Külümün İçinde Külün

200 10 0
                                    

Ben

senden önce ölmek isterim.

Gidenin arkasından gelen

gideni bulacak mı zannediyorsun?

Ben zannetmiyorum bunu.

İyisi mi, beni yaktırırsın,

odanda ocağın üstüne korsun

içinde bir kavanozun.

Kavanoz camdan olsun,

şeffaf, beyaz camdan olsun

ki içinde beni görebilesin...

Fedakârlığımı anlıyorsun:

vazgeçtim toprak olmaktan,

vazgeçtim çiçek olmaktan

senin yanında kalabilmek için.

Ve toz oluyorum

yaşıyorum yanında senin.

Sonra, sen de ölünce

kavanozuma gelirsin.

Ve orda beraber yaşarız

külümün içinde külün,

ta ki bir savruk gelin

yahut vefasız bir torun

bizi ordan atana kadar...

Ama biz

o zamana kadar

o kadar

karışacağız

ki birbirimize,

atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz

yan yana düşecek.

Toprağa beraber dalacağız.

Ve bir gün yabani bir çiçek

bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse

sapında muhakkak

iki çiçek açacak:

biri sen

biri de ben.

Ben

daha ölümü düşünmüyorum.

Ben daha bir çocuk doğuracağım.

Hayat taşıyor içimden.

Kaynıyor kanım.

Yaşayacağım, ama çok, pek çok,

ama sen de beraber.

Ama ölüm de korkutmuyor beni.

Yalnız pek sevimsiz buluyorum

bizim cenaze şeklini.

Ben ölünceye kadar da

bu düzelir herhalde.

Hapisten çıkmak ihtimali var mı bu günlerde?

İçimden bir şey:

belki diyor.

•••

İsterseniz bunu şimdi hiç okumayın çünkü tamamen bir gönül alma yazısı olacak:) Nazım Hikmet ile ilgili çok tatlı hikayelerimiz var onları sonra paylaşırız:) Ben şimdi beni okuduğunu bildiğim fedakar sevgilimden özür dilemek için yayınlıyorum bu şiiri. Bu geceki şiirimin sahibi "O" :) Yinede çok sıcak bence içinizi ısıtacak bir şiir değil mi? Umarım siz de seversiniz:) Okuduğunuz için teşekkür ederim🐘

Kelime İstifiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin