5| Dayanamam sensizliğe

145 13 53
                                    


Lana Del Rey, Pretty when you cry

Cigarettes after sex, apocalypse

Cigarettes after sex, apocalypse

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Your lips, my lips; apocalyps

Küçükken hayal kurmanın en güzel şey olduğunu düşünürdüm; hayal kurun, derdim gördüğüm her çocuğa. Kendimde çocuktum ama öğüt vermek yaşa bağlı değildi. Hayal kurun, yapabildiğimiz tek şey o. Birkaç sene hayaller kurdum, o sıralar avukat olma hayalleriyle yanıp tutuşurdum. Sonra biraz büyüdüm, ortaokullu bir çocukken, Taehyung'u gördüm.

Ağlıyordu.

Öyle bir ağlıyordu ki, o yaşımda içim acımıştı ona. Yanına gittim usulca, gözlerime taktığım neredeyse 80'lerden kalan garip gözlüğü çıkardım, onu yakama asarken usulca yanına ilerledim. Hatırlıyorum, Taehyung bana göz ucuyla bakmıştı sadece. Yanlız bir çocuk olduğunu görebiliyordum, teselliye ihtiyacı vardı ama benim tek yaptığım hayal kurun diye söylenmek iken ne diyeceğimi bilememiştim. Sonra çocuk aklımla şahane bir fikir buldum, elimde ki muzlu sütü uzattım ona. Gözyaşlarını sildi önce, o zamanlarda naifti şimdiki gibi. Kıpkırmızı gözleriyle baktı bana, "Her üzgün olduğumda muzlu süt içerim. Yani, işe yarar mı bilmem ama denemelisin çocuk." Diyerek sütü eline tutuşturduğumu, sonra çekip gittiğimi hatırlıyorum.

Hayal kurmanın iyi bir şey olduğuna inanmıştım. Sonradan büyüdüm, zihnim artık eskisi gibi yanlız değildi. Kimsesiz değildi, düşünceler onun her şeyiydi. Düşünceler kalabalık kılardı zihnimi ama hayal, hayaldi neticesinde. Hayallerin asla gerçek olmayacağına inandığımda, hayattan ümidimi tamamen kesmiştim artık.

Paramparçaydım.

Beni odada yanlız bırakıp evden çıkıp gittiği andan beridir. Bana bencil dediği, yaşam dediği, bileklerime bakıp derin nefesler soluduğu, ağladığı, beni öptüğü andan beridir paramparçaydım ben. Şimdiyse, hep beraber bir yerlere gideceğimizi söylemiş ama kendisi gelmemişti. Onu anlamıyordum. O kadar karmaşıktı ki, bin parçalık yapbozlar gibi birleştirmesi zordu.

Göğsümde ki bu yangın geçecek diye kendimi kandırıyordum. Geçecek, cennete gideceğim. Gelecek, o gelecek yeniden cehennemin kor ateşine bırakacağım ruhumu. Bana bakacak, yanacağım. Gülümseyecek, daha çok yanacağım. Kül oldum ya bir çift ela gözde. Bana baktıkça alev alacak ruhum. Eminim bundan; eminim, gözlerine baktığım her an daha eminim.

"Yoongi," diye mırıldandım. "Ne yapacağım ben?" Dün geceyi, bu sabahı, ölüm fermanımı anlatmıştım ona. Şimdi arabanın içinde, ikimiz vardık sadece. Yalan söylememişti, bu sefer cidden sinemaya gelmişlerdi ama Yoongi ve ben filme girmek yerine arabada kalmıştık. Çünkü, ona söylemek istediğim şeyler olduğunu belirtmiştim. Anlatırken üç kere gözlerim dolmuştu lâkin üçünde de tutmuştum kendimi.

You're So Dark✔taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin