O günden sonra hiç konuşmadık. Günlerce Beyza'ya ulaşamadım. Evine gittim ama kapı hiçbir zaman açılmadı. Hatta Pazar günü annesinin evde olduğunu unutup gittiğimde hayvanlar için para topluyorum diye bahane uydurmuştum ama evde Beyza'yı yine göremedim. Acaba şehir dışına mı çıktı diye düşünüyordum. Aklıma antrenman saatinde salonuna gitme fikri geldi. Aslında Cansu orada olduğundan biraz çekiniyordum ama kesinlikle Beyza'yla konuşmam gerekiyordu. O yüzden gittim. İçeri girmek istemedim. Kapının önünde antrenmanın bitmesini bekledim. 1 saat sonra yavaş yavaş herkes çıkmaya başladı. Ama Beyza çıkmıyordu. Bir sürü insan çıkmıştı hatta antrenör hoca bile çıkmıştı ama Beyza'yı göremedim. İçeride Cansu'nun olduğunu biliyordum. Acaba maç mı yapıyorlar diye düşündüm. Bakmak için içeri girdim. Cansu kum torbasıyla antrenmana devam ediyordu. Kapı sesini duyunca bana baktı ve gülerek
C: Noldu ayaklarımı mı özledin hahaha? dedi. Ben bir şey söylemedim ve hızlıca oradan çıktım. Salon sahile yakındı. Sahilde bir banka oturdum. Ya Beyza'nın başına bir şey gelmişti ya da şehir dışına çıkmıştı. Şehir dışında olan akrabası var mı diye düşünmeye başladım. Bu konu hakkında hiç konuşmamıştık. Heralde var dedim ve eve gitmeye karar verdim. Kabullenmek istiyordum. Kestirme ara sokaklardan eve giderken önümü 3 kişi kesti. 3'ü de maskeliydi ve ellerinde sopalar vardı. Onları görünce geldiğim yoldan koşmaya başladım. Onlar da koşuyordu ve epey hızlıydılar. Kaçamayacağımı anlayınca saklanmak için binalara bakındım. Bir tanesine girip kapıyı kapattım. Neredeyse yakalanıyordum. Onlar kapıyı zorlarken ben merdivenleri çıkmaya başladım. 1 kat çıktığımda cam kırılma sesi geldi. Kapının camını kırıp açmışlardı. Bina 4 katlıydı. En üst kata çıktım ama gidecek yer kalmadı. Çatıya çıkan kapı kilitliydi zaten çıksam ne yapacaktım. İmdat diye bağırmaya başladım. Beni kovalayanlar geldi. Kendimi savunabilirim diye düşündüm ama ben onlara bir şey yapamadan sopalarla içimden geçtiler. Bayılmıştım. Uyandığımda çok karanlıktı. Hâlâ binada olduğumu sanıyordum. Ama burası başka bir yerdi. Ellerim ve ayaklarım bağlıydı. Kimse var mı diye seslendim ama hiç ses yoktu. Yine bina gibi bir yerdeydim yerler betondu. Bodrum kat gibi bir yer olabilirdi. Bir anda ışıklar açıldı. Bir de ne göreyim. Benden 4-5 metre uzakta yerde baygın halde Beyza yatıyor. Beyza diye seslendim ama kıpırdamıyordu. O da bağlıydı. Sürünerek yanına gitmek istedim ama arkamdan gelen maskeli birisi beni tuttu. Beni kovalayanlardan biriydi. O an fark ettim ki her yerim ağrıyordu. Beni sandalyeye oturttu. Sonra diğeri geldi ve sandalyeye bağladılar beni. Ben konuşmaya kalmadan içeri gelen kişiyi görünce şaşkınlıktan donakaldım. Cansu gelmişti. Ne arıyorsun sen burda dedim. Bir şey demeden yanıma geldi. Maskeli adamlara bakarak siz gidebilirsiniz dedi. Bana döndü ve
C: Artık sevgilin de sen de benim kölemsiniz. Hayat çok stresli ve bu stresi birine atmam gerekiyor. Sizden daha uygun birini bulamadım.
