3. Bölüm:
"Kaktüs Dikeni"Bölüm şarkısı: Buray, Yüreksiz Tilki
🎶
Bir vazgeçiş, sevginin, bağın, belki de bütün duyguların ayağını kaydırabilirdi.
🌵
İlahi Bakış Açısı
Dudakları şaşkınlıkla aralık kalan Düzenbaz, ortasında durduğu odanın gitgide küçüldüğünü, etrafını ateş çemberinin çevrelediği bir anın içinde olmanın kriziyle yüzündeki karmakarışık ifadeye toz konduramıyordu.
Gözleri yatakta cansız bir şekilde yatan kızı tarumar etmeye yer aradığı için bunu sonraya bırakmayı tercih etti, bileklerindeki kesikten akan kanların zemine damlamasından rahatsızlık duydu. Gözleri kırmızı dosyanın içinde olduğunu tahmin ettiği giysi dolabına kaydığında oraya ilerlemek için bir adım attı ama tekrar durup bileği yataktan sarkan kıza dönüp küfretti. Böyle olmaması gerekiyordu, kendi işine bakmak zorundaydı. Bir kızın intiharı onu ilgilendirmemeliydi. Onun için özel olan dosyayı alıp gitmeliydi, buraya kahramanlık yapmaya değil, dosyayı almak için gelmişti.
Kendini ele vermeden içeride bulunan aile bireylerini bu odaya çekmeliydi ama nasıl diyerek içinden birtakım hesaplamalar yapıyordu. Kıza baktı ve sertçe fısıldadı. "Aptal!"
Deri eldivenlerin sardığı ellerini sımsıkı yumruk yapıp gözleriyle bir şeyler aramak için odayı sessizce, bir o kadar da temkin içinde dolaştı. Çalışma masasında bulunan laptop'a değdi gözleri, emin adımlarla laptop'ın başına geçti, kapağını kaldırıp önüne çıkan şifreyle gözlerini devirdi, kolaylıkla kırdığı şifreden sonra müzik galerisine girip gür bir şarkı açıp sesini sona verdi ve aynı seri kanlılıkla doğrulup sağ elini çıkan sesten dolayı kulağına yasladı, iyice zıvanadan çıkan aksiyon isteyen tarafını dizginledi, ardından son kez yataktaki kıza bakıp nefretle yüzünü izledi. Soluğunu tutup pencereye doğru koştu ancak ayağına değen bir cisimle durup kaşlarını çatarak ayakkabısına takılan küçük, kaktüs saksısını eline aldı ve kapıdan gelen sesler yüzünden hızla vücudunu pencereden dışarı bıraktı.
Bedenini yerde bulduğu anda vücuduna batan taşlara sövüp koca çınar ağacının arkasına sakladı. Gözleri odaya giren adama takıldığında merakla olacakları izlese de sırtındaki ağrıyı hiçe sayamıyordu. Kontrolsüz bir şekilde atmıştı kendini yere, eğer o kız böyle bir şey yapmasaydı, bu gece, o kırmızı dosyayı alıp gidecekti buradan. Ama o kız, yine işine engel olmuştu. İçinden geçirdikleri beynine saplanan bir kurşundu. Öfkeyle elinde sıktığı kaktüs saksısına takıldığında gözleri, sanki onu içerden kendisi almamış gibi şaşkınca kaktüse, sonra odada, avazı çıkana kadar bağıran adama kaydı bakışları.
"İklim! Aç abicim gözlerini!!''
İçi çıkacakmış gibi bağıran adama bakıp küfretti.
"Aptal, asalak kız," diye bir fısıltıyla anlaşmaya vardığında başına taktığı siyah şapkayı biraz daha indirdi gözlerinin üstüne. Elindeki kaktüsü cebine koyup başını son kez eve çevirdi, kendi için çizdiği yolda yürümeye başladı ancak duyduğu kadın çığlığıyla gözlerini yumup ellerini deri çeketinin ceplerine yerleştirdi, ileriye park ettiği arabasına binip sırtını koltuğa yasladığı gibi titrek bir nefes alıp verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KABURGASI KIRIK ŞÖVALYE
Mystery / ThrillerÇok kişilikli dünyanın tek kişilikli elçisi; DÜZENBAZ! 03.04.2021. #Bu isimle yayımlanan ilk kitaptır. BU HİKAYEDEKİ OLAYLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR, GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA HİÇBİR İLGİSİ BULUNMAMAKTADIR.