Güneşin altında salıncakta sallanan sevgilime bakıp gülümsedim. Sevgilim...
O kadar güzeldi ki bakmaya bile kıyamıyordum. Güneşten daha parlaktı gülümsemesi, gözlerimi kamaştırıyordu. Her şeyiyle tapılasıydı.
"Hyunjin, e bu durdu hadi biraz daha salla."
Gülerek ayağa kalkıp arkasına geçtim. Salıncağın iki yanına tutunup kulağına eğildim. "Sence de gitme zamanı gelmedi mi?"
Boynunu öptüğümde dudaklarını büzüp nefesini dışarıya vermişti. "Biraz daha kalsak?"
Gülüp kafamı iki yana salladım. "Olmaz bebeğim. Zaten küçük çocuklar sana çok kötü kötü bakıyorlar. İnmezsen saldıracak gibiler."
"Haklısın."
Kıkırdayıp ayağa kalktı. Elini boynuma koyup gözlerimin içine bakarak kafasını yana yatırdı. Bu onun bir şey isteme yöntemiydi. "Jin~ah."
Dudaklarımı yaladım. "İşte başlıyoruz. Ne istiyorsun bakalım?"
Canımı acıtmayacak şekilde omzuma yumruk atıp surat astı. "Niye? Ben hep senden bir şeyler mi istiyorum?"
"Evet?"
Düşünür gibi yapıp gülümsedi. "Evet, olabilir ama konumuz bu değil. Ben dondurma istiyorum."
Tek kaşımı kaldırdım. "Ama hava soğuk. Hasta olursun. Olmaz."
"Ama ya istiyorum."
"Felix, olmaz dedim."
Omuzlarını düşürüp bakışlarını yere çevirdi. Ellerini omzumdan çekecekken aklına bir şey gelmiş gibi tekrar yerine yerleştirip hızla dudaklarımı öpüp geri çekildi. "Peki ya şimdi?"
Gülmemi durduramadığımda omuz silkip tekrar öptü dudaklarımı. Biraz daha uzun öpücüğün ardından yüzüme baktı. "Lütfen alalım."
Onunla uğraşmayı istesem de tatlılığına dayanamayıp kabul ettim. Ellerini birbirine vurduğunda gülümsedim. Onun yanındayken sadece gülümseyebiliyordum.
Bir mağazaya girip beni sürükleyerek dondurma reyonuna getirmişti. "İlk sana alalım. Vişneliydi."
Tek kaşımı kaldırıp kafamı iki yana salladım. "Vişneye alerjim var."
Aniden yüzü düştüğünde bakışlarımı dondurmalara çevirdim. Sessizce mırıldandı. "Yeonjun vişne severdi. Aklımda kalmış. Üz-"
Yeonjun'un adını duymamla elini bırakıp yüzüne baktım tekrardan. "Yeonjun öyle mi?"
"Özür dilerim, Jin. Be-"
"Yeter." diye çıkışmıştım kendime hakim olamadan. "Sen al dondurmanı ben dışarıda bekleyeceğim."
"Hey, özür dilerim. Bir anda öyle çıktı ağzımdan."
Umursamadan onu arkamda bırakarak marketten çıkmıştım. Gözlerim dolmuştu. Ben artık her şeyi atlattığımızı sanarken o sürekli Yeonjun'la ilgili şeyler kaçırıyordu ağzından. Belli etmemeye çalışmak çok zordu.
Beş dakikanın ardından elinde iki dondurmayla yanıma gelmişti. Çikolatalı dondurmayı bana uzattığında göz devirip önden yürümeye başladım. Biliyorum ona bu denli trip atmaya hakkım yoktu. 2 yıllık ilişkisinin ardından sadece bir haftadır benimle olduğu için bazı şeyleri unutamayabilir fakat bunun ne denli canımı acıttığını görmesini istiyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Domino||hyunlix
Fiksi Penggemarhwangs: benimle oynadığın gibi onunla da oynuyor musun bari? feleex: kendimde değildim daha kaç kere söylemem gerekiyor? hwangs: biliyor musun? umut kırıntısı yaranmıştı bende yakın olabiliriz diye ama senin ikiyüzlü şerefsiz olduğunu unutmuşum tek...