arkadaşlar herkese merhaba dünkü bölümden sonra bugün bir bölüm daha yayınlayıp hikayeyi kızıştırıp gelen tepkilere bakmak istedim. sanırım sizi hikayeye bağımlı yapmak gibi kötü emellerim var. lütfen okuyup beğenmeyi unutmayın. yorum yaparsanız yanında bal kaymak olur.
bu arada bir de şarkı ekledim . dans esnasında çalan şarkı daha önce duyanlarınız vardır çok duygulu bir şarkı love story... bölümü okurken dinlerseniz uyumlu olduğunu göreceksiniz. öptümmm
bugünkü haline şükredersin
işte bu cümleyi ulaş tan duymak damarlarımdaki bütün kanı bir anda çekmişti.
Onun gözlerindeki zifiri karanlığa girmemek için onun söylediklerini yapmam gerekiyordu.
Peki ama ne zaman kadar diye bağırıyordu iç sesim onu susturup gözlerime dolan yaşlarla ve acı çeken sesimle tmm dedim teslim olarak. Ulaş elini gevşetti ve beni arabaya doğru tekrar çekiştirmeye başladı. Eve gidene kadar hiç konuşmamıştık. O yola kızgın bakışlarla bakarken ben sıkmaktan kızarttığı elime bakıp akmak için ısrar eden gözyaşlarımı tutmaya çalışıyordum. Eziyet gibi gelen hiç bitmeyeceğini düşündüğüm yolculuk bitip eve geldiğimizde koşarak odama çıktım. Elim çok acıyordu. Soğuk bir şeyler koymam gerekiyordu. Banyoya gidip suyu açtım ve suya tuttum su giderek soğuyordu.böylece elimin acısı giderek azalıyordu. Ama gururumda ki kırıklığın köşeye sıkışmışlığın acısı giderek artıyordu. Hayvan diye bağırdım ağlarken en sonunda odadaki sessizliği sağır edici bir çınlamayla.
O nazik espirili gıcık olsada düşünceli kibar Ulaş gitmiş yerine makine gibi duygusuz davranan bir ulaş gelmişti. Elimdeki kızarıklığa bakıp Allah kahretsin dedim
bu kadar güçlü olmak zorunda mıydı? Yüzümü yıkayıp suyu kapattım ve yatağıma gidip oturdum. Elime bakarken kapı sertçe açıldı ve ulaş elinde elbisemin poşetiyle içeri girdi
Noldu dedim ayağa kalkarken
Elbiseni unutmuşsun diyerek poşeti sallamaya başladı
Ben bir şey yapmayınca gelip almayacak mısın dedi ve ona yaklaşmak istemediğim için oraya bırak dedim dolabın yanını göstererek.
Önce gösterdiğim yere sonra bana baktıktan sonra madem benden korkuyorsun niye karşı çıkıyorsun dedi çocuk azarlar gibi.
Korkmuyorum dedim kendimi inandırmaya çalışarak
Öyle mi? deyip bana doğru yavaş adımlar atmaya başladı. Attığı her adımda geri doğru gitmek atta koşarak uzaklaşmak istiyorum. Ama yapmadım hareket etmeden durdum ve dik bir şekilde bekledim. Yanıma geldiğinde sıkıp kızarttığı elimi tutup baktı.
Buzdolabında buz vardı dedi.
Gerek yok dedim elimi elinden kurtarıp arkama saklayarak.
Başını iki yana hareketimi onaylamadığını belirterek salladı. Sen bilirsin dedi ve elindeki poşeti yatağıma bıraktı. Cebinden yüzük kutusunu çıkarıp bu gece nişanda bunları takıcaz sorun istemiyorum diye uyardı.
Kapıya doğru gitmek için bir iki adım attıktan sonra durup bana döndi ve bu arada şoför anneni almaya gitti birkaç saate gelirler konuşup ikna et sorun çıkarmasın dedi.
Nasıl dedim ağlamak için kendimi zor tutarken
Bir yolunu bulursun sen
Bu gece nişan olursa eline ne geçicek ?
Aslında basit Mert in televizyonda bizim nişan haberimizi izlediğinde yüzünde oluşacak ifadeyi ,hissettiği öfkeyi hayal etsene. Sevdiği kadını elinden alıyorum ikinci kadını olan sevgilisini de aileme çekiyorum ve o hiç bir şey yapamıyor
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK BİRAZ YARAMAZDIR
ChickLitBilge kişi aşkın her zaman aşka inanmayan insanları seçtiğini söyler. Aşkı istemeyenin kaçanın daha çok sevmesini sağlar hatta kendine köle eder. Aşk yaramaz küçük bir çocuk gibidir oynar onlarla der. .Özellikle o kaçanlarla oynar.kaçan kovalanır bu...