en sonunda çığlık sesleri kesilmiş ev sessizliğe gömülmüştü biz ise odada tedirginlikle oturuyorduk "bacım tanrı sana sabır versin ben başka hiç bir şey demiyorum" jiminin dediği ile kesinlikle dercesine başımı yukarı aşağı sallamıştım "ne yalan söyleyeyim ben beklemiyordum bu şekilde geri dönüş yapacağını ne ara geldi anlayamadık" hoseokun dediği ile titrek bir nefes almıştım "bilmiyorum ki" mırıltılı sesim ile konuşurken bu sefer jin konuşmuştu "ama iyi yandan bak seni savundu bir yandan da sanki aşık olmuş ama değilmiş gibiydi" dediği ile üçümüz de kafa sallamıştık çünkü gözlerime çok farklı bir şekilde bakarak dudaklarımı okşamış sırıtmıştı yada bilmiyordum ya piçlik de olabilirdi çünkü karşımızda gerçekten harbi harbi delirmiş bir adam vardı tanrı aşkına 7 yaşında birini öldürmek ne demekti lan!
kendi kendime düşünürken kapının açılması ile gözlerimi oraya çevirirken ellerindeki kan lekelerini görmüştüm "biz gidelim" beni de alın diyemeden üçü fırlayarak odadan çıkmıştı o ise alaylı bir şekilde gülmüş bir şey demeden banyoya girmişti ki stresli bir şekilde ellerimle oynamaya başlamıştım tamam hak ediyordu falan ama anasına bunu yapan bana neler yapmazdı şimdi kısa bir duşun ardından çıkmış giyinme odasına girmişti ki çok geçmeden altındaki gri eşofman ile dışarıya çıkmış karşıma otururken ne zamandan beri var olduğunu bile bilmediğim masanın içinden bir viski sigara paketi ve soğuk bir bardak çıkarmıştı vay anasını
bardağını dudak payı kalana kadar doldurmuş bir sigara yakıp derince içine çekmişti lan ben ilk içişimde öksürüklere boğulmuştum lan ama o gayet rahattı "gelelim sana" mırıldanıp gözlerini gözlerime dikerken yutkundum sıçmıştım galiba o ise alaylı bir şekilde gülmüştü "tanrı aşkına yavrum neydi o hallerin hiç çekinmeden bebekmişim gibi ilgilenmeler oyun oynamalar falan tanımadığın ve bakmaya zorunlu olmadığın adama bakmaktan çekinmedin hayran kaldım doğrusu " sesinden keyifli olduğu belli oluyordu ama yine de üç buçuk atıyordum işte "ihtiyacın vardı... bakılmaya ilgiye ihtiyacın vardı elimden geldiğince yardım etmek istedim" mırıltılı sesim ile hafif bir şekilde gülmüştü "buna yardım denmiyor güzelim buna iyilik deniyor hiç bir sebebin yoktu isteseydin yapmazdın vazgeçerdin ama geçmedin kalmayı seçtin seni öldürecek olmama rağmen peşimden koştun iyi hissetmem için elimden geleni yaptın sadece ihtiyacım olduğu için miydi?" dudaklarımı okşayarak ve gözlerimin içine bakarak rahatlamış bir sesle mırıldanmıştı sanki başka bir şey sormak istiyordu ama soramıyordu gibi hafif bir şekilde omuz silkmiştim
"başka bir sebebi yoktu ki" başımı yukarı aşağı sallayarak konuşurken yutkunmuş yerinden kalkıp yanıma oturmuştu tekli koltuk olduğundan sıkışmıştık "peki ya şimdi kalman için bir sebep var mı yok mu?" ne demeye çalışıyordu kaşlarımı hafif bir şekilde çatarak bakarken gözlerini gözlerimden ayırmıyordu "ne demek istiyorsun?" fısıltılı çıkan sesim ile sorarken sırıtmıştı "şimdi gerçekten bir deli var karşında evliliğinizden ilk başlarda haberi olmayan bir manyak yine de yanımda kalacak mısın cani bir adam olmama rağmen çekinmeden birini öldürebilen bir adam olmama rağmen kalacak mısın?" sorusu ile yutkunmuştum ne diyeceğimi bilmiyordum tamam bir şey olduğunda onun için o benim kocam diyordum evet ama ben ona kocam gözüyle değil çocuk gözüyle bakmıştım tamam onu öpmüştüm ama sakinleşsin diye öpmüştüm ve şimdi nasıl olacağını ne olacağını bilmiyordum eğer bir gün düzelirse beni boşar diye düşünüyordum acaba bunu mu dile getirmeye çalışıyordu ki?
"bilmiyorum" fısıltılı ve düşünceli çıkan sesim ile hafif bir şekilde başını sallayıp yutkunmuş bitirdiği sigarasını söndürüp bardağından bir kaç yudum almıştı ikimizden de ses çıkmıyordu şimdi bir kaç dakika içinde bardağını bitirmiş bana dönmüştü ki bende ona dönmüştüm elini yavaş bir şekilde elimin üzerine koyup okşamış ardından da elini elimin altına koyup parmaklarını parmaklarımın arasından geçirerek tutmuştu yutkunmuştum ne yapacağımı gerçekten hiç bilemiyordum şimdi sanki rengarenk olan her şey bir anda onun aurasıyla birlikte simsiyah oluvermişti "gitmek istiyor musun?" yeniden yutkundum "sen... istiyor musun?" kesin evet diyecekti "istemiyorum" biliyordum! bir dakika ne istemiyor muydu?
"gitmeni istemiyorum her ne kadar boktan başlamış olsak da ne şuan ne de başka bir zaman gitmeni istemiyorum iyileşmemi istiyordun aklım hala hasarlı tamamen iyileşmemi istiyorsan kal yanımda gitme beni sakinleştiriyorsun bana iyi geliyorsun taehyung gidersen delirirmişim gibi hissediyorum hala deli olduğumu biliyorum ama bu sefer daha farklı olur gitme bırakma beni seni istiyorum eşim olmanı istiyorum sana bu sefer zarar vermek değil istemediğin sürece dokunmayacağım bile ama sadece kal dünyaları veririm benim olman için kalman için eşim olduğunu anlaman için sana hissettiririm sana bu süre içinde aşık olduğumu hissettiririm" fısıltılı mırıltılı ve ihtiyaç dolu sesiyle yutkunmuştum bana aşık olmuştu demek bu nedenle bana bu şekilde bakıyordu babamlarda bu şekilde bakıp kızarıyordu gerçi ah o kadar sarsılmıştım ki gerçekten ne diyeceğimi bilmiyordum
boştaki elini yanağıma koyup baş parmağı ile hafifçe okşayarak bana doğru yaklaşmış alnını alnıma yaslamıştı "yeniden tek başıma olmak istemiyorum bırakma beni biliyorum bana o gözle bakmadığını ama yanımda durduğun sürece bekleyebilirim bekleyeceğim" titrek bir nefes alıp verirken dudaklarını dudaklarıma sürtmüş minik öpücükler kondurmuştu "konuş benimle susma" titrek bir nefes alarak konuşurken yanaklarımın iç kısımlarını ısırmıştım "ne diyeceğim hakkında bir fikrim yok" gözlerini kısarak hafif ve buruk bir şekilde gülümsedi "gitmek istiyor musun?" gitmemi istemediğini ne kadar da belli ediyordu bir yanım gitmek istemiyordu bir yanım ise bu halinden korkuyordu "istemiyorum" kendimden bağımsız bir şekilde cevap verirken rahat bir nefes alıp vermiş alnıma uzun bir öpücük kondurmuştu deneyebilirdim diye düşünüyordum ve denemek de istiyordum en fazla ne olabilirdi ki?.
