Kangmoo sağ elini beline atmış, sol eliyle kapıyı yumruklarken kendi kendine söyleniyordu.
"Üç tane adam bir kapıyı açamıyorlar. Gerçekten delireceğim."
Birkaç saniye sonra evin içinden bir patırtı duyuldu ve nihayet kapı açıldı.
"Ah hyung! Özür dilerim, kapıyı duymadım."
Eungcheol adamın eve girmesi için kenara çekildiğinde Kangmoo sert adımlarla içeri daldı. Dilinin ucuna gelen küfürlerin hepsini yutmak zorunda kalmıştı. Zira Eungcheol'un kulaklarının pek iyi işitmediğini biliyordu. Ona kızmak haksızlık olurdu.
"Diğerleri nerede?"
Bu sırada banyonun kapısı hışımla açıldı Gyeokchan koridora fırladı. Bir eliyle belindeki havluyu tutarken diğer eliyle tuttuğu revolver tabancayı sıkıca kavramıştı. Kangmoo ile göz göze geldiklerinde kısa bir sessizlik oldu.
"Joo," diye tısladı Kangmoo.
Gyeokchan kısa bir an için duraksadıktan sonra silahı indirip belinin arkasına götürdü.
"Sen miydin," diye sorarken kaşları çatılmıştı. "Neden ANSP memurları gibi çalıyorsun lanet kapıyı?"
"Bana bak seni küçük şeref-"
Kangmoo hışımla ona doğru fırladığında Eungcheol son anda adamın kolundan yakalamıştı. Bu sırada Gyeokchan hızla banyoya girip kapıyı kilitledi.
"Yapma hyung, sakin!"
Kangmoo kendini yatıştırmak için derin bir nefes aldıktan sonra Hanna'nın ona tembihlediği gibi ona kadar saymaya çalıştı.
Bir, iki, üç...
Ah!
"O elindekini nereden buldu?" Kolunu Eungcheol'dan kurtardıktan sonra hızla banyonun kapısına dayandı. "Bana bak şerefsiz, aç şu kapıyı! Nereden buldun o silahı dedim!"
Banyodan gelen su sesine aldırmadan kapıyı çalmaya devam etti. Gyeokchan'ın kendisini duyabildiğinden emindi ama o piç her zamanki gibi kayıtsız kalmayı tercih ediyordu.
"Hey, hey! Hyung, dur lütfen." Eungcheol son bir çabayla Kangmoo ile kapının arasına girmeye çalışmıştı. Adamı göğsünden ittirerek uzaklaştırdığında bıkkın bir soluk verdi. "Banyodan çıkınca konuşursunuz."
Bu sırada banyonun kapısı açıldı ve Gyeokchan ıslak kafasını kapının yanından çıkarttı.
"Kendimi korumak için aldım. Manyağın birisi kapımıza dayanırsa diye. Gördüğün gibi kullanışlı olabiliyor."
Kangmoo'nun gözleri öfkeyle büyürken Eungcheol'ü hışımla kenara itti.
"Seni piç!"
O henüz banyoya yaklaşamadan Gyeokchan tekrar içeri kaçıp kapıyı kapatmıştı.
"Bu sefer seni ben öldüreceğim! Duyuyor musun Joo?"
Eungcheol tekrar adamın beline sarılıp onu kenara çekiştirirken nefes nefese kalmıştı.
"Yeter artık, Tanrı aşkına!"
Saniyeler sonra içerden su sesi gelmeye başladığında Kangmoo da debelenmeyi bırakmıştı.
"Şerefsiz! Tamam, tamam sakinim. Bırak."
Eungcheol bir an şüpheyle duraksadı. Kangmoo'nun öfkesine hiç güven olmazdı.
"Emin misin?"
Kangmoo belini tutan ellere sertçe vurdu.
"Bırak dedim!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SNOWDROP: Happy Ever After
FanfictionAlternatif Snowdrop finali. Eun Youngro ile öldüğünü sandığı ilk aşkı Lim Sooho'nun yolları üç yılın ardından yeniden kesişir.