ve zamanı geldi çattı.sınav sonuçlandı,herşey hazırlandı. hayallerime günler saymaya başlamıştım.evet hazırdım burdan uzaklara antalya'ya gitmeye her nekadar arkamda bıraktıklarım her düşünüşümde beni üzsede... her neyse herşey güzel gidiyordu. hayallerim gerçek oluyordu. burada pek mutlu değildim ama beni mutlu eden insanlarda vardı. Doruk gibi onunla Gizem sayesinde tanışmıştık o günden beri tüm dünyam o. o bunun farkında olmasada bu 4 yılda herseyim olmuştu,beni herseyden herkesten çok mutlu ediyordu.farkında olmasada...ben bu cümleleri günlüğüme yazarken kapı çaldı. koşarak aşağıya indim,kapıyı açtım.gelen babamdı.her akşam sınavı kazanmamın şerefine bana tatlı alıyordu."hoşgeldin" dedim ve elindeki poşeti kaptığım gibi mutfağa koştum.babam içeri girene kadar pastanın yarısını bitirmiştim. babam "yavaş ol kızım boğulacaksın" desede umursamıyordum.şuan sadece pastayı yemeye daha doğrusu sömürmeye odaklıydım.babam içeri geçti bense rekorumu kırarak pastayı 3 dakikada bitirmiştim. zayıftım ama tatlıya aşırı düşkündüm.içeri geçtiğimde babam herzamanki gibi futbol maçı seyrediyordu.yanına gidip yanagından bir makas alıp "tesekkur ederim baba" dedim babamsa gülerek "böyle yemeye devam edersen bidaha almamam gerekecek heralde" dedi. bende"çok kötüsün babaaaa" dedim.ve yanağına bir öpücük kondurup "iyi geceler" dedim ve odama çıktım.herzaman yaptığım işi yaparak kulağıma kulaklığımı geçirdim ve uykuya daldım.