Size yeni ve komik bir kesitle geldim. Asi ve Yılmaz arasında ki en güzel anılardan ufak bir kesit paylaşacağım umarım beğenirisiniz. Bu kitabı yazacağım gün için sabırsızlanıyorum aynı zamanda da çok üzüleceğim için içim buruk. Onların hikayesi çok başka olacak aşkları çok başka inanıyorum buna :)
Yorum yapıp fikir belirtebilirsiniz.
***
Masanın ortasına güzelce kızarmış ıslakozu koyduğumda Yılmaz'ın kaşları çatılmıştı. Bir bana bir de masanın ortasında duran ıslakoza bakıyordu. "Lan bu ne?"dediğinde gözlerimi devirdim.
"Deniz mahsülü Beyoğlu çok mu garipsedin?"karşısındaki sandalyeye oturduğumda yüzünü buruşturdu. Bizim evde misafirlere veya elit aile yemeklerinin vazgeçilmezi olan sosyetik yemeğiydi ıslakoz sanırım bizim anadolu kütüğü Beyoğlunu pek açmamıştı.
"Ayakları var bunun."diye sızlandığında kendimi tutamayıp kıkırdadım gözlerimi kısıp alınganlıkla konuşmaya başladım.
"Ya güzel bir masa yapmak istedim kuru pilav mi koysaydım?"
"Valla koysaydın iyiydi Asi bunun gözleri bana bakıyor yok yiyemem ben bunu."yüzünü buruşturdu. "Ne bileyim bana farklı lezzetler denettireceksin derken ben anadoludan bir şeyler yapacaksın sandım."göz devirdim ve gülmeye başladım.
"Sen onları her gün yiyorsundur Yılmaz."omuz silktim ve diğer tabağı uzattım. "Suşhi ye."bir kaç saniye inceledikten sonra parmağını uzatıp bir tane aldı. "Çatalını kullansana."diye sitem ettiğimde omuz silkti onu çubuk kullanmaya ikna edememiştim bari çatal kullansaydı ayı!
"Çiğ balık yok değil mi içinde?"diye şüpheyle sorduğunda kafamı olumsuzca salladım.
"Yok pişmiş yengeç var ama."bir an kala kaldı surat ifademi gördüğünde beni kırmamak için ağzına attı. Çiğnemeye başladı ama beğenmediği bütün yüzünden anlaşılıyordu beni kırmamak için zorla çiğnemeye başlamıştı. "Nasıl?"diye inatla sorduğumda elini mükemmel olmuş dercesine salladı ama surat ifadesi biraz sonra kusacağım dercesine bağırıyordu. "Ayy kusucaksın şimdi sen en iyisi acılı tteokbokki ye o sana daha tanıdıktır."
"Ne bokki ne bokki?"hafifçe güldüğümde masadaki suyu alıp kafasına diklemişti.
"Pirinç keki havuç ve lahanalı özel sosuyla birlikte acılı da sen acı seversin onu dene."
"Peki deneyelim bakalım."çatalını alıp tabaktan bir parça aldığında ağzına atmıştı bu defa beğenmiş olacak ki gülümsedi. "Sen mi yaptın bunları?"dediğinde sırıttım.
"Hayır."kaşlarını çattı.
"O zaman niye sabahtan beri sana ellerimle sofra hazırladım diye yakınıyorsun?"
"Eee sofrayı ben hazırladım yemekleri değil ki."
- YILMAZ NAMI DEĞER BEYOĞLU -
- ASİ -
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINIRLARI AŞMAK +18 (ASKIDA GEÇİCİ OLARAK)
Fiksi Remaja"Rüya gerçekten de rüya aslında uyandığında her şey bitiyor. Dışarıdakiler muhteşem bir rüya görüyor bense bir kabusun içinde gibiyim. Her hareketime yaptıklarıma nefes almama bile karışan soyadını düzgün lanse etmemi isteyen baskıcı dediğim dedik b...