kendine aşık et...

90 8 1
                                    

Kapının önünde Ulaş ı beklerken planımı gözden geçirdim ne olursa olsun onunla iyi geçinmeye çalışıp kaçmak istemediğime hatta ona yardım etmek istediğime inandırmalıydım. Gerçekten işim zor görünüyordu. Hatta onu sevdiğimi düşünmesini sağlamam bile gerekebilirdi. Napalım denize düşen yılana sarılır diye düşünürken ulaş giyinip yanıma gelmişti bile hadi gidelim diyerek merdivenlerden inmeye başlayınca onu takip etmeye başladım. Alt kata inip koridorda ilerleyince büyük beyaz bir kapıyı açıp ışığı yaktı ve içeri girdik. Mutfakları gerçekten çok büyüktü. Bütün dolaplar siyahdı.Kocaman siyah bir buzdolabı vardı. Ortada beyaz mermerden büyük bir tezgah vardı. etrafında bardaki yüksek sandalyelerden vardı. Masanın üstünde de meyveyle dolu mavi cam bir meyve tabağı duruyordu. hiçbir zaman meyve yemek aklına gelmeyen ben bile tabağa akınca ağzım sulanmıştı. Ama meyveyle geçiştiremeyecek kadar çok acıkmıştım. Ulaş buzdolabını açıp ne istersin dedi çekinerek biraz peynir ekmek olsa yeter dedim

Saçmalama sedef dedi azarlar tonda .

Tamam sen söyle dedim uysalca.

Tost ister misin dedi.

Olur dedim. Tost ekmeklerini ve tost makinesini dolaptan çıkarırken neli dedi

Sadece kaşarlı dedim.

Kokmak istemiyorsan galiba dedi. sinsice

Hayır damak tadı meselesi dedim. Sakin olmaya çalışarak

Ahh onunla iyi geçinmeye çalışmak zor olacak gibiydi.

Buzdolabından kaşar ve tereyağı çıkardı.

Tereyeğı? dedi sorarak

Olur dedim

İki tane tost ekmeğine bıçak alıp tereyağını sürerken gözüm yüzüğüne takıldı. O da benim gibi kurdelesini çıkarmıştı. Kendi elime bakıp çift yüzüklerinin ne kadar güzel olduğu düşündüm ve o an sanki her şey farklı olabilirmiş gibi geldi. Eğer böyle saçma bir durumun içinde olmasaydık beklide gerçekten onunla nişanlanırdık. Sonra içimden bir ses eğer intikam olmasaydı o sana yaklaşmazdı tanışamazdınız bile o seni intikam almak için seçti kendi söyledi diyordu. Bunları düşünmemeliydim. Sadece yapmam gerekene odaklanmalıydım.

Ulaş dedim sakin çıkan bir sesle kafasını kaldırıp bakınca konuşmaya devam ettim.

Ben ... konuştuklarımızı düşündüm ve ... sen haklıydın yani madem buradan gidemeyeceğim sen oyun bitti diyene kadar o zaman intikamını alana kadar bekleyeceğim.

İnanmayan gözlerle bana baktı.

Sen bu kadar çabuk pes etmezsin dedi.

Beni çok iyi tanıdığını sanmıyorum. Hem bu pes etmek değil ki sadece senin durmayacağını biliyorum ve kurunun yanında yanmak istemiyorum . yani akıllı bir seçim yapıp arada kalmaktansa seni seçiyorum dedim.

Bir süre yüzüme baktıktan sonra

Akıllı bir seçim ama... sana göre değil dedi. Ekmekleri tost makinesine koyup döndü ve bana baktı.

İyi gidiyorsun Sedef hadi devam... Aramızdaki mesafeyi bir kaç adımla kapatıp yanına gittim ve yüzüklü elimle onun yüzük olan elini tutup havaya kaldırdım. Ve gülümseyerek yüzüklerimizi sevdim her ne kadar yalan olsalar da dediğimde gözlerinde hala inanmayan söylediklerimin altında bir şeyler arayan bakışlar vardı.

Neyin peşindesin dedi. Ah bu sandığımdan da zor olacaktı. Elimi elinden çekip geriye birkaç adım attım.

Söyle dedi sert bir ses tonuyla.

AŞK BİRAZ YARAMAZDIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin