Bölüm 3

59 21 2
                                    

'Mektup'

''Lanet alarmı duymak zorunda mıydım?'' Kristen saçma sitemini yaptıktan sonra alarmı kapatıp telefonundan saate baktı. Saatin yedi buçuk olduğunu görünce ''Ah, Tanrım yeterince yorucu bir hafta geçirdim en iyisi bugünü kendime ayırayım.'' Kristen tekrar uykusuna dalmadan önce Michele arayıp bugün gelmeyeceğini bildirdi. Kristen telefonu bırakıp kafasını yastığa koyduğu gibi uykusuna devam etti. Kristen'ın tatlı uykusunu bölen yine telefonu oldu. Arayan Heatherdı, durumun çok acil olduğunu ve hemen gelebilmesinin mümkün olup olmadığını sordu. Kristen konuşmayı hiç uzatmadan telefonu kapatıp yatağından kalktı. Alelacele yüzünü yıkar yıkamaz üzerine kabanını alıp öylece pijamaları ile evden çıktı. Merdivenlerden inerken fark etmemişti pijamalı bir şekilde gittiğini, fark ettiğinde de yolu yarılamıştı. Nefes nefese kalmıştı Heather yirmi beşinci katta oturuyordu Kristen'ın asansör fobisi olduğu için yirmi beş katı çıkmak zorunda kaldı. ''Ah, Tanrım bu binaları yaparken insanlar ne düşünerek bu yükseklikte yapıyor ?'' tam kapı ziline basarken Heather kapıyı açmıştı, ''Tanrım, Kristen bu halin ne?'' ''Bilmiyormuş gibi sorman yok mu Heather beni öldürüyorsun !'' ''Özür dilerim Kris aklım yerinde değil kusuruma bakma.'' ''Neyse önemi yok çekil şuradan bakim.'' diyerek Heatherı biraz itip içeriye girdi. Kristen direkt halının üzerine oturdu. ''Şimdi gelelim sana, beni alelacele çağırmanın nedeni ne?'' Heather içeriye gidip elinde bir zarfla geri geldi, elindeki zarfı Kristena uzattı ''Bu ne ?'' ''Elektrik faturası Kris, Tanrım aç şunu.'' Kristen zarfı açıp sesli bir şekilde okumaya başladı.    

'Sana çok güzel bir şekilde hitap ederek söze başlamak isterdim ama içimde sana olan nefretten ötürü yazamadım. Şu lanet dünyada ne yaptıysam hiç bir kadın senin yerini tutmadı, bitiren sen oldun Heather. Aradan iki yıl geçti ve ben hala seni unutamadım vücuduna sürdüğün losyonundan saçındaki şampuanın kokusuna kadar hatırlıyorum. Birileri ile yakınlaştığını görmek beni deli ediyor. Sakın bunu tehdit olarak algılama ama ben senin yerinde olsam adımlarıma, takıldığım kişilere dikkat ederdim tatlım. Unutma ki sana nefesin kadar yakınım. Hatta şu an korkulu gözler ile bu mektubu okuduğunu da biliyorum. Ah yok mu senin şu çilek kokulu arkadaşın oda şuan yanındadır sanada selam Kristen...'

''Bu ne tür bir sapık öyle ?'' diyerek Kristen elindeki kağıdı bıraktı. Oturduğu yerden kalkarak Heathera doğru yaklaştı. ''Korkulacak bir şey yok, endişelenme hiç bir şey yapamaz.'' Heather korkulu gözlerle, ''Kristen farkında değilsin ama Marianoyı bilmiyorsun aşırı takıntılı biri aradan bu kadar yıl geçmesine rağmen tekrar ortaya çıkması bir şeylerinde kötü olacağına işaret.'' Kristen biraz düşündükten sonra ''Bir dakika, bu çocuk nereye gitmişti?'' Heather tavana bakıp iki yıl öncesini düşünüp ''Sanırım ülkesine geri dönmüştü ben de mesafeli ilişkiyi yürütemeyeceğimi diyerek ayrılmıştık. Evimi değişmeme rağmen burayı nasıl buldu? Üstelik hiç bir ortak arkadaşımız da yok. Tanrım, Kris gerçekten de çok korkuyorum.'' Kristen'ın konuşmasıyla kapının çalması bir oldu. İkisi de önce birbirlerine sonra kapıya baktılar, Kristen ''Sen burada kal ben bakarım.'' Kristen kapıyı açıp kimsenin olmadığını görünce yerdeki orta boyda olan kutuyu alıp içeriye girdi. Elinde kutu ile içeriye giren Kristenı gören Heather şaşkınca ''B-bu da n-ne neyin nesi?'' ''Şştt, sakin açıp göreceğiz.'' Kristen içinden 'Umarım bomba yoktur.' diye geçirip kutuyu yavaşça halının üzerine bırakarak mutfaktan bir bıçak alıp geri döndü. Dizlerinin üzerine oturarak kutuyu bıçak yardımı ile açtı. Şaşırmıştı bomba yoktu, koskoca kutunun içinde bir şişe parfüm vardı. Kristen parfümü eline alıp, ''Korkulacak bir şey yok bak sadece bir parfüm.'' diyerek parfümü Heathera gösterdi. Heather parfüme bakınca ''LANET OLSUN KRİSTEN!!'' Kristen anlamsız bir şekilde ''Bu kadar tepki vermeni gerektiren şey de ne ? Alt tarafı parfüm değil mi?'' ''Alt tarafı bir parfüm dediğin şey benim iki yıl önce ki kullandığım parfüm.'' Kristen şaşkın bir şekilde ''Tamam, tamam sakin kalıyoruz bu o sapık olabilir de olmayabilir de. Düşün bakalım iki yıl önce onun dışında bir başkası ile oldun mu?'' Heather gözlerini devirip ''Saçma saçma konuşma Kris, hem olsa bile ne alaka.'' ''Ya bak güzelim Mariano olmayabilir bundan bahsetmeye çalışıyorum.'' Kristen çok sıcak olduğunu fark edince üzerinde kalın siyah kabanını çıkartıp koltuğun üzerine koydu. ''Yeterli bu kadar Mariano meselesi, biraz o konudan uzaklaşalım mı? Nöbetten mi geldin ?'' Heather derin bir iç çekerek ''Ah, evet başım ağrıyor uykusuzluktan bir de bu olunca çok bitkinim şu an Kris.'' ''Heather bir duş al rahatla sonra birlikte benim dükkana geçelim birer kahve içip leziz keklerden yeriz sonra da bana geçeriz hııh ne dersin ?'' Heather, ''Kulağa fena gelmiyor ama önce biraz uyusam mı bütün gece hastalar ile uğraştım.'' Kristen olumlu anlamda başını salladıktan sonra Heather yatak odasına geçip uyudu. Kristen da kendine atıştırmalık bir şeyle hazırlayıp koltuğa geçerek televizyonu açtı.

Saatler üçü çeyrek gösteriyordu Kristen televizyon başında uyuya kalmış, Heather çoktan kalkmış hazırlanmıştı. Kristen'ın yanına gelip ''Kristen, Kristen hadi uyan bakalım.'' diyerek parmak ucu ile Kristen'ın omuzuna dokunuyordu. Heather'ın üçüncü kez seslenişin ardından Kristen, ''Hı, hııh ne oldu ? !'' ''Gitmiyor muyuz? Güzellik uykundan ayılsan da gitsek ha?'' Kristen olduğu yerde esneyip ayağa kalktı. Kristen üzerini gösterip ''Gidelim gitmesine de ben bu kıyafetle mi çıkacağım.'' ''Saçmalama tabii ki de böyle değil. Hadi sana benim dolaptan bir şeyler uyduralım.'' Birlikte Heather'ın odasına geçip Kristen için bir şeyler ayarlıyorlardı fakat Heather bir yetmiş dört boylarında sıfır beden olduğundan zorlanmışlardı. Sonunda uygun bir şeyler bulmuşlardı Heather kendisi için bir valize iki üç günlük kıyafetlerini ve ihtiyacı olan diğer şeyleri koyduktan sonra evden çıktılar. 

Sonunda pastaneye gelmişlerdi biraz orada vakit geçirdikten sonra Kristen'ın evine doğru ilerlediler. Eve yaklaştıklarında Kristen'ın aklına bugün saat onda arabasının dükkana bırakılacağı gelmişti. Kristen bir an duraksayıp ''Ah Tanrım arabam !!'' Heather anlamsızca ''Ne araba ? Kris iyi misin?'' ''Heather ! Saat onda arabamı getireceklerdi ne araba var ne de...'' Kristen tam sözüne devam edecekken telefonuna baktı defalarca cevapsız çağrı vardı ''Tanrım bu telefonu kim sessize almış ?'' Heather elini Kristen'ın omuzuna koyup ''Arayan her kimse geri aramayı düşünüyor musun güzelim?'' diyerek göz kırptı. Kristen arayanın tamirci olduğunu düşünerek numarayı geri aradı. Düşündüğü gibiydi arayan kişi tamirciydi. Dediğine göre defalarca aramış ama cevap veren olmadığı için bugün ki olan teslimi Kristen'ın kendisinin alması gerekiyormuş. Kristen sinirlenmişti ama haksız olduğunu da bildiği için sert çıkışmadan konuşmayı bitirdi. Kristen yarın erken saatlerde arabasını teslim alacaktı. 

Eve gelmişlerdi Heather valizini Kristen'ın odasına koyup içeriye geçti. Kristen mutfak dolabından yiyecek bir şeyler çıkartıp tezgahın üzerine koydu. Kristen'ın evinde oturma salonu ve mutfağı bir olduğu için Heather oturduğu koltuktan Kristen'ın ne yaptığı rahatlıkla görebiliyordu. Kristen her zaman ki gibi tost yapıyordu. ''Hey Heather yanında herhangi bir şey ister misin?'' Hetaher gülerek ''Ne var menüde tatlım.'' dedi Kristen dövecekmiş gibi bakarak ''Macestereli ne isterse o var.'' dedi. Kristen tabakları hazırladığında ikisi de gülerek tostlarını yemeye başladılar. Yemek esnasında Kristen'ın telefonuna bir mesaj gelmişti. Çocukluk arkadaşı olan Bradleydendi. Mesajda bu gece için kendisi ve arkadaşı Justin'in davetli olduğu bir parti düzenlenmiş ve bu partiye davetli olanlar partnerleriyle birlikte gelmek zorunda olduğundan, Bradley ve Justin de partiye onlara eşlik etmesi için Kristendan rica da bulunmuştu. Kristen mesajı okumayı bitirdikten sonra Heathera baktı, Heather canı sıkkın bir şekilde tostunun kağıdı ile oynuyordu. ''Heather gidelim mi, ne dersin? Hem senin içinde iyi olur ha?'' Heather oynadığı tost kağıdından kafasını kaldırıp ''Aslında fena bir fikir değil Kristen ama bugün gelen zarfı sende okudun ya o gerçekten de buradaysa. Oraya gittiğimizde bir sorun çıkartmasını istemem.'' ''Ah, hadi ama saçmalama böyle bir şey olması yüzde sıfır gibi bir şey.'' Kristen Heatherı ikna etmek için biraz daha konuşunca Heather isteksiz de olsa kabul etti içinde korku vardı ama bir yandan da iyi geleceğini, bugünü biraz da olsa geride bırakabileceğini düşündü. Kristen Bradleye geri dönüşünü olumlu yaptıktan sonra akşam saat on civarında bir araya gelmek için anlaşmışlardı. 


ÇİLEK KOKULU PASTANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin