Kader?

300 49 39
                                    

............

Zihni uyuşturulmuş genç gözlerini araladığında kendisini selamlayan beyaz hastane tavanıyla göz göze gelmiş ve bir süre hareketsizce tavana bakmaya devam etmişti. Aslında son haftalarda en çok yaptığı şeydi bu. Aklına yavaş yavaş yaşananlar dolarken gözlerini kırpıştırmış ve yatağında oturur hale gelmişti. Onu görmüştü, Yongbok'u görmüş ona dokunmuştu. Bunu kimse inkar ettiremezdi ona, bu basit bir sanrı değildi. İlaçlara başladığından beri göremediği yüzü görmüştü, bu bir hayal veyahut basit bir sanrı değildi. Açıklayamıyordu Hyunjin ama gerçekliğine emindi.

O yatağında oturur dururken, bedeni hala uyuşuktu biraz ve kasılıyordu ara ara, odasının kapısı açılmıştı. İçeriye giren doktora bakmıştı Hyunjin. Bu adam ona Mengele'yi anımsatıyordu. Kendisine ilaçlar veriyor, tedavi odalarına götürüyor, onu uyuşturmaya ve geçmişini unutmasını sağlamaya çalışıyordu. Hyunjin bazen Yongbok'un yerinde, onun konumuna yavaş yavaş geçmeye başladığını düşünüyordu. O da burada odasında kilitli tutuluyordu, ona da burası bir zulüm kaynağıydı.

İçeriye giren doktor yumuşak bir yüz ifadesiyle nasıl olduğunu sorarken Hyunjin cevap vermemiş sessizce beklemişti. Hastasının bu hallerine alışmış olan doktor sıkıntıyla iç çekmiş ve gözlüklerini çıkartarak Hyunjin'in yatağına yaklaşmıştı.

"Sana bir hediyem olacaktı oysaki."

Söylediği şeyle Hyunjin başını çevirmeye son vererek adama bakmıştı hafif merakla. Adam hastasının yüzündeki soru soran ifadeye karşı hafifçe gülümsemişti.

"Seninle ilgilenen hemşirelerden nefret ediyordun ya hani."

Genç başını sallamıştı. Ne yapacağını bilemeyen genç ve işe yeni başlamış hemşire çocuklara bağırışlarını hatırlamıştı Hyunjin.

"Hemşireleri değiştirdim. Bu sefer iyi anlaşacağını ve sinirlenmeyeceğini düşündüğüm birisi ilgilenecek seninle."

Hyunjin yüzünde yer etmiş sakin ifadesini koruyarak sessizce bakmaya devam etmişti.

"Umarım ondan da nefret ederek ilaçlarını kullanmamazlık yapmazsın."

İlaçlarını saatinde getiren sağlık personellerinin yüzüne öfkelenerek fırlatışlarını kastetmişti doktor. Hyunjin'in bir şeyler söylemesini bir tepki vermesini beklemişti. Ama çocuk hiçbir tepki vermezken adam elindeki hasta dosyasını karıştırmış ve yeni ilaçlara başlayacağını söylemişti. Ardından ise aralık kapıya doğru seslenmişti.

"Bay Lee buraya gelin lütfen."

Kapı açılarak içeriye üniforması ile genç bir adam girdiğinde Hyunjin tepki vermişti işte. Bilinci kapanmadan önce gördüğü ve gerçekliği hakkında düşünüp durduğu oğlan karşısında duruyordu. Hyunjin aralanmış dudaklarıyla konuşulan hiçbir şeyi duymazken zayıf gence bakıyordu.

"Lee Felix seninle ilgilenecek yeni hemşire. Bu sefer tedavilerinde biraz olsun istekli olmanı ve katılmanı bekliyorum."

Doktor elindeki hasta dosyasını beyaz üniforma içindeki bedene vermiş ve hastası hakkında bir kaç şey söylemişti. Sonrasında ise odadan çıkmış ve kapıyı ardından kapatarak içeride iki genci yalnız bırakmıştı. Felix odadaki küçük masaya ilerleyerek elindeki dosyayı bırakmış ve biraz incelemişti.

"Bugünlük almanız gereken bir ilaç gözükmüyor. Yarın yeni ilaçlarınıza başla-"

"Sen O'sun değil mi? Yongbok'sun."

Hyunjin konuşan gencin cümlesini bölmüş ve sesi titriyorken sormuştu. Felix incelediği dosyasının kapağını kapatırken hasta yatağındaki gence doğru dönmüştü. Az evvel de aynı şekilde seslenmişti kendisine. Felix ters veya istediği cevabı vermeyecekti.

Auschwitz // HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin