jisung'un evi, dün gece [22.27]
"HAYIR KAPATMA O TELEVİZYONU AÇIK KALACAK!" felix'in kör kütük sarhoş olduğundan dolayı gereğinden fazla çıkan sesi odadaki herkesin yüzünü buruşturmasına sebep olmuştu.
"SÜNGER BOB MI İZLEYECEĞİZ FELIX NE DİYORSUN YA?" hyunjin'in de aynı şekilde bağırarak cevap vermesi, koltukta ters bir şekilde yatan jisung'un ve salonun ortasındaki masanın altına kafasını sokmuş bir şekilde uzanan changbin'in aynı anda "BAĞIRMAYIN LAN!" diye söylenmesiyle devam etmişti.
"sünger bob'a ne demek istiyorsun sen hyunjin? seni mahvederim ayağını denk al bak." dedi felix. sesini cüretkar çıkarmaya çalışıyordu ama kelimeleri yuvarlayarak konuştuğundan pek de mümkün olmuyordu bu tabii. hyunjin karşılık olarak sadece güldü. hyunjin'in ardından felix de gülmeye başladı. ikilinin güldüğünü fark eden changbin ve jisung, niye güldüklerini anlamasalar da katılmaya karar vermişlerdi.
biraz fazla dağıtmış oldukları belliydi ama dördünün de o an umurunda değildi, amaçları dağıtmaktı çünkü.
"sizin de beyninizde ornitorenkler çiftleşiyor mu?" diye sordu felix birden gülmeyi kesip. yansıttığı kişiliğinin aksine çizgi filmleri ve animasyonları çok severdi, bu yüzden ne zaman sarhoş olsa sevdiği çizgi filmlerden referanslar sıkıştırırdı cümlelerine.
"hayır ama ben beynimde minho ile beni görüyorum-" diye söze başladı jisung fakat hyunjin hemen lafını kesti.
"o cümleyi devam ettirme lütfen."
"ne diyorsun ya? sarılıyoruz diyecektim. beyninde neler dönüyor senin, chan'ı çağırayım ister misin?" dedi jisung tehditkar bir sesle. aynı zamanda da telefonunu eline almıştı ve mesaj kısmını açıyordu.
jisung'un rehberi çok karışıktı. geçen yıl gittiği bardaki barmenin bile numarasını bulabilirdiniz içinde. bu yüzden neredeyse okuldaki herkesin numarası vardı jisung'da, chan'ın numarasının da olması şaşırtıcı olmamıştı hyunjin için.
gözleri iyice açılırken "hayır," diye bağırdı hyunjin hemen. jisung 'ya, bana bulaşırsan bunlar olur' bakışıyla hyunjin'e bakarken telefonunu da koltuğun bir yerine geri fırlatmaya çalışıyordu.
tabii bu sırada, çoktan girdiği rehberinin içinden yanlışlıkla chan'ı aradığını da fark etmemişti. nasıl etsindi ki? kör kütük sarhoştu.
peki o kadar kişi arasından chan nasıl denk gelmişti? chan'ın hemen altında okuldaki profesörlerden birinin numarası vardı, yanlışlıkla onu da arayabilirdi.
sanırım bu durumdan da evrenin hyunjin'den pek hoşlanmadığı varsayımını yapabilirdi jisung.
bu sırada evinde kendine kahve yapan chan ise çalan telefonu ile mutfak tezgahından ayrılmış, salondaki masaya yönelmişti. telefonunun ekranındaki 'jisung' ismini gördüğünde ise kaşları kendiliğinden kalktı. han jisung'un onunla ne gibi bir işi olabilirdi ki?
kısaca bir "alo?" ile aramayı cevaplandırırken karşı taraftan gelen karışık sesler ne olduğunu anlamasını zorlaştırıyordu.
bu sırada hyunjin ise, hâlâ jisung'un dediği şeye takılmış durumdaydı. beyni aldığı alkolden dolayı yeterince çalışmıyordu, bunu arkadaşlarına söylese felix muhtemelen alkolsüz de çalışmıyor zaten, der ve gülerdi.