1.Bölüm

324 33 25
                                    

Yağmurdan oldum olası nefret ettim. İnsanların nesini sevdiğini bir türlü anlayamıyorum. Islanmaktan ,damlalardan kaçan böceklerin size çarpmasından, yağmur sonrası çıkan salyangoz ve solucanlardan...Ne gibi iyi tarafı olabilir ki?
Enerji düşüren boğucu bir havada ders çalışmaksa bir kase enfes dondurmanın siz gelene kadar erimesi kadar kötüydü. Neyse az kaldı. Yağmurlu havaya,lisedeki ergenlere, saçma ortamlarına, birbirlerinin arkasından çevirdikleri entrikalarına biraz daha katlanacağım sonra ver elini üniversite. Tahminimce orada insanlar daha iyi... Yani birbirlerini dibe sokup üstünüzde tepinmiyorlardır herhalde ? Ufak bir tavsiye okul hayatınızda inekseniz belli etmeyin, anlarlarsa vay halinize ! Sınav zamanı dostları, tatlı şeyleri olursunuz sınavlar bittiği anda boş pet şişeleri...

**********

Felsefe sınavına hoşgeldiniz ! Geçer not almaya bakın ,pek iyi alırsanız ne âlâ almazsanız boşverin geçseniz yeter modunda sınava giriyorum. Öğretmen içeri girdi, kağıtlar dağıtılıyor herkesin yüzünde acaba ne sormuş merakı , evet görüyorum kağıt tam bir karmaşa nereden başlayacağım ? İlk soru olmaz o zaman en son soru, kağıdı çeviriyorum ama yazılar pek belli değil. Panikliyorum ama bir faydası yok çünkü zil çaldı sınav bitti ne ara ?
Bilincim kendine geliyor yavaş yavaş alarm çalıyormuş bende korktum.Biricik ruh eşim yatağımdan ayrılıyorum zorda olsa hızlıca banyoya giriyorum.Çıktığımda servisin gelmesine bir saat var. Okul kıyafetlerini giyiyorum,saçlarımı at kuyruğu yapıyorum. Sıfır makyaj, sıfır. "Daha bu yaşta o da neymiş canım bir de okula giderken", diyorum da okulda büyük küçük herkes maşallah boya küplerinin içine düşmüşler. İstisnalar var ama kaideyi bozmaz değil mi? Yine oyalandım servis şoförü kornayı takılı unutmuş galiba ya da herkesi okula davet ediyor. Festival var da benim mi haberim yok? Hızla servise biniyorum 'Oooo maşallah sabah sabah herkesin yüzü şen şakrak' diyesim var, diyeceğim inşallah birgün
uyuyorlar bende uyuyayım bari.

***********

"Saçmalıyorsun sınavda sana neden kopya verecekmişim ? "
"Çünkü biz arkadaşız tatlım."
"Öyle mi? Haberim yoktu! "
"Öyle, istersen sen bizim sıraya gel ya da biz senin olduğun yere gelelim. Ama o kadar kişi boşuna kalkmasın, sen gel."
"Ne kadar düşüncelisin ya iyiki varsın "
diyorum ve yerime geçiyorum. Umarım anlamıştır cevabımın hayır olduğunu. Sınıf bugün baya komik bir gülüyorlar anlatamam. Kulak misafiri oluyorum. Diyorlar ki ; Adamı nasılda kandırdık, bu kadar saf olmasaymış falan filan . Bunlar sosyal medyadan bir kız hesabı açıp adamlardan TL istiyorlar. Onlarda gönderiyor. Sapıklar anlayacağınız.Ellerinde patlamasa bari. Bir anda kızların gülmesi susuyor hayret ! Öğretmen geldi diye ayağa kalkıyorum Görkem beni kolumdan aşağı çekiyor.
"Gelen öğretmen değil gözlerini şu testten bir kaldır, gözlüğün nerde senin?"
Yüzüne bakıyorum ve 'peki ' diyorum.
Çantadan gözlüğümü çıkartıp takıyorum. Teste devam etmeliyim bir soru bir sorudur diye hatırlatıyorum kendime bu yıl son. Buradan kurtulacağım o içten pazarlıklı mikrop insan topluluğundan kurtulmama az kaldı...
Kendi kendime düşünürken Görkem yine dürtüyor takmıyorum, ikinci dürtüşünde 'Efendim?' diyorum tepkili, galiba sesim fazla çıkıyor ya da sınıf birden susma kararı alıyor. Cırtlak sesim sınıfta yankılanıyor. Takmıyormuş gibi yapmaya çalışıyorum, bana ne ayak der gibi bakmaları. Görkem : 'Şu çocuğu görüyor musun ? ' diyor. 'Evet' diyorum. 'Yeni geldi' diyor. Bende 'Nereye, sınıfa mı ?' diyorum. 'Evet ,çok yakışıklı değil mi diyor? '
'Bekle bir bakayım' diyorum. 'Çocuğa şöyle bir alıcı gözüyle bakıyorum fena değil , eh işte. Belki saçları iyiymiş diyebiliriz ama bu kadar , başka yok yani beş üzerinden iki' diyorum. Görkem artık dayanımıyor ki 'Yeter artık son senemiz ve biraz eğlenelim şunu diğerlerine kaptırmayalım olur mu?' diyor. 'İyi sen kaptırma hatta şimdi git tanış onunla etrafında kimse yokken git yoksa sıra sana gelene kadar biri kapmış olacak ' diyorum ve istemsiz bir kahkaha koyveriyorum. Görkem,canım arkadaşım uzun kahverengi saçlarını savura savura bana katılıyor.
'Merhaba' diye tok bir ses duyuyoruz. Aynı anda 'Merhaba' diyoruz Görkemle ama gülmekten kafamızı kaldıramıyoruz. . Sesin kimden geldiği hakkında bir fikrimiz yok umurumuzda da değil, sonuçta merhaba, merhabadır. Sonra yine birbirimize bakıp gülüyoruz. Gülesimiz varmış herhalde sonra tok ses de katılıyor ve hemen susuyorum.Kafamı kaldırmamla yeni çocuk bize bakıyor bir de gülüyor. Hayır 'Neye gülüyorsun, açıkta birşey mi var ? diyeceğim demiyorum. 'Ne anladı ki güldü? ' Tip tip bakışlarımın sonunda dayanamayıp ağzımdaki baklayı çıkartıyorum.'Neden gülüyorsun, komik birşey mi gördün ? ' diyorum.Bozuluyor böyle diyince banane.Ya da bozulmuyor bana öyle gelmişte olabilir. Görkem önce bana bakıp kaş göz yapıyor bu da yetmezmiş gibi alttan da ayaklarıma vuruyordu. Yeni çocuk sen neymişsin be diyorum içimden, bizim Görkemi bile bir hoş ettin.Görkem konuşmayı daha doğrusu başlamaya çalışan konuşmayı toparlamak için 'Nasılsın, nerden geldin, dönemin ortasında neden geldin...?' diye ahiretlik sorularına başlıyor.İkisi konuşurken ben tekrar test çözme işine giriyorum. Giriyorum ama nasıl giriyorum ? Bir kulağım onlarda, adını söylüyor. O anda merakla gözlerinin içine bakıyorum.Gözleride kahverengiymiş, o an kendi kendime gözleri içinde bir puan alır diyorum.O da bana bakıyor, 'Doruk' diyor. Gülümsüyorum, o da gülümsüyor.

Maskenin ArkasındakiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin