[4]

1.3K 87 198
                                    

[tamam, eğlenmene bak.]

"Bana böyle seslenmeyi kes, ben 0'ım."

"Hadi ama, biz eski dostlar değil miyiz? Daha az önce bana '-kun' kullanarak seslendin. Madem sen kuralları yıkıyorsun, ben neden yapamıyorum?"

"Tskk... senin kıçını rahatsız etme sebebim bu değil. O doktoru kov."

"Hangi doktoru?"

"Haitani'nin karısı. O gördüğüm en zayıf doktorlardan biri, bu akıl hastanesine ait değil. En azından İzanaya göre değil."

"Ohhh. Haitani'nin karısı huh... o kesinlikle zayıf ama oldukça ilginç birisi, inan bana. Sadece bekleyelim ve onun İzana için doğru kişi olup olmadığını görelim~."

Akashi sırıttı ve Hanma'nın odasından ayrıldı. Odada yapayalnız kaldı, pencerenin kenarında dururken bir sigara çıkarıp yaktı, aklında sen vardın.

'Y/n...sevgili Y/n...lütfen ölme...'

______________________________

Saat 16.15

"İşten mi dönüyorsun?~" diye sordu Sanzu ikinizin arasındaki 2 dakika uzunluğunda olan garip bakışmayı kesip.

"E-evet. Şey... seni tekrar görmek güzel, Sanzu-san."

"Tabii canım~. Seni gezdirmeyi çok isterdim ama şu anda motosikletim yanımda değil."

"Ohhh, o konuda endişelenme. Otobüsü bekliyorum, beni bırakmana gerek yok." sana 'canım' demesini görmezden geldin.

"Otobüs? İyi olacak mısın peki? Yani demek istediğim, o halka açık araçların içinde sapıklar dolaşıyor."

"H-hayır, iyi olacağım."

"Sanmıyorum, bu yüzden seninle durmama izin ver, ağzından çıkan hiçbir 'ama' ya da 'hayır' kelimesini kabul etmeyeceğim. O zaman şimdi beraber bekleyelim, olur mu?~"

Başını salladın ve onunla otobüsü beklemeye başladın. Birkaç dakikalık beklemeden sonra bir kolunu senin vücuduna doladı, diğer kolu ile de bir sigara yaktı. Bu hareketi durakta otobüsü bekleyenlerin ve yolda yürüyen insanların dikkatini çekti. Onun tek taraflı sarılması seni rahat hissettirmemişti.

Görünüşü ve kıyafeti onu sebepsiz yere insanları yere seren türden bir haydut gibi gösteriyordu. Kadın ve erkeklerin geçtiği bu caddede onu ilgi çekici yapan şey de buydu.

Otobüs sonunda geldi.

İkiniz de bindiniz ama sadece bir koltuk boştu. İkinizden biri, diğerinin oturmasına izin vermeliydi.

"Sanzu-san, sen oturabilirsin-"

"Oh, hemen."

Tereddüt etmeden koltuğa oturdu ve seni ayakta bıraktı.

Kelimenin tam anlamıyla onun koltuğa oturmasına izin vermiştin ama içinde bir yerlerde, onun bir hanımefendi için, diğer bir deyişle 'senin için' koltuktan vazgeçmesini istemiştin.

365 DAYS | izanaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin