seni seviyorum."

)(

İşte bitti.🥲

Bir hikayenin daha sonuna geldik. Bu bölümü önceden uzun uzun yazmıştım ama bu mallığı nasıl yaptığımı bilemeyerekten o bölümü sildim ve bu bölüme kaldım. Sonu istediğim gibi olmadı ama artık final yaptırmalıydım ve sonuç bu.

Umarım fic tümüyle hoşunuza gitmiştir. Yazmaya başladığım hesaptaki ilk ficti ce bir çok kusurum olabilir. Görmezden gelmenizi rica ediyorum. Kalemimi daha da geliştirmeye çalışacağım.

Umarım sizi sıkmamışımdır ve okurken eğlenmişsinizdir. Kendinize iyi bakın. Diğer ficlerde görüşmek üzere🤍

Domino||hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin