Ben genelde otobüs yolculuklarında çift koltuk alırım. Hele ki bu yolculuk 2-3 saatten fazlaysa ayaklarımı uzatıp, kitabımı alıp, okumak kadar güzel bi yolculuk yoktu benim için. Kitap okumak için kendimi toparlamam lazımdı. Heryeri puslu görüyorum yazıları nasıl okuyabilirdim ki. Ama gözümde ki yaş hiç durmuyordu.
- Derin bir nefes al !
Diye bir ses geldi. Korktum. Nerden geliyo diye kafamı yerden kaldırdığımda yan koltuktan uzanaraktan bana hafifce gülümseyen esmer,gamzeli ve hayalimde ki gibi çekik gözlü bir erkek vardı karşımda. Şaşkındım. Sadece dediğini yaparak derin bir nefes aldım.
Birden yanıma oturdu. Şaşkınlığım iki kat daha arttı. Ne yaptığını sanıyordu ki... Gözlerimi açarak ona baktım sadece tam ne yapıyosun sen ? Diye kızacakken...
-Merahaba ben Ayaz. Dedi kekeleyerek;
-Me..mer...merhaba bende Deniz... diyebildim sadece. Heycanlandım. Çünkü bi anda yanıma bir erkek oturdu ve çok yakışıklıydı. Erkek arkadasım olmadığından zorlanıyordum nasıl davranacığımı bilmediğim için. Ayaz bunu çoktan farketmişti. Ahh çok utançverici...-Neden ağlıyorsun? Otobüse bindiğinden beri seni izliyorum. Hiç bu kadar ağlayan bir kız görmemiştim. Seni bu kadar çok üzen şey nedir ? Dedi ve yine gamzesini çıkararak hafifce gülümsedi.
-Ailemden hiç ayrılmadım. Diyebildim çünkü salak gibi hala ağlıyordum.