Uyan Papatyam

295 44 40
                                    


Tekrar aynı karanlık mevcuttu. Yine aynı ağacın dibinde ve aynı uçurumdaydı Yoongi. Etrafına bakınırken yeni bir şey fark etti. Kuru ağacın birkaç yaprağı yeşermişti ve bir de salıncak vardı. Salıncağın üzerinde ise beyazlar içindeki Jimin sallanıyor, sallanırken yüzünde ciddi bir ifade duruyordu. Yoongi onu görünce şaşırdı. Bakışlarının yönünü aniden duyduğu ses değiştirdi.

Uçurumdan geliyordu Yoongi biraz tereddüt ten sonra yavaş adımlarla uçuruma doğru gitti ve aşağıya baktı. Yine aynı adam yukarı tırmanmaya çalışıyordu. Her yeri kanlar içinde olan siyah giyinmiş bu adamın ek olarak devasa kanatları vardı. Buna rağmen kanatlarını kullanıp uçmuyor, Yoongi'ye elini uzatıyordu. Yoongi önce ona baktı, acınası görünüyordu. Sonra Jimin'e baktı. Jimin gülümsüyordu. Yoongi'de dudaklarını nemlendirdi ve çok kötü bir tat ağzında yayıldı. Yüzünü ekşitti, başını iki yana salladı ve elini tam uzatacakken ayağının altındaki taş kaydı ve uçurumdan aşağıya düşecekken adam kanatlarını kullandı ve Yoongi'nin elini tuttu. Oldukça çirkin görünümlü bu canlı bir insan olamazdı. Bir kuş gibi uçtu ve yoongi yi ağacın dibine bıraktı.

Yoongi nefes nefeseydi etrafına bakıyor, hareket edemiyordu. Ardından bu insana benzeyen kanatlı canlı Yoongi'nin yakasına yapıştı. Gülüyordu, gülerken gözlerinden akan kan damlaları yoongi nin yüzüne damlıyordu. Onu yakasından çekiştiren bu canlının ondan ne istediğini bilmiyordu. Yalnızca can vermek istiyordu. Yoongi o an anladi ki bu canlı ölüm meleğiydi. Apaçık ölüm yakasına yapışmış canını istiyordu Yoongi'den. Yoongi ise sessizdi. İfadesiz yüzüyle onu izliyor, ölmeyi bekliyordu. Tam o an Jimin'i gördü. Jimin elini ölüm meleğinin omzuna koydu. O ise yüzünü çevirip Jimin'e baktı. Jimin'in beyaz kiyafetleri üzerine sıçramış kan damlaları göz kırparken Jimin ölüm meleğinin elinden tıpkı kendisinin elinden tutupta tepeye götürdüğü gibi tuttu. O an ölüm meleğinin çirkin yüzü kaybolmuş, yerine tertemiz bir melek gelmişti. Siyah renk dev kanatlari beyaza dönüşmüş, yüzünden kan damlamıyordu artık. Onu ayağı kaldırdı ve gözlerinin içine baktıktan sonra boyun eğdi. Jimin ölüm melegiyle beraber giderken Yoongi yerinde kaskatı kesilmiş, yalnızca izliyordu.

Güneş yeni yeni doğarken çiçeklerin üzerindeki çiğ damlaları, güneşin ışığıyla ufak çaplı bir ışık şöleniydi. Tabi yalnızca küçük canlılar için. İnsan gözü bir çok güzelliği görmez yada en basitinden görmek istemez. İnsan öyle bir varlıktır ki, en yakınını görmez. Gözü hep uzaklardadır ve yukarılarda. Herkes bir kademe daha yukarı çıkmak ister. İnsanlara tepeden bakanlar, görünüşleri ile, bir hareketiyle, kusuruyla yada ailesiyle yargılamak ister birilerini. Bahane ararlar. Ama kimse bunu bilmez ki, insanların kusurunu arayan kişiler, kendi kusurunu örtbas etmek için diğerinin kusurunu arar. Bu insanoğlunun en büyük hatasıdır.

Gün ağrıyor, karanlık tekrar aydınlığa kavuşurken yeni gün bazılarına umut, bazılarına ise ölümü bahşediyordu. Yoongi yeni güne gözlerini korkuyla araladı. Kan ter içinde kalmıştı hızlı nefes alıp veriyordu ve gözleri korkuyla etrafına bakıyordu. Yalnızdı. Aydınlık odada tek başına etrafına bakıyordu ve kimseyi bulamıyordu. Hala nefes nefeseydi, gözlerini kısıp başını eğdi sonra bir anda telaşla ayaklandı ve sevdiği çocuğun ismini  haykırmaya başladı. sesi yankılanıyordu, Yoongi bir cevap alamıyordu.

Şu bir haftalık süreçte Jimin resmen Yoongi'nin kırmızı çizgisi olmuştu. Yaşam ve ölüm arasında camdan bir duvar düşünün. Öyle ince bir duvar ki dokunsan kırılır ve yaşamla ölüm birbirinden ayırt edilemez. Jimin tam olarak o duvardı Yoongi için. Eğer cam kırılır ve o duvar yıkılırsa, Yoongi'nin yaşama hissi kalmaz. Yalnızca nefes alıp veren ruhsuz bir canlı olur. Daha önceden olduğu gibi.

Papatya Bahçesi✓ YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin