5- Bana Güven

136 9 0
                                    

Sabah olduğunda annem beni kahvaltı için uyandırdı. Keçe gibi olmuş saçlarım, pijamalarım, ekşimiş suratım ve patiklerimle beraber resmen pandaya benziyordum. Kahvaltı için mutfağa gittiğimde birde ne göreyim. Annem Ediz'i çağırmış. Beraber kahvaltı yapacakmışız.
Tam kapıdan girerken Ediz yanıma geldi ve yanağımdan öperek söze girdi.

"Günaydın hayatım."

Soluk ve bitkin bir sesle cevap verdim.
"Sanada aşkım."

Masaya oturduk ve kahvaltıya başladık. Biraz utanmıştım aslında o halimle Ediz'in beni görmesi kötü olmuştu. Uykulu gözlerimle Ediz'e bakarak gülümsedim. Sanki mutlu bir yuva kurduk ve annem bize kahvaltıya gelmiş gibiydi. Sıcacık bir yuvamız mutlu bir ailemiz var gibi.

"Hayatım yemeyecek misin."

Dalmıştım. Kafamı hızca sallayarak kendime geldim. Hafif bir sesle cevap verdim.
"Yiyorum canım."
*********
Kahvaltı yaptıktan sonra Ediz Kısık bir ses tonuyla.

"Seni biryere götüreceğim rahat birşeyler giy. Hadi hazırlan seni bekliyorum."

"Tamam. Ama meraklıyım biliyorsun."

Odama doğru ilerledim. Saçımı salık bir at kuyruğu yaptım. Üzerimi giydim elimi yıkadıktan sonra Ediz'e seslendim, ayakkabılarımızı giydik. Yavaş yavaş merdivenlerden inmeye başladık. Kapının önüne şivava cinsinde bir kulağı yere doğru bir kulağı yukarda olan köprek bağlanmıştı ve tasmasında Ediz'le tanıştığımız tarih yazıyordu.
Ediz gülümseyerek

"Bu senin. Arada bakmaya gelirim tabii."

Şımarık kızlar gibi cevap verdim.

"Yaa Ediz."

Çok mutlu olmuştum. Sahilden yürüdük yine. Giderken bir yerde oturup dondurma yedik. Sonrasında bir bisiklet kiraladık Ediz önde bisikleti sürdü bende arkadaki boşluğa oturdum bisikleti lunaparka kadar sürdü. Ve orada durduk. Ediz dönme dolap için iki bilet aldı ve bindik tam en üstteyken elektirikler kesildi.
Titrek bir sesle.

"Ama ben yüksekten korkarım." Dedim.

"Ben yanındayım hayatım. Gözlerini kapat ve omzuma yasla güzel şeyler düşün."

Omzuna başımı yasladım ve gözlerimi kapattım ama bu yüksekte takılıp kaldığımızı unutturmuyordu.

Uzun süre orada öylece kaldık. Ediz bi süre sonra yanağıma masumca bir öpücük kondurdu.

Karanlık çökmüştü ve biz hala dönme dolabın başında aptalcasına bekliyorduk. Ama beni hala orda mutlu kılan tek şey sevdiğim adamın omuzlarında olmamdı.

Bir iki saat sonra itfaiye geldi ve bizi oradan indirdi.

Ürkek bir ses tonuyla:

"Herhalde hayatımın en uzun 2 saatiydi."

Ediz gülümsedi ve bana sarıldı.

"Sen bana güven ben yanındayken birşeylerden korkmana gerek yok."

Yine o kelebekler uçuşmaya başladı karnımda. Sanki bahar geldi yine.

Bir Eylül SabahıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin