Bne geldim artık olayları ışık hızında anlatıp bunları sevgili yapmak istiyorum. 🥺💋❤️💅🌈
Bölüm 4
Lee Felix~
Hyunjin enayi gibi başımda bekliyordu ve gerçekten stresli görünüyordu. Bir şey olmuş gibiydi. Ondan nefret ediyordum.
Gerçi.... Aşk hemen nefrete dönüşmezdi değil mi? Artık ona aşık değildim. Sadece seviyordum. Ama her geçen gün bana işkence ediyorlardı. Hyunjin de zevk alır gibi izliyordu sadece.. Karanlık korkum olduğunu bildiği halde karanlıkta bırakıyordu beni. Bazen aç bırakıyor bazen adamlarına dövdürtüyordu.
Bunları Hyunjin yaptırıyordu. Babası birkaç gündür ortalarda yoktu. Seungmin ve Jeongin ile sadece bir kere konuşmuştum ve bana zorla Hyunjin ile çok sık çalışmamız gerektiği için Hyunjin'in evinde kaldığımı söyletmişlerdi.
Şimdi ise Hyunjin karşımda düşünüyor bende onu izliyordum.Dışarıdan sesler geliyordu ve ben korkuyordum. Gök gürlüyor ağaç dalları cama çarpıyordu.
"Hyunjin."
"Hm?"
"Ne oluyor bu ses ne?"
"Fırtına var Felix korkma."
"Bir şey mi oldu? Düşüncelisin."
"Bunu bana soramazsın bana karışamazsın."
"Yardımcı olmaya çalışıyordum Hyunjin."
Cevap vermeden düşünmeye devam etti. Birkaç saat önce bir yere gitmişti. Gitmeden önce gayet memnundu ve benimle dalga geçiyordu. Şimdi ise karşıma geçmiş emekli maaşı ile geçinmeye çalışan dedeler gibi kara kara düşünüyordu.
Acaba biri borç mu istemişti? Birisi çıkma teklifi mı etmişti? Hayıııır! Kesin Seungmin dövdü bunu.
Son zamanlarda bağırmaktan sesim kısılmıştı. Zaten sesim çıkmıyordu. Bu nedenle ağzımı artık kapaıyorlardı. Bende sık sık şarkı söylüyordum.
Yine şarkı mırıldanmaya başladım. Hyunjin derin nefes alarak beni izlemeye başladı. Bende göz göze gelmemek için gözlerimi kapattım.
Tam şarkıya kendimi kaptırmışken kapı çarpıldı. Bay Hwang sinirli bir biçimde yanımıza geliyordu. Yanında bir adam daha vardı.
"Baba?"
"Hyunjin çekil işim var!"
"Dur ne!"
"Ne oldu yine Hyunjin?"
"Woojin?"
"Sadece işimi yapıyorum."
Hyunjin o çocuğu tanıyor gibiydi. Onu görür görmez yüz ifadesi değişmişti. Ona karşı dişlerini sıkarak konuşuyordu.
"Lee Felix artık senden kurtulma zamanı istediğimi alıp seni bırakacağım. Hyunjin su koltuğa otur yoksa neler olacağını biliyorsun."
Bay Hwang ve Hyunjin karşımdaki koltuğa oturdular. Hyunjin bacağını sallıyor, bay Hwang ise gayet mutlu bir şekilde beni izliyordu.
Woojin denen çocuk yanıma geldi. Histerik bir sırıtmayla gülmeye başladı.
"Merhaba Felix ben Woojin. Şimdi senden tek bir şey isteyeceğim sakın ama sakın bağırma yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim. Şimdi seninle çok eğleneceğiz. Önce sana bir kaç soru soracağım."
"Sen kimsin ya?"
"Kapa çeneni dedim."
Hyunjin o kadar sinirli görünüyordu ki ben bile ondan korkmuştum. Sanki her an Woojin'in üstüne atlayacakmış da bir şey onu durduruyormuş gibiydi.
"Sevgilin var mı Felix?"
"Tch. Yok."
"Daha önce bir ilişkin oldu mu?"
"Nasıl yani?"
"Basit ilişki sevgilin fln oldu mu?"
"Hayıır."
"Peki. Ya cinsel bir ilişkin oldu mu Felix?"
"N-ne!?"
"Olacakları tahmin edemezsin düzgünce konuş."
Neler diyordu bu adam. Kim bilir bana ne yapacaktı şimdi. Korkudan titreyen dizlerimi görmezden gelmeye çalışarak sertçe yutkundum. Ellerim bile titriyordu.
"Olmadı."
"Desene ilkin olacağım."
"N-ne!?"
"Ne!?"
Hyunjin de en az benim kadar şaşırmış görünüyordu. Artık yüzünde okumayan bir ifade vardı. Fakat sinirli olduğu her halinden belli oluyordu.
"Otur yerine oğlum!"
Hyusung (Hyunjinin babası) Hyunjin'in kolunu sertçe tutarak geri yerine çekti. Hyunjin'in yüzü kasılıyordu. Sinirlendiği her halinden belliydi.
Woojin bana doğru geldi. Elini kaldırdı ve çillerimin olduğu kısmı okşamaya başladı.
Kafamı çekmeye çalışsam da buna izin vermiyordu. Zaten çok korkuyordum bu nedenle karşı gelecek cesaretim yoktu. Şimdi olacakları az çok tahmin edebiliyordum.
Derin nefes aldım ve beklemeye başladım. Woojin yanaklarımı tuttu ve dudaklarıma yapıştı.
Ağzımı açmam için bana bir tokat attı ve ben dudaklarına doğru inledim. Şu an gerçekten çok kötü hissediyordum. Eskiden aşık olduğum adamın önünde başka bir -ayrıca tanımadığım- adamla öpüşüyordum.
Ağlamaya başladığımda Woojin'in kesinlikle durmayacağını anladım.
Nefes almak için ayrıldığında sırıtmaya başladı. Hyunjin babasına bir şeyler söyledikten sonra Hyusung Woojin'i durdurdu.
Uzun bir öpüşmenin ardından sesli bir şekilde ayrıldık. Ben ağlıyordum, Woojin ise istediğini almanın verdiği mutlulukla Hyusung'un yanına gitti. Hyunjin hemen kalkıp yanıma geldi.
"Bak Felix acelem var. Gitmem gerek. Ama sakın ağlama. Seni bırakacağım sadece sabret."
"Sen varya senden nefret ediyorum! Ben daha 19 yaşındayım. Bana dokundu Hyunjin! Hepsi senin suçun! Senden nefret ediyorum!."
"Biliyorum"
Sesi fısıltıyla çıkmıştı. Önümde diz çökmüş başı eğikti. Bir an için ağladığını düşünmüştüm fakat ayağa kalkıp kafasını salladı.
"Ben gidiyorum maalesef tek başına kalacaksın. Ağlama ve korkma."
Hızlı adımlarla kapıdan çıktı. Bende ağlamaya devam etme kararı aldım ve sessiz gözyaşları dökmeye başladım.
___
Hyunjin~
Kendimi suçlu hissediyordum. Her ne kadar onu korkumak için yapmış olsam da dediği şeylerle birlikte suçluluk duygusu tüm zihnimi ele geçirmişti.
Şimdi ise babamdan kurtulmaya gidiyordum. Woojin'i daha sonra halletmeliydim. Çünkü o gerçekten güçlüydü.
Babamdan kurtulup Felix'i serbest bırakmalıydım. Felix'e olan aşkım ise gizli kalmaya devam edecekti.
Ona bunları yaşattıktan sonra beni patronu olarak bile görmezdi.
Zaten beni sevmediğine eminim.
Felix üzgünüm ilk ve tek aşkım. Sen benim ilkim ve tekim oldun ama ben senin ilkin olamadım.
___
Arkadaşlar böyle üstü kapalı anlatıyorum biraz yakında anlayacaksınız neler olduğunu. Aklımda çok karmaşık bir kurgu var o yüzden yazarken zorlayabiliyor. Neyse öptüm sizi by.🥺💋❤️💅🌈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇOK GEÇ | HyunLix
FanfictionFelix patronunun oğluna aşık olmuştu. Fakat kendisinin birkaç özelliği yüzünden patronun oğlu kendisinden nefret ediyordu. Felixin aşkı nefrete dönüşmeden Hyunjin durmalıydı... Angst yazmıyorum. Yan shipler changmin , chanın, minsung.