9.BÖLÜM

48 9 4
                                    

Uyandığımda üzerimde battaniye vardı. Umut örtmüştü herhalde. Ses seda yoktu hala uyuyordu galiba üzerimde bir kırgınlık vardı.can sıkıntısıyla mutfağa girdim kahvaltı hazırladım masada hazır olan kahvaltıya baktım ve yememeye karar verdim canım istemiyordu. Kaçırıldığımdan beri doğru düzgün yemek yemiyordum fazlasıyla kilo vermiştim.içeri geçtim ve koltuğun köşesine sinip televizyonu açtım izlemeye koyuldum.gerçekten çok yorgundum umut aşağıya iner inmez mutfağa girdi uzun süre çıkmadı da hazırladığım kahvaltıyı yiyordu herhalde. İçeri gelince"hiçbirşey yememişsin"dedi ve garip garip yüzüme baktı."canım istemiyor" demekle yetindim.önümdeki kumandayı aldı ve futbol kanalı açtı. Beşiktaşlıydı galiba beşiktaşın eski önemli gollerini izliyordu. Hiç ses çıkarmadan izliyordum. Bukadar sessiz olmama şaşıracakki arada bir bana bakıyordu.sessizlik dibe vurmuşken "malum zamanlarmı?"diye sordu kocaman olmuş gözlerle ona döndüm ve ne demek istediğini tam anlamıyla anladım."ne diyorsun sen bee" diye bağırdım. Pislik sırıtmaya başladı ve"sinirlisinde"dedi gülmeye devam ederek. "Annem beni nasıl bir sapığa emanet ettiğini bilse senin yanında bir saniye kalmama izin vermez." Dedim ve yerimden kalkıp odaya çıkmak için merdivene yöneldim.bir yandanda ağzımın içinde "aptal!! Aptal!!"diyordum. "Duyuyorum"dedi. Ve ayağa kalkıp yanıma geldi.
"Bugün alışverişe gidiyoruz"
"Sen ne alıcaksan al hiç halim yok"
"Seni evde bırakacağımımı sanıyorsun"
Offladım"tabiki hayır"
"Heh şöyle"dedi ve güldü.
"Gerçekten istemiyorum"
"Hadiii illa bi işi zorla yaptırıcaz"
"Hayır yaa" dedim off ladı ve beni omzuna alıp "mecburdum küçük hanım"dedi ve beni odaya çıkardı. "İndir beni"diye bağırıyordum. Beni dinleyen kimdi. Odaya çıkardı ve sonunda yere indirdi.dolabı açtı tüm dolap siyah kıyafetlerle doluydu. En büyük hayalimdi simsiyah kıyafetlerle dolu bir kıyafet dolabı ve karşımdaki öyle bir dolaptı istemsizce güldüm. Öküz beyimiz hemen farketti ve " ne oldu çokmu hoşuna gitti"dedi gülümseyerek. Gözlerimi devire devire "ha ha ha" yaptım. Beni hiç takmıyordu zaten dolaptan bir tişört verdi ve "bunu giyip aşağıya gel"diye emir verdi. "Gel... "cümlemi tamamlayamadan "hazırlan ve in" deyip odadan çıktı. Bana sürekli emir veriyordu. Bu beni deli ediyordu. "kendini beğenmiş artist"dedim ve verdiği tişörtü giydim. Aslında yakışmıştı. Aynanın önündeki tarakla saçlarımı taradım ve hazırdım her ne kadar gözlerimin altı yorgunluktan morarmış olsada güzel görünüyordum.aşağıya indim. Hiç bana bakmadan "hadi dedi ve kapıya yönelip kapıyı açtı. Arabaya doğru yürüdük ve arabaya bindik. Çok güzel araba kullanıyordu.hep hayalimdi ehliyet almak araba kullanmak 18 yaşıma girmeme 1 ay kalmıştı ama bu durumdan kurtulabilirsem alabilecektim inşallah. Tek duam şurdan kurtulmaktı. Alışmış gibi görünüyordum ama içimde bi pişmanlık yok değildi. Keşke gelmeseydim buraya umutu hiç tanımasaydım doruğu affetseydim diyorum.ama her şerde bir hayır vardır deyip herşeyi Allaha bıraktım. Arabada sessizlik hakimdi. Sadece arabanın motor sesi duyuluyordu. Sıkıntıdan onu incelemeye başladım elleri direksiyonu kavramıştı sıkıca tutuyordu.kemikleri ellerindeki damarlar çok hoş duruyordu. Ama onun neden yanımda olduğunu hatırladıkça ondan nefret ediyordum. Dikkatimi dağıtmak istedim ve başımı cama doğru çevirdim. Öylece etrafa bakarken zaman geçmişti ve büyük bir AWMnin önüne gelmiştik. Umut arabayı park edince arabadan indik ve kapıya doğru yürümeye başladık.
Tam karşıdan bir taşş geliyordu. Gerçekten çok iyiydi ya bana doğru geliyordu.kocaman olmuş gözlerle çocuğa bakıyordum farketmiş olucakki ne yapmaya çalıştığımı anlamak için baktığım tarafa saf saf bakıyordu. Çocuk yanımdan geçince başımı eğdim ve yürümeye devam ettik. Öküz beyimiz herzaman ki gibi gecikmedi
"Çocuğun içine düşseydin"
"Ne!!" Dedim şaşırmış bir şekilde
"Doruğu sevmiyomuydun sen?" Diye sordu. Bu sorusuna çok şaşırmıştım.
"Sen doruğu nerden biliyorsun?"
"Ben bilirim! !"dedi sert bir sesle
"Sanane benim hayatımdan sayende doruk felan kalmadı sağol" dedim ve başımı çevirdim
"Hayatının böyle olmasını ben istemedim bana hesap soramazsın" dedi sesi bu sefer daha yumuşaktı. Yüzüne bakmıyordum yürüye yürüye awm'nin giriş kapısına geldik.ilk önce büyük bir erkek mağazasına girdik satış elemanı kız umutu görünce ağzının suyu aka aka yanımıza doğru koştu. Allah için şimdi nekadar kendisine sinir olsamda yakışıklıydı yani hemde fazlasıyla.kız umutun dibine gire gire "nasıl yardımcı olabilirim"diyordu bildiğin yavşaktı. Öküz beyimizinde hoşuna gidiyordu tabi 32 dişi meydanda güle güle kızla konuşuyordu. Sonunda gülüşmeyi kestiler ve alışverişe başlayabildik. beğendiklerini alıp sepete koymaya başladı. "Denemicekmisin"diye sordum ben asla denemeden alamazdım. Küstah küstah "ben kıyafet denemem"dedi. Herzamanki hareketleriydi alışmıştım artık. Yanındaki satış elemanı kızla gülüşe gülüşe alışverişini bitirdi. O aldıklarının parasını öderken ben etrafa bakıyordum. Tam karşımda bir tişört vardı erkek tişörtüydü ama harika ötesi güzeldi. Umutun boş anını yakalayıp tişörtün yanına gittim. Kaptığım gibi tişörte sarıldım.umut hemen yanıma geldi hem gülüyordu hemde şaşkın şaşkın bana bakıyordu.tişörtün güzelliğinden cesarete gelmiş olucağım ki "bu tişört çok güzel alalım mı?" Dedim sevimli bir ifade takınarak. "Hayır"dedi gerçekten Öküzdü yaa alsa ölürdü sanki.kasaya yürüdük ve poşetleri alıp çıktık. Birden durdu ve bütün poşetleri elime tutuşturdu.
"Sen burdan ayrılma bişey unuttum"dedi ve mağazaya geri döndü. Gerçekten sorunları vardı yaa bir insan bukadarmı odun olurdu. Saf saf etrafa bakıyordum. Sonunda geldi ve elimdeki poşetleri aldı. "Allah razı olsun yaa"dedim gıcık gıcık sırıtarak.
Güle güle "istersen taşıyabilirsin"dedi.
Biraz ilerledik ve bir kadın mağazasına girdik ve yine umutu görüpte ağzının suyu akan bir satış elemanı daha, umutun yanında sevimli görünme çabaları felan aptal kız umutun nasıl biri olduğunu bilseydi...
Beğendiklerimi alıp sepete atıyordum umutta bunlar kısa bu olmaz deyip geri koyuyordu. Daha fazla dayanamadım ve"off sanamı alıyoruz banamı!"diye çıkıştım. Cevabı herzamanki gibi hazırdı
"Sende düzgün şeyler al ozaman"dedi ve kendi seçtiği şeyleri alıp sepete doldurdu.başımı eğdim ve köşede beklemeye başladım.yanıma geldi ve"hadi git kendine istediğin elbiseyi al"dedi
"Hayır, sen al"demekle yetindim. "Hadi amaa"dedi.başımı kaldırıp gözlerine baktım hafif sırıtıyordu.
