O öpücükten sonra baya bir süre kendime gelemedim. Servisi de kaçırmıştım. Okuldan çıktım ve eve yürümeye başladım. Yavaş adımlarla ilerlerken aklımda o öpücük vardı. Yere doğru sırıtarak dudağımı ısırdım. Kısık bi sesle gülerek "şapşal şey" dedim. "Umarım benden bahsediyorsundur." Gülümsemem yüzümden siliniverdi. "Napıyorsun sen burda?? Bak işte şimdi beni takip ediyorsun." "Farkındaysan biz aynı servisteyiz. Ve benimde evim bu tarafta. Senden daha uzakta oturuyorum." Söylediği mantıklı gelmişti. "Kendimi ne sanıyorsam ben? Neden takip etsin ki beni?" "Hep kendi kendine mi konuşursun sen?" Dışımdan söylediğimi fark etmemiştim bile. Tanrım çok değişiyordum. "Hayır genellikle sinirlendiğimde böyle salaklıklar yaparım. Seninki doğuştan mı?" Biraz sert olmuştu ama hiç aldırmadı. "Galiba." Dedi yine sırıtarak. Çok tatlıydı! Saat 16.30 olmuştu yarım saatte yolu yarılayamadım bile. "Bak aslında sen beni yavaşlatıyorsun. Farklı yollarda yürümeye nedersin? Hadi sen karşıya geç." Onu benden uzaklaştırmaya çalıştıkça yakınlaşıyordu bana. Elimden tuttu. "Bunu yapmak istemiyorum. Birazdan hava kararır. Başına bişey gelebilir. Seni yanlız bırakmıycam." Nasıl ya? Beni sahiplenmişti. Bu çok hoşuma gitti ama o benim ne sevgilim ne de arkadaşımdı. Bunu neden yapıyordu? Yoksa platonik olarak aşık olduğum kişi, bana karşı aynı duyguları mı besliyordu? Yok ya. Olmaz öyle şey. Bayadır düşünüyodum heralde ki "İyimisin?" Diye sordu. "Şey evet." Dedim. Gülümsedi. "Mutlu olman beni de mutlu ediyor." Dedi. Tanrım bunu yapmamalıydı! Kendisine daha da aşık edicekti beni. Ben ondan kurtulmaya çalışırken git gide hayatıma ve kalbime girmeye başlamıştı. Biz böyle yürürken arkamızdan bir ses geldi. "Gençleer!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Best Friend Forever!
RomanceEş cinsel olduğumu ne kadar kabullenemesem de öyleydim. Kathie'ye büyük bi' aşk ve bağımlılık duyuyorudum. Ama ne yazık ki düşüncelerim tek taraflıydı. Bi yandan da o çocuk! Tanrım.