the neighbourhood, float
lil peep, save that shit
the weeknd, die for you"Zor zamanlardan geçiyor olsak ve
yalnız hissediyor
olsan bile;bil ki
senin için ölebilirim."Kendimi bozuk bir plağın içinde dönüp duran aynı şarkı gibi hissediyordum; Lilith, ölmeden önce tüm kötülüğünü bana bahşetmiş ama onu koruyamıyorum. Nasıl olur bilmiyorum, şeytan olmak kötülük saçarken yanımda bir melek var.
Melek.
Tam olarak bu.
Taehyung çocukken, hayaletleri sana benzetiyorum dediğinde bunu ciddiye almamıştım ama gittikçe bana bunun nasıl olduğunu göstermişti. "Her yerdesin, beni koruyorsun, hayaletler de korur mu?" diye sorduğunda yaşıma göre daha olgundum tıpkı şimdilerde olduğu gibi ve kocaman gözlerimi ona dikip "Hayaletler gerçek değil." derken son derece ciddiydim ve ardından, "Ama sen gerçeksin.." diye şaşkınlıkla sordun, sen altı ben ise yedi yaşlarındaydık. Ufacık çocuklardık ve benim annem ile babam öldüğünde Yoongi'nin ailesi beni evlatlık aldığından kolayca tanışmıştık seninle. Babandan size kalan miras, Yoongi'ler kadar zengin olmasan bile zengin aile çocuğu yapmıştı seni lakin çok yalnızdın.
Senin aksine; sokaklarda büyüyordum ben. Birkaç mendil satıyordum ama kötü insanlar bana yardım etmiyordu, kimsesizdim. Ucubeydim, kirliydim, zavallı bir çocuktum ve beş yaşına göre fazla acemiydim bunlar için.
Tanrı varsa teşekkür etmeliyim, Yoongi sayesinde büyüdüm ve onun annesi bayan Yoon annem gibiydi.
Ve şimdi bir film sahnesi gibi sana, "Ben gerçek değilim." dediğimi hatırlıyorum, hayalet olmak yerine canavarlar ile konuşan ninja bir çocuktan fazlası değildim ben. Seninle oyun oynamazdım, saatlerce kendi kendime konuşurdum ve sen bana bir şeyler anlattığında dinlemiyor gibi davranır ama dinlerdim ilgimi çekmiyor olmasına rağmen.
Çünkü ben senin iron man'e başlayıp süper kahramanları keşfetme hikayene göre fazla olgundum; senin gibi değildim,sen iron man izlerken ben hırsızlık yapıyordum ücra market aralarında. Ceketimin cebine birkaç çikolata sıkıştırıyordum, bayan Yoon'dan çikolata isteyemezdim ve çikolataları sevdiğini biliyordum.
Hiç param yoktu ama sana birkaç çikolata verip mutlu etmek istiyordum. Bu yüzden hep çok cömert bir herif olduğumu söylerdin, yavaşça yolumu kaybettim büyümeye başladığımda.
Öyle ki, Taehyung'a siktiri çekecek kadar.
Geceydi.
Hala geceydi, yıldızları buradan seçemesem bile zihnimde birkaç silik görüntü oluşuyordu gecenin karanlığı ile. Üşüyordum, göğsüme yatan Taehyung'u kendime çekip onu sıkıca kavrayarak ısınmak istiyordum ama bunun için fazla kötüydüm. Sadece, onun derin nefesleri eşliğinde ona, "Ama gitme lavinia." dedikten sonra ki, "Keşke yapabilsem." adlı yakınmasını düşünüp duruyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You're So Dark✔taekook
Fanfiction"Nereye gidersen git, kiminle olursan ol; umrumda mı sanıyorsun? Günün sonunda kollarımdasın yine."