Sıcak.
Uyandığı an hissettiği tek şey sıcaktı... Yazın gelmesiyle beraber hava haddinden fazla ısınmaya başlamıştı.Bunu düşünerek uzandığı yatağından pencereyi açmak için kalktı.Odası evlerinin arkasında bulunan ve sonsuz gibi görünen ormana bakıyordu.
Gözlerini bir kaç saniyeliğine kapatıp derince bir nefes aldı.Ilık meltemin yüzünü yalamasına izin verdikten sonra ela parlak gözlerini yavaşça araladı ve tüm ihtişamıyla yeni yeni doğmaya başlayan bir alev topu gibi görünen güneşi izlemeye daldı.Kumral kız,güneşin parlak ışığının yüzüne fazlasıyla vurduğunu fark ettiğinde hızlıca saate baktı ve okul için hazırlanmaya başladı.Babasıyla karşılaşmayı bekleyerek mutfağa ilerledi fakat boş olan mutfaktan babasının bugün eve gelmediğini anladı ve evden çıktı.
Sıcak havanın verdiği depresif kişiliğinin zıttı bir enerjiyle okula girdi ve girer girmez enerji vampirleriyle karşılaşmasına içinden bir küfür savurdu.
''Ah bakın kim giriş yaptı okula! Ophelia! Gelsene biraz sohbet edelim,bana annen tarafından nasıl sevilmediğini anlatırsın.Ahahahaha.''
Ophelia karşısındaki güzelliği zekasıyla ters orantılı olan okulun klasik popüler,kötü kalpli kızına bir bakış attı ve içinden bu kadar saçma davranmayı nasıl beceriyor diye düşünerek kızı dikkate almadan yoluna devam etti.
Annesi Ophelia ve babasını Ophelia daha 5 yaşındayken terk etmişti ve terk ettiği günden beri ne Ophelia ne de babası annesini tekrar görmemişti.Babası bunu kaldırmakta çok zorlanmış ve Opheliayla ilgilenmeyi neredeyse bırakmıştı.Neyse ki bu Ophelia için pekte sorun değildi.Ne annesiyle ne de babasıyla çok sağlam bir bağı yoktu.Babasını severdi ama annesi gittikten sonra ilişkileri fazlasıyla zarar görmüştü ki Ophelia bu konuyla uğraşacak kadar ilgili değildi.Annesi hakkında düşünmeyi bırakalı zaten çok uzun yıllar geçmişti ama bu aptal kızın hala bu konuda dalga geçerek Opheliayı kötü ya da ezik hissettireceğini düşünmesi aşırı komiğine gidiyordu.Bu hiçbir zaman kötü hissettiren ya da ezik hissetmesine sebep olan bir konu olmamıştı.Ophelia bu tarz şeylere pek takılmazdı ama umrunda olmadığını nasıl hâlâ fark etmemişti de bunun için gereksiz bir şekilde çabalıyordu.Bunu bile yapması Ophelia'nın enerjisini zedelemeye neden oluyordu.
Çok üstünde durmadan sınıfına ilerledi ve sırasına oturdu.Dersleri her zaman çok iyi olan bir öğrenci olmuştu.Küçüklüğünden beri ders gibi mevzular onu hiç zorlamamıştı ki zaten zorlansa da bu konuda çevresinde konuşmaktan hoşlanmadığı öğretmenleri dışında ona destek olacak kimse yoktu.Kimseyle iletişime girmeden kitaplarını çıkardı ve hoca gelene kadar onlarla ilgilendi.Sınıfta kimse Opheliayla konuşmazdı.Aynı şekilde Ophelia da onlarla.Onu bu şekilde kabul etmişlerdi ve bu Opheliayı fazlasıyla mutlu ediyordu. Pek insancıl biri değildi,hatta olabildiğince kendi kabuğuna çekilmeyi seviyordu.İnsanlarla iletişime girmeye çalıştığında asla devam ettiremiyordu.Kendini hiçbir yere ait hissetmiyordu.
Onu buraya ait hissettiren gerçek anlamda ne ailesi,ne arkadaşı,ne sevgilisi vardı.Bu aidiyetsizlik hissi vücudunda içten içe sürekli onu kemiren bir solucan gibi kendini hissettirirdi.Bu his bazen o kadar dayanılmaz olurdu ki Ophelia bulduğu ilk suya kendini fırlatırdı.
Su.
Su Opheliayı her zaman sakinleştirmişti.Aidiyet hissi denen şeyin varlığını da su sayesinde öğrenmişti.O suya aitti.Bu konu hakkında hiçbir fikri yoktu oldum olası su ile arasında farklı bir bağ olduğuna inanırdı.Ne bunu kanıtlayabilirdi ne de anlatabilirdi.Sadece biliyordu.Su vücudunda dolanırken hissettiği duyguları hiçbir kelime veya cümleyle açıklayamazdı.Ophelia suyla birdi onlar aynı şeylerdi.
Dersi bu düşünceler arasında bittiğinde sınıftan çıktı ve kendini tuvalete attı.Bal gözlü kızın elini yüzünü serinletmeye ihtiyacı vardı.Belirli aralıklarla ellerini ıslatıp yüzüne değdirdikten sonra kurulanmadan durdu ve aynadaki aksini izledi.Açık kahve saçları biraz karışmış ve kabarık dalgalar halinde omzuna dökülüyordu.Orta kalınlıktaki kaşlarının yüzüne sert bir ifade katmasını seviyordu.Ve gözleri... Ophelia gözlerine bayılırdı.Büyük çok güzel ama ifadesiz bakan ela gözleri ve uzun kirpikleri vardı.Orta kalınlıktaki dudakları ve yumuşak yüz hatlarıyla tatlı olmasına rağmen tuhaf bir şekilde aynı zamanda keskin bir yüze sahipti.Aynaya bakıp gülümsedi.Görünümünü beğeniyordu.
Bu bedenini beğeniyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PROPHECY
FantasySudan gelenle tamamlanacak dokuz kahraman. Dinlesin aciz sesimi! Bir kehanet içinde ilerlemek... Şimdi sizlerin,bunu yapması gerek. Amacınız bu işi,birlikte bitirmek. Herkesin karşısına çıkacak türlü zorluklar, Görkemli ruhları taşıyabilecek mi on...