———
"N'olur kapıyı aç..."
Gözlerimi kapatıp kafamı geriye yasladığımda Berat'ın bağırışı kulağıma doluyordu.
Tam 2 saat. 2 saattir orada oturmuş kapıyı açmamı bekliyordu ve sarhoştu. Nasıl hâlâ sızmamıştı bilmiyordum ama beni uğraştıracağı kesindi.
"Nehi... Nehir, haydi güzelim, aç kapıyı." dedi kapıyı belki de 70. kez tıklarken. Konuşamıyordu bile.
Dayanamadım en sonunda; kalktım, kapıyı açtım. Onu içeri asla almayacaktım, dediklerini de dinlemeyecektim.
Gözüme çarpan ilk şey ayakkabıları oldu. En sevdiğim Converse'lerini giymişti, üzerinde de en sevdiğim gri hırkası vardı.
Renkli saçları dağılmıştı, sakalları uzamıştı ve göz altları berbat durumdaydı.
Kapıya yaslandığından dolayı bir anda açınca irkilmişti, araladığı gözleri direkt beni buldu.
"Nehir?"
Ses tonu acı çekermiş gibi çıkmıştı. Derin bir iç çekti bana bakarken. Yüzümü inceledi, sonra elinin havalandığını gördüm.
"Bana dokunma," dedim bunu yapacağını anlayınca. "Sakın."
Yavaş yavaş geri indirdi elini. "Git artık. Saat gecenin 3'ü."
"Nehir, beni dinlesen?" Yarım yamalak konuşmasının yanına bir de ayakta duramaması eklenince onu tutmak zorunda kalmıştım.
"Evine git Berat."
"Benim evim sensin."
Yutkundum. Gözlerimi yumdum ve önünde tek damla gözyaşı dökmeyeceğime dair kendime bir söz verdim.
Kolundaki elimi çekince sendeleyip duvara yaslanmıştı. Kafasını geriye doğru attı ve 8 yıl sonra ilk kez, onun ağladığını gördüm.
Berat onca yıl sonra karşımda ağlıyordu; en son ağlama nedeni ise kulüp seçmelerine katılamamış olmasaydı.
"Seni çok seviyorum..." diye mırıldandı elinin tersiyle yüzünü silerken. "...Sana bakmaya bile kıyamazken, senin üstüne başkasına dokunamam."
Ona inanmak istiyordum ama bu çok yanlıştı. Bütün fotoğrafları görmüştüm, yanında başka bir kız vardı.
Bu düşüncelerimin aynısını dile getirdim. Yüzünü buruşturup kafasını iki yana salladı. "Hiçbiri doğru değil."
"Seni bütün gece bekledim, onlarca defa aradım ve sonunda başka bir kız açtı." Yaşadıklarımı tekrar hatırlamak midemin bulanmasına sebep olurken Berat'ın bana bakamadığını farkettim.
Bunu genellikle kötü hissederken yapardı. Kötü hissettiğinin zaten farkındaydım ama hiçbir nedeni yoktu.
Yalanlardan, sözlerden nefret ederdim. Ve Berat bana onlarca söz vermişti. Aynı zamanda da onlarca yalan söylemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
let me explain | özdemir
Подростковая литератураTAMAMLANDI. i got a confession baby, will you listen to it? [yarı texting - kısa hikâye.] ≠ berat ayberk özdemir fanfiction.