"Offf tamam" deyip ilk gördüğüm elbiseyi aldım."Başka birşey alıcakmısın?"diye sordu. İç çamaşırı almam gerekiyordu ama umut yanımdan bir saniye bile ayrılmıyordu nasıl alıcaktım bilmiyordum. Cesaretimi topladım ve
"birşey alıcağım ama sen gelme"
"Ne o kaçmayımı düşünüyorsun"
"Saçmalama aptal değilim"
"Beraber alıcaz"
"Manyakmısın gelme diyorum"
"Ya bende gelirim yada alamazsın"
"Saçmalama" dedim kocaman olmuş gözlerle.
"İyi sen bilirsin" dedi ve kasaya doğru döndü. Kolumdan tutup "tamam"dedim. Sırıta sırıta peşimden geliyordu ve sonunda iç çamaşırı reyonuna geldik kıpkırmızı olduğumun üzerine imzamı atabilirdim. Oysa çok cooldu insan bi rahat bırakırdı.durdu duvara yaslandı ve kollarını göğsünde birleştirdi. Bense durup etrafa bakıyordum."hadi"dedi pis pis sırıtarak."bakmazsan alabilicem"dedim sinir sinir sırıtarak. Başını çevirmeden bakıyordu hala. Çaresizce uzandım ve sütyeni aldım. Gülerek "hımm 75" dedi ve gülmeye devam etti."pisliksin biliyorsun demi"dedim. Alıcaklarımı aldım ve kasaya gittik. Bugün utançtan ölmezsem birdaha ölmezdim. Hayatımda hiç bukadar utanmamıştım. İlk defa yanımda yabancı bir erkek varken iç çamaşırı alıyordum. Berbat bir duyguydu. Parasını ödedik ve mağazadan çıktık. Eczanenin önünden geçerken "almak istediğin birşey varsa al"dedi ve yüzüme yaklaşıp gelmem dedi. "Tamam"dedim kredi kartını uzattı ve şifresi doğum yılın dedi. Çok şaşırdım ama üzerinde durmayıp eczaneye gittim. Lazım olabilecek herşeyi aldım ve umutun yanına gittim.
"Acıkmadınmı?"dedi
"Biraz"dedim ama aslında kurt gibi açtım.
"Hadi birşeyler yiyelim"dedi ve beş metre ilerideki burger kinge doğru yürümeye başladık hamburgere bayılırdım ve günlerdir ilk defa hamburger yiyicektim hamburgerleri almak için sıraya girdik pek fazla sıra yoktu hemen sıra bize geldi seçimleri herzamanki gibi umut yaptı.bana whopper menü almıştı en sevdiğim menüydü, bilerekmi almıştı bilmiyordum ama iyi olmuştu. Hambuger tepsilerini aldık ve masaya geçtik poşetleri yere bıraktım. Hamburgeri çok sevmeme rağmen hiçbir zaman doğru düzgün yiyememişimdir o çoktan bitirmişti ve sırıtarak beni izliyordu. En sonunda bitirdim ve oflayarak sandalyeme yaslandım."tatlı yemek istermisin?"diye sordu hayret ilk kez bana sormuştu "olur" dedim ne istediğimi söyleyemeden masadan kalktı ve tatlıcıya doğru yürüdü illaki öküzlük yapıcaktı. Elinde iki cheesecake ile geldi. Sevdiğim herşeyi biliyordu. Bu durum hoşuma gitmiyor değildi. Bunu rahatca yedim. Bitirmiştim. Sonunda "teşekkür ederim" ona ilk kez teşekkür ediyordum. Gülümsedim. Şaşkın bir ifadeyle "ilk kez bu kadar içten güldün"dedi tekrar güldüm. Tatlılıkları fazla sürmüyordu öküz beyimizin"hadi gidiyoruz"dedi ve poşetleri eline alıp yürümeye başladı.bende kalan birkaç poşeti alıp peşinden yürümeye başladım.yürüye yürüye otoparka gelmiştik. Poşetleri arabanın bagajına koyup arabaya geçtik.

senin icinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin