İki Bardak

1.6K 93 50
                                    

Merhabalar herkese <3

Yazacağım ilk hikaye bu olacak bu yüzden yazım yanlışları ve noktalama işaretlerinin yanlış kullanılması olabilir. Daha acemi olduğumdan kusursuz olamaz. Bunları lütfen görmezden gelin.

Ayrıca sonuna kadar okumanızı tavsiye ederim. Eminim pişman olmayacaksınız çünkü ilerleyen her bölümde daha da iyi yazdığımı düşünüyorum.
Yorum bırakmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen 🥰

Bişey daha var ki kitabım başka bir kitaba oldukça benziyor. Adını bilen bilir. Şunu söylemek istiyorum ki ortada kopya çekmek gibi bir mevzu yok. Lütfen yorumlara onun hakkında biseyler yazmayın. Bu hikayeyi önceden zihnimde tasarlamıştım. Durmadan onunla ilgili yorum yapacaksanız hiç başlamayın bile. Benim açımdan hoş olmaz. Keyifli okumalar.

***

Zor. Olmak istemedigin kişi olmak çok zor. Insanlar bakar sana. Eleştiriler ve yargılarlar. Yapmak istediğin şeyleri; yapmaktan zevk aldığın şeyleri gizlice yaparsın bazen. Çünkü eleştirir insanlar. Doğru ya dili olan konuşuyor. Ben gizlice çizim yaparım mesela gizlice koklardım çiçekleri ve gizlice mırıldanırdım beynimde dolaşan şarkıları. İnsanların gözünde acımasızdım ben. Acımasız kralın acımasız oğlu. Güldüğümü kimse görmemiş benim. İyi saklamıştım ben duygularımı. Kalpsiz ve soğuk biri gibi görünüyordum herkese. 

Herkesin görüşü farklıdır fakat saygı duyan yoktur kimseye.  İnsanlara göstermem  gereken kişi soğuk, acımasız, uzak ve şımarık biriydi. Doğru ya prenstim ben: insanlara yukarıdan bakan kendini herkesten üstün gören şımarık bir prens olmam gerekiyordu ve bu rolü oynamayı iyi beceriyordum sanırım. Düşündüğüm her soru ve her sorun biraz daha ağırlık yapıyor sadece zihnime.

Babam nefret ederdi kasabaya inmemden. Acımasız kralın acımasız oğlu olmam gerekiyordu. Kendimi herkesten üstün görmem ve ekselanslarına göre sıradan insanların yanında bile durmamalıydım. Bir oyuncak gibi oynatılıyordum ben babamın elinde.

Gürültüden, kalabalıktan, insanlardan nefret ettiğimi bilmesine rağmen her türlü balo tarzı etkinliklere dahil ediyordu beni. Kimsenin yanında rahat davranamazsınız bazen. İnsanların söyledikleri umurumda değil deriz fakat her gece yatmadan önce bu lanet insanlar benim hakkımda ne düşünüyor diye düşünürüz. Bu inkar edilemeyecek bir gerçek. Kendi kendine dersin ki; hayır insanlar beni yönetemez. İstediğim her şeyi yapabilecek kapasitedeyim. Fakat bunun gerçek olmadığını kendin de bilirsin. Insanlar yönetir bizi aslında. Uzak dursak ta kafamıza takmasak ta ruhu inciniyor insanın bu sözlere.

Sarayın gürültü ve karmaşasından sıkılmış, daha doğrusu bıkmıştım. Babam, yaklaşık bir hafta sonra olacak baloyu düzenliyordu birkaç kişiyle. Davetli listesi, yiyecekler, dekorasyon ve benzeri şeyler. Bu balonun sebebi ise bendim.

Evlilik cağına geldiğimi söylüyorlar ve kendime layık bir kız bulmam için düzenlenecekti bu balo. Evet bunu istemiyordum fakat babamın oyuncağı olduğumu daha önceden de söylemiştim zaten.

O gün babam bir yemek veriyordu sarayda. Ülkenin meşhur ve bilindik insanları toplanmıştı sarayın büyük salonuna. Burada birçok kişi vardı. Tüm tarım işlerini halleden adamdan tutun, kraliyetin hazinesinin yöneticisine; diğer ülkelerle ticaret yapan kişilerden tutun, onların oğullarına kadar herkes buradaydı. Hepsinin adını bilmiyordum. Sadece oğullarınınkini biliyordum.

Oğulları dediğime bakmayın Sadece üç tane vardı. Birisi tarım işleriyle ilgilenen adamın oğlu, Kim Seokjin. Diğeri ithalat ve ihracatla uğraşan adamın oğlu, Jeon Jungkook. Diğeri ise hazineyi yöneten adamın oğlu, Kim Namjoon.

Papatya Bahçesi✓ YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin