nine

464 43 7
                                    

Gardiyanın kolumdan sıkıca tuttuğunu hissederken zorla yürütülüyordum. "Bir de idol olacak, hale bak! Utan hayranlarından utan."

Gözlerimi sıkıca kapattım sinirle. Hiç bir şey söyleyemezdim. Bunun mahkemeye gidecek kadar büyük bir kavga olmadığının bilincindeydim ama beni çok büyük bir azar ve bir günlük hücre hapsi bekliyordu.

Hücrenin önüne geldiğimizde hızla itti ve içeri girmemi sağladı gardiyan. Kapıyı üzerime kilitlerken tek düşündüğüm şey Baekhyun'du.

Korkmuştu. Gözlerinde görmüştüm.

Sıkışmış hissediyordum. Onu ne ara böylesine sevmiştim? Bu haldeyken bile onu düşünecek kadar ne ara aşık olmuştum?

Başımı duvara yaslarken kendimi yere bıraktım yavaşça. Bir an önce kendim için endişelenmeye başlamalıydım.

Bu benim için kötü bir itibardı. Ve askerden sonra başımı derde sokabilirdi.

Saatler sonra açılan hücre kapısı ile hızla ayağa kalkmış ve gelen komutana selam vermiştim.

"Böyle bir kavganın ne gibi bir sebebi olabilir? Senin gibi, saygın bir idol. Askeriyede nasıl birini yumruklar Park Chanyeol?" "Kendimi kaybettim. Özür dilerim efendim."

"Şükret ki sana duyduğum bir sevgim var o yüzden bunu ileriye taşımıyorum. Ama bir tartışmanı dahi görmeyeceğim. Tamam mı?" Başımı olumluca salladım hızla. "Emredersiniz komutanım."

"Bu gün buradasınız. Biraz yalnız kalın da aklınız başınıza gelsin." Hızlı ve sert adımlarla hücreyi terk ettiğinde yeniden kendimi yere bıraktım.

Kendi kendime güldüm ardından. "Hiç yerde de uyumadım demezsin Chanyeol-ah."

___________

Baekhyun'un anlatımından

Duyduğum tıkırtılar ile hızla kaldırdım başımı. Güneş doğmuş, askerlerin uyandırılmasına az kalmıştı. Ama ben bir kez bile gözümü kırpmamıştım.

İçeri giren iki bedenle titrek bir nefes verdim ve gözlerimi kapadım. Gelip yanıma uzanan Chanyeol ile hızla uzandım ve tuttum elini.

Bakışları bakışlarımla buluşurken Taeyong'un bizden çok uzakta yatmasından çok memnundum.

Hızla yaklaştı, anlını anlıma yaslayıp nefeslendi. "Bunu nasıl yapabilirsin?" O kadar kısık sesle fısıldamıştım ki Chanyeol bile duymamış olabilirdi.

"Tehdit etti seni. Duramazdım öyle." Gözlerimi sıkıca kapadım. "Nasıl benden yardım istemezsin?" "K-korumak istedim."

Dudakları, dudaklarıma ulaştı hafifçe öptü. "Sakın, bir kez daha uzak durma benden. Canımdan can gitti Baekhyun."

"Çok korktum Chanyeol. Nasıl ona vurursun? Ya daha büyük bir ceza alsaydın? Benim yüzümden zarar görmene dayanamam." Burunlarımız birbirine değerken derin bir nefes çekti içine.

"Söz veriyorum bebeğim. Bu sorunu çözeceğim. Bir kez daha tehdit edemeyecek seni. Bana güveniyorsun, değil mi?"

Başımı olumluca salladım anın büyüsüne kapılarak. Ona güveniyordum ama hala çok korkuyordum. Korkum kendime değildi. Gözlerini görmüştüm. Chanyeol durmayacaktı.

Duyduğumuz tıkırtılar ile hızla ayrıldık. İkimizde önümüze dönerken kapadık gözlerimizi. İçeri giren asker uyanamız için bağırırken ben ardı ardına yutkunuyordum.

Ne yapacaktım? Chanyeol benden uzak durmazdı bundan sonra. Taeyong'u nasıl susturacaktık?

Eğitim ve sabah sporu ardından ilk yarım saatlik aramızı vermiştik. Bahçede, ağacın dibinde oturuyordum.

Yanıma ilerlemeye başlayan Taeyong'u gördüğümde yutkundum sertçe. Çok yorgun hissediyordum. "Onunla birliktesin. Yeniden, birliktesin." "Rahat bırak beni artık. İstemiyorum seni. Görmüyor musun?"

Bakışları büyüdü. "Ne bu? Ne ara bu kadar cesur oldun ha!?" Kolundan hızla çekildi geriye. Bakışlarım gelen Chanyeol'a döndüğünde yutkundum. "Sakın ona bir daha bağırayım deme."

"Bırak kolumu." "Asıl sen bizi rahat bırak. Evet burada seninle eşitim ama normal hayatta, karşımdaki duramazsın. Canını yakarım. Sen benim Baekhyun'umu üzmeye devam edersen, dışarıda durmam Taeyong."

"Sen beni tehdit edemezsin." "Sen de bizi tehdit edemezsin. İkimizi de rahat bırak artık. Bu çocuk oyuncağı değil Taeyong. Üçümüzün de askerliğini yakarsın. Eğer biz yanarsak, seni de yakarım."

Hızla döndü arkasını ve ilerlemeye başladı bir şey demeden. Chanyeol ise kendini yanıma bıraktı yorgunlukla.

"Uykusuz görünüyorsun." Diye mırıldandı. "Sende." Diye cevap verdim. Elini başımda hissettiğimde duraksadım ama umursamadı.

Başımı omzuna yaslarken fısıldadı.

"Uyu güzelim." Yutkunsam da başımı sıcak omuzundan ayıramadım. Düzenli nefeslerini dinlerken gözlerimi kapadım.

Kaç dakika uyuyabilirdik burada bilmiyordum ama günler sonra ilk kez huzurlu hissediyordum.

Chanyeol benim huzurum haline gelmişti. Eskiden tek mutluluğum bilgisayarım ve çilekli dondurmalarım iken şimdi ilk sıraya Chanyeol kurulmuştu.

Ah bu kepçe kulaklı idol hayatımı ele geçiriyordu. Ve ben bundan çok fazla memundum.

Lurking love/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin