Erkenden uyandım ve umut'un gerçekte kim olduğunu öğrenmek için planlar kurmaya başladım. Çok fazla film izliyordum. O yüzden bütün fikirlerim saçma sapandı.ama ne yapıp ne edip öğrenecektim onun kim olduğunu.annem içeriden bağırıyordu "hadi dünya kahvaltıyaa" diyordu. Hemem duş aldım giyindim ve aşağıya indim.annem masada beni bekliyordu."günaydın anne"dedim "günaydın kızım" dedi ve hemem söze girdi."dünya iki günlüğüne bursaya gitmem gerek önemli bir toplantı için" dedi bende " e ben napacağım burda" dedim. Oda " iki gün benim için katlanırsın demi kızım"dedi " bende "gitmesen" dedim. Annemde "maalesef çok önemli"dedi bende oflayarak "peki nezaman gidiyorsun?"diye sordum annemde "birazdan"dedi. Kahvaltımız bitmişti annem odasından küçük bir valiz indirdi ve "kendine dikkat et tamammı" dedi bende "ederim" dedim. Ve sarıldık annemi şoförü götürdüğü için şoförde burda olmayacaktı. Arabaya bindi arkasından el salladım gözden kaybolunca içeriye girdim yapacak hiç birşey yoktu evde yalnızken umutun kim olduğunun peşine düşme işimde beklemeye alınmıştı. Mutfağa girdim ve bütün aburcuburları aldım filmlerin içinden bir aksiyon filmi seçip izlemeye başladım.
...
Sıkıntıdan tüm filmleri izlemiştim. Ve rekorumu kırmıştım. Kendimi kutluyordum. :) telefonu aldım ve saate baktım. Saat tam 01.30 olmuştu. Acıkmıştım. Mutfağa gidip birşeyler aramaya başladım hazır birşey bulamayınca kendime sandeviç yapmaya karar verdim. Bem sandeviçi hazırlarken kapı çaldı. Sandeviçi masaya bırakıp kapıyı açmaya gittim.kapıyı açtım. Karşımdaki umut'tu ben anlayamadan ağzıma beyaz bir bezle bastırdı. Ve gerisi karanlıktı.
...
Gözlerimi açtığımda eski ve kırık dökük bir klübedeydik. Eski bir kaç battaniyenin üzerinde yatıyordum. Ellerim bağlıydı ve ağzımda bant vardı. Uyandığımda umut karşımda yere oturmuş dizlerini kendine doğru çekmiş bana bakıyordu. Uyanır uyanmaz ayaklarımla yere vurup çıkarabildiğim kadar ses çıkarmaya başladım.bir yandanda gözlerimden yaşlar akıyordu. Olduğu yerden kalkıp yanıma geldi. "Sakin ol" dedi ve ağzımda ki bandı çıkardı. Akan gözyaşlarım dahada artmıştı.titreyen sesimle "beni neden buraya getirdin? Benden ne istiyorsun? " dedim. "Senin güvende olman için böyle birşey yapmak zorunda kaldım." Dedi gözyaşlarım durmuştu sesim daha gür çıkıyordu "neden söylemedin neden öyle kaçırdın" dedim oda "seni ikna edemeyeceğimi bildiğim için böyle yaptım mecburdum" dedi bende sinirli bir ifadeyle bağırarak "annemle konuşmak istiyorum" dedim. Panikledi ve "olmaz annen aradığında konuşursun" dedi ve yerine geçti. Başımı eğdim ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Elindeki telefona bakarak "ağlama, annen iyi burda olman evde olmandan daha güvenli, benim yamımda güvendesin"dedi. Bende hala ağlıyordum ve "nasıl emin olacağım ki senin yanında güvende olduğuma daha kim olduğunu bile bilmiyorum" diye bağırdım. Sadece "haklısın" dedi ve elindeki telefonla uğraşmaya başladı. Aradan 10 yada 15 dk geçmişti ve ben hiç durmadan ağlıyordum artık gözlerim acıyordu. Umutun telefonu çaldı. Telefonu açtı ve " efendim eda hanım" dedi annemle konuşuyordu galiba sürekli evet diye cevap veriyordu. Telefonu bana uzattı ve "annen" dedi. Telefonu aldım ve annemle konuşmaya başladım hem ağlıyordum hemde annemle konuşmaya çalışıyordum. "Anne" diyebildim. Annemde "kızım ben çok iyiyim seninde iyi olduğundan eminim umutu zor durumda bırakma ne olur o güvende olman için yanında beni araması için onu zorlama seni seviyorum" dedi ve telefonu kapadı. Telefonu ona uzattım ve "bana ne olduğunu ne döndüğünü anlatıcaksın"dedim."yüzüme bakmadan "zamanı gelince öğreniceksin"dedi.bende"ben buraya kafa dinlemeye geldim şu halime bak!" Diye bağırdım. Hiçbirşey demiyordu. Elindeki telefonla birşeyler yapıyordu.gözlerim ağlamaktan şişmişti ve çok acıyordu. Gözlerimin acısına daha fazla dayanamadım ve olduğum yere yatıp uyudum.
