hwangs: benimle oynadığın gibi onunla da oynuyor musun bari?
feleex: kendimde değildim daha kaç kere söylemem gerekiyor?
hwangs: biliyor musun?
umut kırıntısı yaranmıştı bende
yakın olabiliriz diye
ama senin ikiyüzlü şerefsiz olduğunu unutmuşum
tek...
Boynuma kondurduğu küçük öpücükler başımı döndürürken elini tişörtümün eteklerine götürüp yavaş hareketlerle yukarıya sıyırdı. Dudakları boynumdan karnıma doğru inerken ince belini sarıp yukarı kaldırdım. "Bir lise öğrencisine göre sence de çok fazla sevişmiyor muyuz?"
Şaşkın bakışlarını yüzümde gezdirirken afallamış gibi cevap verdi. "Rahatsız olduğunu bilmiyordum. Özür dilerim."
Kalkmaya yeltendiğinde küçük bedenini kendime bastırıp kıkırdadım. "Rahatsız olduğumu söylediğimi sanmıyorum. Hatta bu daha çok hoşuma gidiyor."
Gülümseyerek kafasını iki yana salladığında yaklaşıp gülüşünden öptüm. Geri çekildiğimde mırıldanarak boynuna sokuldum. "Seni seviyorum. Çok seviyorum, Felix."
Derin bir iç çekip saçlarımı okşayarak aynı ses tonuyla konuştu. "Ben de seni seviyorum, Hyunjin."