M: Ne saçmalıyorsun sen? Böyle bir şey yapamazsın. Bırak bizi.
C: Yapıyorum işte. Kim engel olacak?
M: Polis çoktan peşine düşmüştür. Beyza'nın ailesi kayıp ilanı vermiştir.
C: Biraz eğleneyim de ucu bana dokunursa salarım.
M: Sen ne tür bi manyaksın.
C: Yeter bu kadar! Artık bana itaat etme vakti! dedi ve ayağındaki botu çıkarıp suratıma bastırdı. İçi çok ağır kokuyordu. Dakikalarca zorla o botu kokladım.
C: Nasılmış kokusu? Çek içine pislik köle.
Kokusuna alışmıştım ki suratımdan çekti. Derin bir nefes aldım. Meğer oksijen ne güzelmiş. Cansu ayağındaki siyah çorapları çıkardı. Terliydi ve yere bastığı için tozluydu. Aç ağzını dedi. Açmadım. Cebinden bıçak çıkardı ve boğazıma dayadı. Tekrar aç ağzını dedi. Açtım ve ağzıma tükürdü. Yut dedi. Midem bulanmıştı. Yuttum. Aç ağzını dedi. Tekrar açtım ve yine tükürdü. Onu da yuttum.
C: Aferin köpek. Hızlı öğreniyorsun. Tekrar aç bakalım.
Ağzımı açtım ve çorapları ağzıma tıktı. Birazda böyle kokla dedi ve diğer botunu yüzüme bastırdı. Hem o boğucu kokuyu içime çekiyordum. Hem de o pis çoraplar ağzımdaydı. Birkaç dakika daha kokladıktan sonra botu suratımdan çekti.
C: Şimdi sana ayaklarımı yalatıcam ama ağzın kupkurudur senin. Merak etme halledicem. Seni çözeceğim ama sözümden çıktığın anda öldürürüm.
dedi. Ağzımda çorap olduğundan hıhı dedim. İpleri çözdü. Elinde bıçak vardı. Dediklerini yapmak zorundaydım. Yere uzan dedi. Uzandım. Baş ucuma geldi. Ağzını aç dedi. Açtım. Pantolonunu indirdi ve ağzıma işemeye başladı. Çok kötü iğreniyordum. Suratımdan akan ağzıma giren ve arada yuttuğum sıcak çişler iğrençti. İşeme bittiğinde halimi gören Cansu kahkahalarla gülüyordu. Artık ağzın kuru değil dedi. Tabanı tozlu ayağını yüzüme yaklaştırdı. Bütün tabanını yaladım tertemiz ettim. Sonra diğer ayağının tabanını da aynı şekilde temizletti.
C: Buraya in çık zor oluyor seni evime alıcam. Hadi yürü. dedi. Ayağa kalktım ve yürümeye başladım. Bodrumdan çıktık. Merdivenleri çıktık. Cansu evinin kapısını açtı. Gayet büyük bir evleri vardı. Odasına gittik. Cansu'nun odası benim odamın 3 katıydı.
C: Annem evde olduğu zaman yatağımın altında duracaksın. Seni görmez. Evde yokken de her zaman yerde duracaksın. Artık benim köpeğim gibi yaşayacaksın. İsmini de bilmiyorum artık yeni ismin Buffy (Bafi). Merak etme sana iyi bakacağım Buffy. Acıktığını biliyorum yemek söyledim. Artık çok mutlu olacağız. dedi. Ben sesimi çıkarmıyordum. Bu kız psikopattı ve beni öldürebileceğine inanıyordum.
M: Efendim Beyza'ya ne yapacaksınız?
C: Yıllardır aramızda bir rekabet vardı. Kendini benden iyi sanıyor. Ona dersini vereyim salacağım sen merak etme. dedi. Yeni hayatıma alışmalıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz Bir Fetiş Hikayesi
SachbücherSonu olmayan eğlenceli bir fetiş hikayesi. Bitip bitmemesi oylarınıza bağlı.