(Birazdan anlatacağım sahne medyada)
Yarı uyanıktım etrafta olanları algılayabiliyordum.umut yanımda yatıyordu.ama ben gözlerimi açamıyordum. Ağlamaktan gözlerim şişmişti. Etrafta benim yattığım yerden başka yatıcak bir yer yoktu. Yüzlerimiz karşı karşıyaydı. Nefesini yüzümde hissedebiliyordum. Hissediyordum ama tepki veremiyordum. Yarı uykudaydım çünkü.benimi izliyordu bilmiyordum birden yanağımda bir sıcaklık hissettim. Umutun ellerimiydi bu. Parmaklarını yüzümde gezdiriyordu. Elleri sıcacıktı. Yavaş yavaş tepki vermeye başlıyordum. Gözlerimi açacak gibi olmamla yanımdan kalkıp yerine geçmesi bir oldu.gözlerimi açtım ve olduğum yerde oturur pozisyon aldım.bana bakmıyordu bende ona bakmıyordum.sonunda konuşmuştu.
"Açmısın?"
"Hayır değilim."
"Nasıl değilsin saatlerdir bişey yemedin." Dedi ve yanındaki poşetten bir poğaça ve meyve suyu çıkarıp bana uzattı. "İstemiyorum"dedim " sen bilirsin" dedi. yerine geçti ve poşetten bir poğaça çıkardı ve yemeye başladı. Karşımda rahat rahat yiyordu. Rahat ve sakin tavırları beni deli ediyordu. O poğaçasını yerken "bem gitmek istiyorum"dedim gülerek " saçmalama annenin söylediklerini unuttun galiba"dedi. Ve elindeki poğaçayı yemeye devam etti. Ona kötü kötü bakıyordum. Birden " bana herşeyi anlatacaksın!!" Diye bağırdım. Cevap gecikmedi " bana emir verme"dedi sustum ve önüme bakmaya başladım. Birkaç dakika durdu ve en sonunda bana döndü ve "hadi poğaçanı ye herşeyi zamanı gelince öğreneceksin zaten"dedi. Yememekte kararlıydım. Telefonu çaldı ekrana bakınca çok şaşırdı ve telefonu açtı. Karşıdakine sadece evet, hayır yada tamam diyordu. Çok şaşkın ve üzgün bir yüz ifadesi vardı. Kötü birşey olduğu belliydi. Telefonu kapadı ve
"Hadi gidiyoruz"
"Nereye ben gitmiyorum"
"Hadi!!"
"Nereye götüreceğini söyle"
"Burda güvende değilsin artık o yüzden gidiyoruz" dedi ve kolumdan tutup beni kaldırdı. Ellerim hala bağlıydı. Kapının önüne geldiğimizde ellerimi çözdü. Kapınım önünde bir araba vardı ona bindik ve yola koyulduk. "Nereye gidiyoruz"diye soruyordum ama cevap vermiyordu bir ormanın içine girdik yol boyunca hiç konuşmamıştık. Ormanın içindeki yol yarıda bitmişti. "Hadi burdan sonrasını yürüyeceğiz" dedi ve arabadan indi şok olmuştum. Bu taşlı ve çamurlu yolda nasıl yürüyecektim. Arabadan indim ve oflaya puflaya yürümeye başladım. Ben nekadar zorlanıyorsam o okadar rahat yürüyordu yolda sinirden ölebilirdim. Yürümeye devam ederken birden ayağıma taş takıldı ve yere düştüm. Bana döndü ve güldü. onu ilk defa gülerken görmüştüm. Gülmek ona yakışıyordu. Ama şuan çok sinirliydim. "İnsan bi yardım eder kalkamıyorum"dedim. "Off off" dedi ve olduğum yerden kaldırdı beni gözleri çok güzeldi ilk defa bukadar yakından bakmıştım ona ama içinde bulunduğumuz durum bu güzel düşüncelerimi engelliyordu. Zorda olsa eve ulaşmıştık. Kapının önüne geldik "çok ağırsın kusura bakma"dedi ve gülerek pat diye yere bıraktı beni çok kötü düşmüştüm oysa pis pis gülüyordu. "Öküzz!!"diye bağırdım gülerek kapıyı açtı ve beni kaldırmadan bacaklarımın üstünden atlayıp içeri girdi. Ayağa kalktım hem söyleniyordum hemde üzerimi temizliyordum. En sonunda bende içeri girebilmiştim.